Trump Gazze’deki savaşı sona erdirdikten sonra İsrailli yerleşimcileri destekleyen adımlar atıyor

Washington Filistinlilere yönelik şiddet olaylarına karışan İsrailli yerleşimcilere uygulanan yaptırımları kaldırırken Tel Aviv'e saldırı tüfeği tedarik etme niyetinde

İsrailli yerleşimciler 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria'da 23 Filistinliyi öldürdü, onlarca evi ve aracı yaktı (AFP)
İsrailli yerleşimciler 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria'da 23 Filistinliyi öldürdü, onlarca evi ve aracı yaktı (AFP)
TT

Trump Gazze’deki savaşı sona erdirdikten sonra İsrailli yerleşimcileri destekleyen adımlar atıyor

İsrailli yerleşimciler 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria'da 23 Filistinliyi öldürdü, onlarca evi ve aracı yaktı (AFP)
İsrailli yerleşimciler 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria'da 23 Filistinliyi öldürdü, onlarca evi ve aracı yaktı (AFP)

Halil Musa

Donald Trump, ikinci döneminin başlamasına saatler kala selefi Joe Biden yönetiminin Filistinlilere yönelik şiddet olaylarına karışan bir grup İsrailli yerleşimciye uyguladığı yaptırımları iptal eden bir başkanlık emri imzalayarak Filistin-İsrail çatışmasına yönelik farklı bir politika izleyeceğinin sinyalini verdi.

Eski ABD Başkanı Joe Biden yönetimi her ne kadar İsrail’e ‘Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında siyasi, askeri ve uluslararası koruma’ sağlamış olsa da İsrail aşırı sağı, ‘Batı Şeria'daki yerleşimcilere yönelik ahlaksız tutumu’ nedeniyle İsrail'e saldırıyor.

Biden yönetiminin İsrailli yerleşimcilere ulaşmasından korktuğu için İsrail'e saldırı tüfeği tedarikini askıya alması Tel Aviv ile Washington arasında bir anlaşmazlığa sebep olmuştu.

Ancak Trump yönetimi bu kararı tersine çevirmeyi ve İsrail'e, geçtiğimiz aylarda ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Anthony Blinken tarafından dondurulan 34 milyon dolar değerinde 24 binden fazla saldırı tüfek sağlamayı düşünüyor.

Taraflı politika

ABD Dışişleri Bakanlığı, The Independent Arabia’nın Washington'ın Tel Aviv'e söz konusu saldırı tüfeklerini sağlamasına yönelik yasağın kaldırılma ihtimaline ilişkin sorusunu yanıtlamayı reddederek, şu anda bu konuda paylaşabilecekleri herhangi bir gelişme olmadığını belirtti.

Eski Bakan Blinken bu silahların tedarikini dondurma kararını, ABD Kongresi'ndeki Demokrat Partili temsilcileri, saldırı tüfeklerinin Filistinlilere karşı kullanılmak üzere İsrailli yerleşimcilerin eline geçebileceği yönündeki endişelerinin ardından almıştı.

Biden yönetimi, aşırılık yanlısı yerleşimciler tarafından uygulanan yüksek düzeydeki şiddetin, Filistinlilerin köylerinden zorla tahliye edilmesinin ve mülklerin tahrip edilmesinin kabul edilemez boyutlara ulaştığını savundu.

Itamar Ben-Gvir, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı olarak görev yaptığı dönemde İsraillilere ve yerleşimcilere ‘Filistin terörizmine karşı kendilerini savunmaları’ için on binlerce tüfek dağıttı.

Sivillere toplu silah dağıtımının İsraillilere yönelik saldırıların tekrarlanmasını önlemek için gerekli olduğunu söyledi.

Ancak 7 Ekim 2023 yılından bu yana yerleşimciler Batı Şeria'da 23 Filistinliyi öldürdü ve onlarca ev, araç ve camiyi yaktı.

Ben-Gvir, Trump’ın Filistinlilere yönelik şiddet olaylarına karışan İsrailli yerleşimcilere uygulanan yaptırımları kaldırma kararını ‘tarihi bir adaletsizliğin ve yıllarca süren önyargılı bir politikanın düzeltilmesi’ olarak değerlendirdi.

ABD'nin İsrailli yerleşimcilere yönelik yaptırımlarını, ‘demokrasi ilkelerine ve iki dost ülke arasındaki karşılıklı ilişkilere zarar veren, İsrail'in içişlerine açık bir dış müdahale niteliğinde tehlikeli bir adım’ olarak tanımlayan İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise “Washington ve Tel Aviv arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesi, adalet, özgürlük ve güvenliğe olan ortak inanç değerlerine dayanmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

“En iyi dost”

Yeni Trump yönetimi ekibi İsrail yanlısı ve hatta dinci Siyonist partiler tarafından temsil edilen aşırı sağcı olarak görülüyor.

Trump'ın ABD'nin İsrail Büyükelçiliğine aday gösterdiği Mike Huckabee, Biden ve Kongre üyelerinin İsrail'e silah tedarikini dondurma kararını ABD’nin ‘sadece Ortadoğu'daki değil, tüm dünyadaki en iyi dostuna sırtını dönme girişimleri’ diye nitelendirerek reddetti.

Smotrich ve Ben-Gvir'in görüşlerine katılan Huckabee, Batı Şeria'nın tamamının İsrail'e ait olduğuna ve Filistin diye bir halkın olmadığına inanıyor.

ABD Kongresi’nin Demokrat Partili üyeleri, 2023 yılı sonlarında İsrail'in ‘tüfeklerin kullanımına ilişkin uygun güvenceler’ sağlaması koşuluyla kararı gayri resmi olarak onaylasalar da silahların İsrailli yerleşimcilerin eline geçmesine ilişkin endişelerini dile getirmişlerdi. Bunun üzerine dönemin ABD Dışişleri Bakanı Blinken, bu silahların Tel Aviv'e sevkiyatını dondurdu.

İsrail, söz konusu saldırı tüfeklerini ABD'li bir silah üreticisinden satın aldı, ancak İsrail'e tedarik edilmesi için ABD Dışişleri Bakanlığı'nın onaylanması ve Kongre'ye bildirilmesi gerekiyor.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Müeyyed Şaban'a göre ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'e yönelik politikası, İsrailli yerleşimcileri bölgelerini boşaltmaya ve ilhak planını uygulamaya zorlamak için Filistinlilere karşı daha fazla suç işlemeye teşvik ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Şaban, yerleşimcilere yönelik yaptırımları iptal eden ve İsrail'e özel saldırı tüfekleri sağlamayı düşünen Trump yönetiminin Filistinlilere karşı talihsiz bir başlangıç yaptığını söyledi.

Batı Şeria'da faaliyet gösteren iki kurum olduğuna dikkati çeken Şaban, bunlardan birincisinin İsrail ordusu ve İsrail İç Güvenlik Servisi Şin Bet, ikincisinin ise Batı Şeria'daki yerleşimciler ve onların kurumları olduğunu söyledi.

Filistin ile ABD arasındaki görüşmeler

Geçtiğimiz hafta Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Genel Sekreterliği görevine Hüseyin eş-Şeyh, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Riyad'da bir araya geldi.

Şeyh, FKÖ'nün Witkoff'a büyük saygı duyduğunu, çabalarını takdir ettiğini ve barışı ilerletmek için kendisiyle ve Trump yönetimiyle birlikte çalışmayı sabırsızlıkla beklediğini söyledi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, göreve başlaması vesilesiyle tebriklerini ifade ettiği mesajında Trump’a uluslararası meşru kararlar çerçevesinde iki devletli çözüm doğrultusunda, görev süresi boyunca barışın sağlanması için kendisiyle birlikte çalışmaya hazır olduklarını ifade etti.

Abbas, çözümün ‘Filistin Devleti ile İsrail Devleti'nin barış ve güvenlik içinde yan yana yaşamasından geçtiğini’ vurguladı.

Ancak Abbas, basın tarafından ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak bilinen ve Filistinlilerin ‘Filistin davasını tasfiye etme girişimi’ olarak gördükleri barış planı nedeniyle Trump’ı ilk başkanlık döneminde (2017-2021) eleştirmişti.

Trump tarafından 2020 yılında önerilen plan, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin bazı bölümlerini içinde yer alan bir Filistin devletinin kurulmasını öngörüyor ve İsrail'e Ürdün Vadisi ve sınır kapıları üzerinde egemenlik veriyor.

Plan, Filistinlilerin geri dönüş hakkı gibi her türlü tarihi ve insan hakları taleplerinin rafa kaldırılmasını da içeriyor.

İsrail aşırı sağı tarafından da reddedilen bu planın akıbeti şu an için bilinmiyor. Plan, bağımsız olmasa ve 1967 sınırlarına dayanmasa da bir Filistin devletinin kurulmasını öngörüyor.

Peki İsrailli aşırı sağcılar ne istiyor?

İsrailli siyasi analist Yoav Stern, Trump'ın ABD'nin bir grup İsrailli yerleşimciye uyguladığı yaptırımları kaldırarak ve ağır silahlardan saldırı tüfeklerine kadar İsrail'e silah ihracatı üzerindeki kısıtlamaları kaldırmaya başlayarak selefi Biden'dan farklı ve alışılmışında dışında bir politika izlediğini düşünüyor.

Stern'e göre Trump yönetimi, Trump'ın müttefikleri olduğunu ve aşırılık yanlısı ideolojileriyle dayanışma içinde olduğunu düşünen İsrailli aşırı sağcıları güçlendirmeye dayalı farklı bir görüşe sahip.

Ancak Trump'ın planladıkları ile İsrailli aşırı sağcıların istedikleri arasında birtakım farklar olduğuna dikkati çeken Stern’e göre Trump’ın barış planı çerçevesinde bir Filistin devleti kurmak istiyor, ama aşırı sağcılar buna şiddetle karşı çıkıyor.

Stern, Trump'ın kurulmasını istediği Filistin devletinin 4 Haziran 1967 sınırlarında olmayacağını, ancak İsrailli yerleşimcilerin yine de buna karşı çıktığını açıkladı.

Washington merkezli Wilson Center araştırmacılarından Joe Macaron, Trump'ın Batı Şeria'da İsraillilere bazı tavizler vermeye istekli olabileceğini, ancak bu tavizlerin Trump’ın bölge ülkeleri ile İsrail arasında arabuluculuk yaptığı normalleşme anlaşmalarının sayısını artırma çabalarını riske atmayacağını söyledi.

Macaron'a göre Washington İsrail'e Batı Şeria'da hareket alanı bırakacak, çünkü buradaki durum Gazze'dekinden farklı olarak yerleşimlerin varlığı nedeniyle daha karmaşık.

Trump'ın Netanyahu'dan bölgeyle ilgili vizyonunun bir parçası olmasını beklediğini söyleyen Macaron, aralarındaki ilişkinin bir test aşamasına gireceğini ve salı günü Washington'da yapılacak görüşmenin bu testin duraklarından biri olacağını da sözlerine ekledi.

Netanyahu Washington’da

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada, mevcut savaş sırasında aldığı kararların Ortadoğu'nun çehresini değiştirdiğini söyledi. İsrail Başbakanı, ABD Başkanı ile yakın çalışmanın İsrail'in Ortadoğu'yu daha iyi bir şekilde yeniden şekillendirmesini sağlayacağını da sözlerine ekledi.

Netanyahu, Washington ile yakın bir ilişkinin güvenliğin artmasına, barışın genişlemesine ve güç yoluyla büyük bir barış döneminin gerçekleşmesinin önünü açacağını belirtti.

Joe Macaron ise Trump’ın bölgede yeni savaşlar istemediğini ve selefi Biden'dan farkını ortaya koymak için Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeye çalıştığını vurguladı.

Öte yandan Filistinli siyaset uzmanı Cihad Harb, Trump'ın kararlarının Filistinlilerin ulusal hakları pahasına İsrail aşırı sağına verdiği desteğin bir parçası olduğunu düşünüyor.

Harb'a göre Trump'ın İsrailli yerleşimcilere yönelik yaptırımları kaldırma kararı, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması önerisi ve yönetiminin İsrail'e saldırı tüfekleri tedarik etme niyetiyle aynı zamana denk gelmesi tesadüf değil.

Bunun aşırılık yanlısı İsrail hükümetiyle özdeşleşme çabası olduğunu düşünen Harb, Trump'ın anlaşmaya varma konusunda bir işadamı gibi düşündüğü ve hareket ettiği yönündeki söylemleri ise reddetti.

Harb, Trump'ın ilk başkanlık döneminde, Yahudi lobisinin teşvikiyle Kudüs ve yerleşim birimleri konusunda İsrail'i destekleyen önemli kararlar aldığının altını çizdi.



Trump: Filistinlilerin Gazze'yi terk etmekten başka alternatifi yok

ABD Başkanı Donald Trump başkanlık ofisinde konuşuyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump başkanlık ofisinde konuşuyor (Reuters)
TT

Trump: Filistinlilerin Gazze'yi terk etmekten başka alternatifi yok

ABD Başkanı Donald Trump başkanlık ofisinde konuşuyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump başkanlık ofisinde konuşuyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump Salı günü yaptığı açıklamada Filistinlilerin Gazze Şeridi'ni terk etmekten başka alternatifleri olmadığını vurguladı. Trump, Mısır ve Ürdün'ün Gazze'den yerinden edilmiş Filistinlileri kabul etmesini istediğini de sözlerine ekledi.

Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Filistinlilerin fırsat bulmaları halinde kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ni terk ederek başka bir yerde yaşamayı  çok isteyeceklerini ifade eden Trump,"Bence bunu yaparlarsa çok mutlu olurlar" dedi.

Gazze çevresindeki İsrail yerleşimlerini desteklemediğini söyleyen Trump, Ürdün ve Mısır'ın Gazze'den gelenleri kabul edebileceğini yineledi.

Trump, “Ürdün ve Mısır, İsrail askeri saldırısının korkunç bir insani duruma neden olduğu ve on binlerce kişinin ölümüne yol açtığı Gazze'den daha fazla Filistinliyi kabul etmelidir” dedi. Bunun geçici mi yoksa uzun vadeli bir öneri mi olduğu sorulduğunda Trump şunları söyledi: “Biri ya da diğeri olabilir.”

Trump szölerini şöyle sürdürdü:  “Gazze kelimenin tam anlamıyla harap olmuş bir yer, neredeyse her şey yıkılmış durumda ve insanlar orada ölüyor, bu nedenle bazı Arap ülkeleriyle ortaklık kurmak ve bir değişiklik için barış içinde yaşayabilecekleri farklı bir yerde konut inşa etmek daha iyi.”

Filistinlilerin tepkili

Gazze'de yaşayan Filistinliler, Trump'ın kendilerini Gazze Şeridi'nden çıkarma fikrini reddetiklerini, savaşın yıkıma uğrattığı Gazze Şeridi'nin yeniden inşası gecikse bile topraklarında kalacaklarını vurguladı.

Yarım milyondan fazla Filistinli Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeyine geçti.

Birleşmiş Milletler Salı günü, geçtiğimiz hafta yarım milyondan fazla Filistinlinin Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeye geçtiğini bildirdi.

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, bir hafta süren İsrail ve Filistin toprakları ziyareti kapsamında Ramallah'ta Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa ve bazı Filistinli bakanlarla bir araya geldi.

BM'den yapılan açıklamaya göre aynı zamanda Acil Yardım Koordinatörü olan Fletcher, Filistin Kızılay Derneği (PRCS) başkanı ile acil durum ekiplerinin karşılaştığı zorlukları görüştü.

Açıklamada, geçtiğimiz hafta yarım milyondan fazla Filistinlinin Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeyine geçtiği, 36 binden fazlasının ise kuzeyden güneye doğru hareket ettiği kaydedildi.