Rubio: Trump, Gazze'nin yeniden inşasından Washington'u sorumlu tutmayı teklif etti

 ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Guatemala Devlet Başkanı ile ortak basın toplantısında medyaya konuşuyor,(AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Guatemala Devlet Başkanı ile ortak basın toplantısında medyaya konuşuyor,(AFP)
TT

Rubio: Trump, Gazze'nin yeniden inşasından Washington'u sorumlu tutmayı teklif etti

 ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Guatemala Devlet Başkanı ile ortak basın toplantısında medyaya konuşuyor,(AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Guatemala Devlet Başkanı ile ortak basın toplantısında medyaya konuşuyor,(AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze Şeridi'nin yeniden inşasından ABD'yi sorumlu tutmayı teklif ettiğini duyurdu.

Rubio, Guatemala City'de düzenlediği basın toplantısında, teklifin benzersiz olduğunu ve Gazze'ye müdahale ve enkazın kaldırılmasını kastettiğini belirterek, Şeridi yeniden inşa sırasında, sakinlerinin bir yerde yaşamak zorunda kalacağını söyledi.

Rubio, teklifin düşmanca bir hareket olmadığını, detayların kesinleşmesi için çalışma yapılması gerektiğini belirtti.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında, ABD'nin Filistinlileri başka yerlere yerleştirip ekonomik olarak geliştirdikten sonra savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele geçireceğini belirtmişti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu adım, Amerika'nın İsrail-Filistin çatışmasına yönelik on yıllardır süren politikasını baltalayacaktır.

Duyuru, Trump'ın salı günü Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kalıcı olarak komşu ülkelere yerleştirme yönündeki şok edici teklifinin ardından geldi. Trump, Şeridi bir "yıkım alanı" olarak nitelendirdi ve buranın "dünya halklarına" ev sahipliği yapacağını belirtti. Trump, buranın "Ortadoğu'nun Rivierası" olacağını ifade etti.

Bu fikre Filistinlilerle Ortadoğu ve dünyadaki birçok ülkeden gelen şiddetli muhalefete rağmen Trump, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında ABD'nin Gazze'nin kontrolünü ele geçirmesi ve Gazze Şeridi'nde yaşayanları sınır dışı edilmesi yönündeki önerisini "herkesin beğendiğini" vurguladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP