Trump, Sisi'nin yerinden edilmeyi reddetme ısrarına karşılık verecek mi?

Mısır ve Ürdün en çok da daha fazla ülkeyi yanlarına çekmekte zorlanacak

Gazze'nin kuzeyine dönüş yolundaki Filistinliler, 27 Ocak 2025 (AFP)
Gazze'nin kuzeyine dönüş yolundaki Filistinliler, 27 Ocak 2025 (AFP)
TT

Trump, Sisi'nin yerinden edilmeyi reddetme ısrarına karşılık verecek mi?

Gazze'nin kuzeyine dönüş yolundaki Filistinliler, 27 Ocak 2025 (AFP)
Gazze'nin kuzeyine dönüş yolundaki Filistinliler, 27 Ocak 2025 (AFP)

Amr İmam

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'nden yüz binlerce mülteciyi kabul etme önerisini reddeden Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Mısır'ın bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını destekleyen değişmez politikasını bir kez daha teyit etti. Sisi'nin 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana değişmeyen bu tutumu, Filistin davasına olan bağlılığını yansıttı.

Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır'ın Filistinlilerin sınır dışı edilmesine karşı duruşunu vurgulamak ve ülkesinin Trump'ın Gazze'yi insansızlaştırma çabalarına nasıl karşı koyacağını göstermek için çeşitli taktikler kullandı. Kenya Devlet Başkanı William Ruto ile 29 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında Trump'ın 25 Ocak'ta ortaya attığı öneriye yanıt verme fırsatı bulan Mısır Cumhurbaşkanı, ülkesinin Filistinlilere adaletsiz davranan hiçbir çözümün tarafı olmayacağını kesin bir dille ifade ederken bağımsız bir Filistin devleti çağrısını yineledi. Sisi, en kısa zamanda iki devletli bir çözümün hayata geçirilmesi için ABD Başkanı ile birlikte çalışma sözü verdi.

Filistinlilerin uğradığı tarihi haksızlıklara değinen Sisi, Trump'ın iki devletli çözümü dayatabileceğine inandığını belirtirken aynı zamanda Mısır halkının, Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmayı amaçlayan herhangi bir planı onaylamasına izin vermeyeceği uyarısında bulundu.

Sabit politika

Mısır her zaman 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının güçlü bir destekçisi oldu. Kahire yıllarca iki devletli bir çözümün savunulmasında aktif olarak rol aldı. Müzakereler sırasında tarafların tutumlarını yakınlaştırmak ve iç bölünmeleri sona erdirmek için Filistinli gruplar arasında birçok toplantıya ev sahipliği yaptı.

Mısır, Hamas'ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırıların ardından 8 Ekim 2023'te İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaş başladığında Gazzelilerin yerlerinden edilmesine yönelik her türlü girişime karşı uyardı. Gazze'nin ayrım gözetmeksizin bombalanmasının, zorla yerinden etme planının bir başlangıcı olabileceğini vurguladı. Aynı zamanda Gazze'nin yaşanmaz bir bölge haline getirilmesine karşı uyarıda bulunarak Gazzelileri topraklarına sahip çıkmaya çağırdı. Cumhurbaşkanı Sisi bizzat Gazzelilere seslenerek Gazze'yi terk etmemelerini tavsiye etti ve terk etmeleri halinde geri dönmelerine izin verilmeyebileceğini söyledi.

Sisi’nin Trump'ın iki devletli çözümü dayatabileceğine inandığını belirtmesi, Trump'ın Sisi'nin Gazzelilerin bir kısmını kabul edeceğine inandığını ifade ettiği son açıklamasına verilen doğrudan bir yanıt gibi görünüyor.

İsrail, savaşın ilk günlerinde Gazze'ye tüm ikmali kestiğinde Mısır sert bir tutum sergiledi. Sina Yarımadası’ndaki Refah Sınır Kapısı’ndan yabancı ülkelerin vatandaşlığına sahip olanların çıkışına ve kuşatma altındaki Gazzelilere ulaştırılmak üzere insani yardımların girişine izin vermeyi reddetti.

Gazze'nin dış dünyaya açılan tek kapısı olan Kahire, Gazze'yi yöneten Hamas Hareketi üzerindeki nüfuzunu kullanarak ocak ayı ortalarında Hamas ile İsrail arasında ateşkes ve esir takası anlaşmasının sağlanmasına yardımcı oldu. Bu gelişme, Kahire’nin Filistin-İsrail arasındaki bitmek bilmeyen şiddet döngüsünün durdurulmasındaki önemini bir kez daha orta koydu.

Doğru yönü göstermek

Mısır lideri, iki devletli çözüm yoluyla bir Filistin devletine duyulan ihtiyacı vurgulayarak net ve kararlı bir vizyon ortaya koydu. Trump'ın yanlış bir varsayıma dayanan Gazze nüfusunun başka bir yere taşınması önerisine doğrudan karşı çıkıyor. Trump, Gazze'deki Filistinlilerin varlığının İsrail'e karşı şiddetin başlıca nedeni olduğunu ve bu nedenle onların çıkarılmasının çatışmayı sona erdireceğini hesaplıyor gibi görünüyor. Ancak bu bakış açısı temel bir gerçeği göz ardı ediyor. O da şiddetin daha derin bir sorunun, yani yasadışı işgalin yansımalarından sadece biri olduğu gerçeğidir.

sdcfrgthy
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AFP)

İster İsrail'de ister başka bir yerde olsun, sivillere yönelik saldırılar haklı gösterilemezken, Filistinlilere yönelik şiddet İsrail'in Filistin topraklarını işgali ve Filistinlilere dayattığı ağır koşullar bağlamında anlaşılmalı. Gazze Şeridi, 2005 yılına kadar onlarca yıl boyunca İsrail’in işgali altında kaldı. Hamas'ın 2007 yılında yönetimi şiddet yoluyla ele geçirmesinin ardından İsrail tarafından fiilen dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürüldü. O tarihten bu yana, birbirini izleyen zorunlu göç dalgalarının ürünü olan Gazzeliler en temel haklardan ve yaşam gerekliliklerinden mahrum bırakıldı.

Gazzeliler yıllardır Hamas'ın otoriter yönetimi ile İsrail'in devam eden ablukası arasında sıkışıp kalmış durumda. Onları topraklarından sürmek ne İsrail'in güvenlik kaygılarını giderebilir ne de barış ya da istikrar sağlayabilir. Aksine, Trump'ın yaklaşımı zaten baskı altında olan bu grubu daha da marjinalleştirecek ve krizi çözmek yerine daha da şiddetlendirecek.

Top Trump'ın sahasında

ABD Başkanı Trump’ın iki devletli çözümü dayatabileceğine inandığını ifade eden Sisi, harekete geçme sorumluluğunu Trump'a yüklerken Sisi’nin bu tutumu, Trump'ın Sisi'nin Gazzelileri kabul edeceğine inandığını ifade ettiği son açıklamasına doğrudan bir yanıt gibi görünüyor. Trump söz konusu açıklamada, ‘dostu’ olduğunu söylediği Sisi'nin Gazzelileri kabul edeceğinden emin olduğunu vurgulamıştı.

Trump'ın açıklaması sonrası Sisi, Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmaya yönelik her türlü girişimi engellemek için on milyonlarca Mısırlının sokaklara döküleceğini söyledi.

Filistin meselesini, iki ya da üç kişi arasındaki bir iş anlaşması gibi, kişiselleştirilmiş müzakereler yoluyla çözülebilecek bir mesele olarak ele almak tamamen yanlış bir yaklaşım. Trump, Gazze Şeridi’nden ‘temizlemek’ istediği Filistinlilerin sadece istenildiği zaman hareket ettirilebilecek nesneler değil, topraklarına sarsılmaz bir bağlılık duyan insanlar olduğu gerçeğini göz ardı ediyor.

zxcdfvgt
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'daki Oval Ofis’te bir kararname imzalamadan önce basın mensuplarına açıklamalarda bulunurken, 30 Ocak 2025 (AFP)

Son birkaç gün içinde basına yansıyan, Gazze'nin güneyinden kuzeyine doğru kilometrelerce yürüyen yüz binlerce insanın görüntüleri çok şey anlatıyor. Bu azim, Filistinliler geri döndüklerinde evlerini enkaza dönmüş halde bulacaklarını çok iyi bilseler de yine de geri dönmeye ve İsrail'in geride bıraktığı kaos, yıkım ve ölümden yeni bir hayat kurmaya kararlı olduklarının bir göstergesi.

Bütün bunlar, tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı ve yaşanıyor. Şimdi Başkan Trump'ın da bu olanları gördüğünü kanıtlama sırası geldi.

Geri adım atmak

Trump'ın açıklaması sonrası Sisi, Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmaya yönelik her türlü girişimi engellemek için on milyonlarca Mısırlının sokaklara döküleceğini söyledi. Mısır Cumhurbaşkanı bu söylemi ilk kez kullanmıyor. Daha önce Temmuz 2013'te Savunma Bakanı olduğu dönemde, dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesine karşı çıkan İslamcı gruplardan algılanan tehditler karşısında, Mısırlıları ‘potansiyel terörizm’ ile mücadele etmek için kendisine yetki vermek üzere sokağa çıkmaya çağırmıştı. İsrail'in Ekim 2023'te Gazzelileri Sina Yarımadası’na yerleştirme çağrılarına yanıt olarak da aynı taktiği kullanan Sisi, ardından 29 Ocak'ta Mısır halkının Filistinlileri topraklarından sürmeyi amaçlayan her türlü planı kesin bir dille reddettiğini bir kez daha vurguladı.

Ürdün de Mısır gibi Trump'ın Gazze'yi insansızlaştırma önerisini kategorik olarak reddediyor.

Sisi'nin bu tutumu, onun daha iki gün önce kendisini ‘dost’ olarak tanımlayan Trump'la karşı karşıya gelmenin garipliğinden kaçınmasını sağlıyor. Trump, 2016 yılında ilk başkanlık dönemi öncesinde seçim kampanyasını yürütürken Mısır Cumhurbaşkanı ile ‘iyi bir kimyaya’ sahip olduklarını vurgulamıştı.

Doğrudan karşı karşıya gelme

Öte yandan Ürdün de Mısır gibi Trump'ın Gazze'yi insansızlaştırma önerisini kategorik olarak reddediyor. Bu tutumlar, 20 Ocak'taki yemin töreninde yaptığı konuşmada kendisini ‘barışçı’ olarak tanımlayan dünyanın en güçlü ülkesinin başkanı olan Trump’ın düşüncesini etkilemek için uluslararası bir yarışa kapıyı aralayacak gibi görünüyor.

Mısır, Ürdün ve Arap ülkelerinden müttefikleri için bundan sonraki zorluk daha fazla ülkeyi yanlarına çekmek olacak. Batılı ülkelerdense şimdiye kadar Fransa ve Almanya Trump'ın planına karşı olduklarını dile getirdi. Diğerleri de aynı tutumu sergileyebilir. Ancak daha geniş çaplı bir muhalefetin sağlanması için sadece Mısır ve Ürdün'ün değil, tüm Arap devletlerinin yoğun diplomatik çaba sarf etmesi gerekiyor.

Arap ülkeleri Başkan Trump’ı bağımsız bir Filistin devletini destekleyen bir tutum benimsemeye zorlamaya çalışırken, Trump'ın planını ‘ezber bozan bir düşünce’ olarak karşılayan İsrail'in sert direnişiyle karşılaşacaklar. Bu önerinin 4 Şubat'ta Beyaz Saray'ı ziyaret etmesi beklenen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Trump arasında yapılacak görüşmelerin başlıca gündem maddelerinden biri olması şaşırtıcı olmayacak. İsrail'deki aşırı sağcı partiler ve yasadışı yerleşimlerin savunucuları, bunu Gazze'nin ilhakına yeşil ışık olarak göreceğinden, İsrail'in diğer ülkelere planı desteklemeleri için baskı yapması bekleniyor. Bu diplomatik mücadele, önümüzdeki on yıllar boyunca, belki de sonsuza kadar, bağımsız bir Filistin devleti hayalinin kaderi için belirleyici olacak.



Prens Andrew ve "Çin casusu" iddiası: Gizli belgeler yeni detayları ortaya çıkardı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Prens Andrew ve "Çin casusu" iddiası: Gizli belgeler yeni detayları ortaya çıkardı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Belgeler, Prens Andrew'un şirketi için 2,5 milyar sterlin (yaklaşık 110 milyar TL) toplamaya çalışırken Çin Komünist Partisi'nin üst düzey yetkililerinden gizli tavsiye istediğini ortaya çıkardı.

The Times'a göre Dük, Çin'de artık iptal edilmiş olan Pitch@Palace girişimciler programı için para toplamak amacıyla "kraliyet ailesinin rolünden yararlanmayı" planladı.

Bu haber, Andrew'un yakın sırdaşı Yang Tengbo'nun Çin casusu olduğunun iddia edilmesi üzerine ulusal güvenlik gerekçesiyle Birleşik Krallık'tan çıkarılmasından sonra geldi.

Yang'ın telefonunda bulunan belgeler arasında Yang'la Dük arasında yapılması planlanan bir görüşmeye ilişkin hatırlatma notu da yer alıyordu. The Times'a göre notta, Çin'in Londra Büyükelçisi Zheng Zeguang'ın Andrew'u "değerli bir iletişim kanalı" olarak gördüğü belirtiliyor.

Yang'ın telefonundan elde edilen diğer belgeler Andrew'un 2019'da Çin Devlet Konseyi Enformasyon Ofisi yöneticisi Jiang Jianguo'dan tavsiye istediğini gösteriyor.

Britanya Doğu Asya Konseyi Genel Sekreteri Alistair Michie, bu yöneticiye Andrew'un Çin'de dünya liderleri için bir konferans düzenlemek istediğini söylemiş.

"York Dükü Hazretleri'nin sizin şahsi düşüncelerinize değer vereceğini biliyorum. Bu da onun planlarını formüle etmesine yardımcı olacak ve böylece bir uzlaşmaya varılmasını sağlayacak" diye yazmış.

"Londra'dayken özel ve gayrı resmi olarak York Dükü Hazretleri'nin görüşlerini alabilirim" diye eklemiş.

Pitch@Palace, Andrew tarafından kurulan ve genellikle teknoloji sektöründe faaliyet gösteren girişim firmalarını olası yatırımcılarla buluşturmayı amaçlayan Dragons' Den tipi bir mentorluk ağıydı.

Fonun Çin'deki ayağı "York Dükü, Ortadoğu ülkeleri ve Çin arasında altın bir dostluk üçgeni" kurmayı amaçlıyordu ve Yang tarafından denetleniyordu.

Belgede, "Vakıf, Britanya kraliyet ailesinin belirli ülkelerle olan geleneksel dostluk ilişkilerine dayanarak bu taraflarla Çinli ortaklar arasında dostluk ve karşılıklı güveni teşvik edecek" denmiş.

Parti politikalarının üzerinde ve seçim döngülerinden etkilenmeyen bir yapıya sahip olduğundan kraliyet ailesi, uzun vadeli vizyonları takip edebilir ve istikrarlı, kalıcı bir etki yaratabilir.

50 yaşındaki Yang, 2021'de gözaltına alındıktan sonra, Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) yabancı yetkililer üzerinde nüfuz kazanmakla görevli karanlık bir kolu olan Pekin'in Birleşik Cephe Çalışma Departmanı'na hitaben yazılmış mektuplarla birlikte ele geçirilmişti.

Buckingham Sarayı ve diğer kraliyet konutlarına davet edilmek için üst düzey bağlantılarını kullandığı söylenirken, yeni haberlerde iki eski başbakanla da görüştüğü iddia ediliyor.

Sunday Times, David Cameron'la Downing Sokağı'ndaki bir resepsiyonda ve Theresa May'le de Londra'daki ofisinde son 15 yıl içinde gerçekleşen resmi bir etkinlikte tanıştığını iddia etti.

Yang "yanlış ya da yasadışı hiçbir şey yapmadığını" ve "hakkında yaygın olarak yapılan 'casus' tanımlamasının tamamen gerçek dışı olduğunu" söylemişti.

Independent Türkçe