Netanyahu: Filistinlilerin Gazze'den ayrılmasını engelleyen Mısır

Netanyahu, Trump'ı hem ABD hem de dünya için ‘harika bir başkan’ olarak tanımladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu: Filistinlilerin Gazze'den ayrılmasını engelleyen Mısır

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın liderliğinin yanı sıra Gazze ve Ortadoğu'ya yönelik politikasını övdü. Netanyahu, Filistinlilerin yıkılan Gazze Şeridi'ni terk etmesini engelleyenin Mısır olduğunu öne sürdü.

ABD merkezli Fox News kanalında ‘Life, Liberty and Levin’ programına katılan Netanyahu, Filistinlilerin Gazze'den taşınması ve ABD’nin Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirmesi önerisine desteğini yineledi. Netanyahu, İsrail'in Ortadoğu'daki gelecek politikalarında ABD ile yakın bir şekilde çalışma taahhüdünü vurguladı.

Trump’ın Gazze Şeridi'ne ilişkin önerisinin ‘iyi, yeni ve yıllardır gelen ilk taze fikir olduğunu’ belirten Netanyahu, “Gazze büyük bir hapishaneye dönüştü ve Trump'ın şu anda yaptığı şey bu hapishanenin kapılarını açmaya ve Filistinlileri buradan çıkarmaya çalışmak” dedi. İsrail Başbakanı, savaştan önce bile Filistinlilerin Gazze Şeridi'ni terk etmesini engelleyenin Mısır olduğunu öne sürdü.

Netanyahu, Gazzeliler için alternatif bir yer bulunması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Trump'ın İsrail'in Beyaz Saray'da sahip olduğu en büyük dost olduğunu düşünüyorum. Kendisi sadece İsrail-ABD ittifakını bugüne kadar gördüğümüzün ötesinde dönüştürüp güçlendirmekle kalmadı, bunun yanında hem ABD hem de dünya için büyük bir lider.”

Göreve gelmesinin üzerinden bir aydan kısa bir zaman geçen Trump, Ortadoğu ve İsrail'le ilgili birçok yüksek profilli hamlede bulundu.

Geçtiğimiz hafta Beyaz Saray'da Netanyahu ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen ABD Başkanı, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden kalıcı olarak nakledilmesini ve Gazze'nin kontrolünün ABD’ye devredilmesini önerdi.

Trump ocak ayı sonlarında eski Başkan Joe Biden yönetiminin ambargo koyduğu İsrail’e bomba tedarik yasağını da kaldırdı.

ABD Başkanı, bu haftanın başlarında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) ABD vatandaşları ve İsrail gibi müttefiklerine karşı soruşturmalar açmasına yardımcı olan kişileri hedef alan ekonomik yaptırımlar ve seyahat kısıtlamaları getiren bir kararname imzaladı.

UCM daha önce, Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'e saldırmasının ardından İsrail'in Gazze Şeridi'ne açtığı savaşta ‘sivillere karşı kasıtlı saldırıları yönetmekten sorumlu’ tuttuğu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı.

Trump’ın göreve başlamasından ilk iki haftada verdiği sözü yerine getirdiğini söyleyen Netanyahu, “(Trump) Antisemitizme ve UCM’ye karşı çıktı. Bu yozlaşmış uluslararası mahkeme ABD’yi hedef alıyor, İsrail'i hedef alıyor, demokrasileri hedef alıyor” şeklinde konuştu.

Netanyahu sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail'in ABD’den daha iyi bir dostu yoktu. Şimdi de Başkan Trump'ın liderliğinde ABD’nin İsrail'den daha büyük bir dostu yok. Bu, harika bir başlangıç ve büyük ittifakımızın yeniden canlanması.”



Trump'ın tehditlerinden ‘endişelenen’ Tahran bundan şikayetçi ve BM Güvenlik Konseyi'nin müdahalesini talep ediyor

İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve İran konulu Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (DPA)
İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve İran konulu Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (DPA)
TT

Trump'ın tehditlerinden ‘endişelenen’ Tahran bundan şikayetçi ve BM Güvenlik Konseyi'nin müdahalesini talep ediyor

İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve İran konulu Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (DPA)
İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve İran konulu Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (DPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerine bir mektup gönderen Tahran, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a karşı askeri güç kullanma tehdidinde bulunan ‘endişe verici ve sorumsuz’ açıklamalarına karşı uyarıda bulunarak, bunun uluslararası hukuku ihlal eden ‘tehlikeli bir emsal’ oluşturduğunu bildirdi.

İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, BM Güvenlik Konseyi'nin bu ayki başkanı Çinli delege Fu Cong'a ve bir kopyasını da uluslararası örgütün Genel Sekreteri Antonio Guterres'e gönderdiği mektupta, İran'a karşı ‘açıkça güç kullanma tehdidinde bulunan’ ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘endişe verici ve sorumsuz açıklamalarına BM Güvenlik Konseyi'nin dikkatini çekmek istediğini’ belirtti.

Geçtiğimiz hafta New York Post gazetesine verdiği bir demeçte Trump şunları söylemişti: “İran ile nükleer olmayan silahlar konusunda bir anlaşmaya varmak isterim. Bunu onları bombalamaya tercih ederim. Ölmek istemiyorlar. Kimse ölmek istemez.”

Pazartesi günü ise Fox News’e verdiği röportajda, “Onları bombalamadan bir anlaşma imzalamak isterim” diyen Trump, “Tahran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemenin iki yolu var; ya bombalarla ya da bir kağıt parçasıyla” şeklinde konuştu.

İrevani, “Bu pervasız ve kışkırtıcı açıklamalar, uluslararası hukuku ve BM Şartı'nı, özellikle de egemen devletlere karşı güç kullanma tehdidini veya kullanımını yasaklayan ikinci maddesinin, dördüncü bölümünü açıkça ihlal etmektedir” dedi.

“Bu provokasyon, sözde maksimum baskı politikası ile daha da şiddetlenmektedir” diyen İrevani, ABD tarafından alınan ‘yasadışı eylemleri’ ve ‘tek taraflı zorlayıcı tedbirleri’ pekiştiren, ‘İran'a karşı düşmanlığı tırmandıran ve uluslararası hukukun temel ilke ve normlarını açıkça ihlal eden’ 4 Şubat 2025 tarihli ABD Ulusal Güvenlik Başkanlık Memorandumu’na atıfta bulundu.

İran'ın ‘bu pervasız tehdidi şiddetle reddettiğini ve kınadığını’ belirten İrevani, ‘BM Güvenlik Konseyi'nin bu tür küstah söylemler karşısında sessiz kalmaması gerektiğini, zira güç kullanma tehdidinin normalleşmesinin tehlikeli bir emsal teşkil ettiğini ve kesin bir dille kınanması gerektiğini’ ifade etti. İrevani, “Herhangi bir saldırganlık eyleminin ciddi sonuçları olacaktır ve ABD bunun tüm sorumluluğunu taşıyacaktır” uyarısında bulundu.