İsrail'in korkuları: Netanyahu ateşkesi bozmak için tuzak kuruyor

Esir aileleri anlaşmanın manipüle edilmesini durdurmak için Yüksek Mahkeme'ye başvurdu

Gazze Şeridi'nde Hamas tarafından tutulan esirlerin resimlerinin çizildiği bir duvar (AP)
Gazze Şeridi'nde Hamas tarafından tutulan esirlerin resimlerinin çizildiği bir duvar (AP)
TT

İsrail'in korkuları: Netanyahu ateşkesi bozmak için tuzak kuruyor

Gazze Şeridi'nde Hamas tarafından tutulan esirlerin resimlerinin çizildiği bir duvar (AP)
Gazze Şeridi'nde Hamas tarafından tutulan esirlerin resimlerinin çizildiği bir duvar (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ateşkes anlaşmasına nispeten bağlı kalmasına, Gazze Şeridi'ndeki Netzarim Koridoru’ndan güçlerini çekmesine ve anlaşmanın ikinci aşaması için Doha'daki müzakerelere bir heyet göndermesine rağmen, İsrail'de Netanyahu'nun müzakereleri engellemeyi planladığına dair yaygın bir kanı var.

Haaretz gazetesinin Netanyahu'ya Washington gezisinde eşlik eden üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, ‘Netanyahu, Hamas'ı ortadan kaldırmadan anlaşmanın ikinci aşamasını hayata geçirmeyi taahhüt etmeyecek.’

Haaretz Genel Yayın Yönetmeni Aluf Benn ise “Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump birlikte anlaşmayı yok edecekler” dedi. Şarku’l Avsat’ın Maariv'den aktardığına göre bir başka yetkili, “Netanyahu, Başkan Trump ile çatışmaya giremeyeceği için anlaşmaya bağlı kaldı. Ancak Hamas liderlerinin bu çatışmaya düşmeleri için onlara tuzaklar kuruyor ve onların eylemlerini anlaşmadan kaçmak için bir bahane olarak kullanıyor” ifadelerini kullandı.

‘Netanyahu geri adım atmadı’

Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esirlerin aileleri Netanyahu'nun eylemlerinden derin endişe duyduklarını ifade eden açıklamalar yaptılar ve anlaşmanın tehlikeye girmesinden endişe ettiklerini söylediler.

Esir asker Matan'ın annesi Einav Zangauker, Netanyahu'nun anlaşmaya karşı önceki tutumundan geri adım atmayacağından emin olduğunu ifade etti.

Başkan Trump'a bir kez daha Netanyahu'nun kendisini yanıltmasına ve aldatmasına izin vermemesi ve ‘kaçırılan son İsrailli ailesine ve evine dönene kadar anlaşmayı uygulamaya zorlaması’ çağrısında bulundu.

scdfergt
Tel Aviv'deki İsrail Savunma Bakanlığı önünde protesto gösterisi yapan İsrailliler, 7 Ekim 2023’den bu yana Gazze Şeridi'nde tutulan esirlerin serbest bırakılmasını talep ediyorlar, 1 Şubat 2025. (AFP)

Tel Aviv, Kudüs ve diğer 70 kentte sokaklara dökülen on binlerce İsrailli, hükümeti kaçırılan son İsraillinin de geri dönüşüne kadar anlaşmayı tüm aşamalarıyla tamamlamaya çağırdı.

Protestocular, cumartesi günü Hamas tarafından serbest bırakılan üç esirin hasta ve bitkin görünen fotoğraflarını taşıdı. Protestoculardan biri, “Bu görüntü, Hamas'ın elinde esir tutulan diğer İsraillilerin durumunu ve savaşın acilen durdurulması ve müzakerelerin başarıya ulaşması gerektiğini gösteriyor” dedi.

Esir aileleri de İsrail Yüksek Mahkemesi'ne başvurarak ateşkes anlaşmasının şartlarının açıklanmasını ve hükümetin önümüzdeki aşamalarda bu şartları uygulamaya zorlanmasını talep etti.

Esir aileleri, hükümetin müzakereleri aileler için boğucu hale gelen sisli bir atmosferle çevrelediğini, başbakan ve bakanlarının siyasi, partizan ve kişisel hesaplarla kaçırılanların ve ailelerinin hayatlarını hiçe sayarak anlaşma müzakerelerini her ay başarısızlığa uğrattığı geçmiş deneyimlerin tekrarlanmasını istemediklerini söyledi. Ayrıca anlaşmanın siyasi manipülasyonuna son verilmesi için mahkemeye müdahale çağrısında bulundular.

‘Yetkisiz heyet’

Netanyahu, planlanan tarihten yaklaşık bir hafta sonra, müzakerelere hazırlanmak üzere idari ve teknik bir heyeti dün Doha'ya gönderdi.

Eleştirilerin odağında Netanyahu'nun yetkileri olmayan bir teknik heyet göndermesi ve bu heyette Esirler ve Kayıp Kişiler Koordinatörü emekli Tuğgeneral Gal Hirsch, Şin-Bet güvenlik servisinin adı açıklanmayan eski başkan yardımcısı ve ordudan bir temsilcinin yer alması vardı.

İsrail devlet radyosuna göre Doha'ya giden İsrail heyeti anlaşmanın ikinci aşamasını görüşmek üzere değil, anlaşmanın teknik ve idari hazırlıklarını yapmak üzere yetkilendirildi.

Başbakan Binyamin Netanyahu tarafından temsil edilen İsrail siyasi düzeyinin şu ana kadar heyete verdiği yetki sadece anlaşmanın ilk aşamasının devamını görüşmek içindi.

İki çelişkili hedef

İsraillilerin Netanyahu'nun niyetlerine ilişkin kuşkuları ilk olarak Netanyahu'nun esirlerin iadesi ve Hamas'ın ortadan kaldırılması gibi birbiriyle çelişen iki hedefi yan yana getirdiği açıklamalarından kaynaklanıyor.

İsrail medyasının aktardığına göre İsrailliler, “Hamas'ı ortadan kaldırmak, özellikle de esirlerin teslimi sırasında silahlı adamlarını gördüğümüzde başarısız olduğu kanıtlanmış bir hedeftir. Ancak bir hedefe kilitlenenler, anlaşmayı iptal etmek anlamına gelen savaş dışında bu hedefe ulaşamayacak ya da bir kısmını gerçekleştiremeyecektir” diyorlar.

sdfergthy
Hamas savaşçıları cumartesi günü Deyr el-Balah'ta İsrailli esirlerin teslim edildiği bölgeye konuşlandı. (AFP)

İsrail eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot, “İsrail gerçeği kabul etmeli ve Hamas ile müzakereler yoluyla kaçırılanları serbest bırakmak için çalışmalı, savaşı sona erdirmeli. 7 Ekim'de bir hata yaptığımızı ve halkımızı koruyamadığımızı kabul etmeliyiz. Bu hatanın bedelini bu şekilde ödüyoruz. Hamas'la savaş uzun sürecek ama bu aşamada durmalı. Çünkü çocukların geri dönmesinden daha önemli bir şey yok” ifadelerini kullandı.



MI6’in ilk kadın şefinin dedesi, “Yahudi Kasabı” çıktı

Cambridge Üniversitesi'nde antropoloji eğitimi alan Blaise Metreweli, 47 yaşında (AFP)
Cambridge Üniversitesi'nde antropoloji eğitimi alan Blaise Metreweli, 47 yaşında (AFP)
TT

MI6’in ilk kadın şefinin dedesi, “Yahudi Kasabı” çıktı

Cambridge Üniversitesi'nde antropoloji eğitimi alan Blaise Metreweli, 47 yaşında (AFP)
Cambridge Üniversitesi'nde antropoloji eğitimi alan Blaise Metreweli, 47 yaşında (AFP)

Birleşik Krallık’ın (BK) dış istihbarat teşkilatı MI6’in başına geçecek ilk kadın direktör olan Blaise Metreweli’nin dedesinin Nazi ajanı çıktığı yazılıyor.

Britanya’nın tanınmış tabloid gazetelerinden Daily Mail’ın haberinde, Almanya’nın Freiburg kentindeki bir arşivde “yüzlerce belgenin” incelendiği belirtiliyor.

Bu belgelere göre Metreweli’nin Ukrayna doğumlu dedesi Constantine Dobrowolski, II. Dünya Savaşı’nda Kızıl Ordu’dan kaçıp Naziler için casus olarak çalışmış.

Alman işgali altındaki Ukrayna’da görevlendirilen “Kasap” lakaplı Dobrowolski’nin Yahudilerin katledilmesinde rol oynadığı ileri sürülüyor.

Dobrowolski’nin 1926’da Sovyet karşıtı ve Yahudi düşmanı faaliyetler nedeniyle hapse atıldığı, 1941’de Nazilerin safına geçtiği aktarılıyor. Belgelere göre kendisiyle ilgili son kayıt 1943’te ve bu tarihte ölmüş olabileceği düşünülüyor.  

Sovyetler Birliğini’nin, Nazi Almanyası Silahlı Kuvvetleri’nde (Wehrmacht) “30 No’lu Ajan” diye de bilinen Dobrowolski’nin başına 50 bin ruble ödül koyduğu da belirtiliyor.

Habere göre Metreweli soyadı, Blaise’in dedesi Dobrowolski'nin değil, babaannesi Barbara’nın savaş sonrası Britanya’da evlendiği ikinci eşi olan Gürcü kökenli David Metreweli’ye ait.

Baba Constantine Jr., 1943'te Nazi işgali altındaki Ukrayna şehri Snovsk’ta doğmuş, annesi Barbara tarafından Britanya’ya kaçırılmış ve burada kendisine Metreweli soyadı verilmiş.

Constantine Jr. daha sonra Britanya ordusunda radyolog olarak çalışmıştı. Kızı Metrewelli ise 1977’de doğdu ve 22 yaşında MI6’e katıldı.

BK Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 1 Ekim’de MI6’in başına geçecek Metreweli’nin “dedesiyle hiç tanışmadığı” belirtildi.

Metreweli’nin soyunun “geçmişte birçok çatışma ve bölünme yaşamış Doğu Avrupa” gibi bir coğrafyadan geldiğine dikkat çekilerek, bunun onun MI6’in liderliğini daha etkili şekilde yapmasını sağlayacağı ifade edildi.

Independent Türkçe, BBC, RT, Daily Mail