İran dergisi: Putin, Ruhani ile görüşmesinde Esed'i terk etme niyetini ortaya koydu

Yıllar önce Suriye'nin eski Devlet Başkanı Esed’in geleceğine ilişkin endişe ve kuşku dolu bir atmosferde bir tartışma yaşanmıştı

İran eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Erivan'da düzenlenen Avrasya Yüksek Ekonomik Konseyi toplantısı oturum aralarındaki görüşmesinden bir kare, 1 Ekim 2019 (AFP)
İran eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Erivan'da düzenlenen Avrasya Yüksek Ekonomik Konseyi toplantısı oturum aralarındaki görüşmesinden bir kare, 1 Ekim 2019 (AFP)
TT

İran dergisi: Putin, Ruhani ile görüşmesinde Esed'i terk etme niyetini ortaya koydu

İran eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Erivan'da düzenlenen Avrasya Yüksek Ekonomik Konseyi toplantısı oturum aralarındaki görüşmesinden bir kare, 1 Ekim 2019 (AFP)
İran eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Erivan'da düzenlenen Avrasya Yüksek Ekonomik Konseyi toplantısı oturum aralarındaki görüşmesinden bir kare, 1 Ekim 2019 (AFP)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin üzerinden iki ay geçti. İran merkezli bir dergi, İran eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 2013 yılının eylül ayında yapılan ilk görüşmenin ayrıntılarını ortaya çıkardı. Görüşme, Suriye'nin eski Devlet Başkanı Esed’in geleceğine ilişkin endişe ve kuşku dolu bir atmosferde gerçekleşti.

Reformist eğilimli Agahimag dergisi, Putin ve Ruhani arasında, Ruhani'nin 13 Eylül 2013 tarihinde cumhurbaşkanı olmasından bir ay sonra, Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te düzenlenen Şanghay Ekonomik İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi çerçevesinde gerçekleşen ilk görüşmenin tam metnini yayınladı.

Putin, Ruhani'yi daha önceden tanıyordu. Çünkü her ikisi de ülkesinin Ulusal Güvenlik Konseyi'nde genel sekreter olarak görev yapmıştı.

Şarku’l Avsat Agahimag dergisinin aktardığı “Rusya, Suriye'yi ne zaman terk etti?” başlıklı habere göre Putin ile Ruhani arasındaki görüşmenin bir saat 20 dakika sürdü. Dergi ilk dakikalarında iki ülke arasındaki genel konular ele alınırken, daha sonra İran'ın nükleer dosyasının ve Suriye'deki son durumun görüşüldüğünü aktardı.

Başka bir alternatif var mı?

Suriye konusundaki görüşme Ruhani'nin Putin'e “Suriye'de ne yapmak istiyorsunuz?” sorusuyla başlıyor. Putin tereddütlü bir ses tonuyla “Sizce Esed korunabilir mi?” diye sorduğunda Ruhani “Evet, korunabilir, ama reformlarla” yanıtını verdi. Bunun üzerine Putin “Nasıl?” diye sorduğunda Ruhani, “Suriye çok mezhepli bir ülke ve temel bölünme Aleviler ve Sünniler arasında. Suriye Baas Partisi seküler bir yapıya sahip ve toplumsal özgürlüklere çok az saygı duyuyor. Bu koşullarda Suriye'nin birliğini koruyabilecek tek kişi Esed, başka bir alternatifi yok” cevabını verdi.

zxcsdfrgt
Esed ve Ruhani arasında Tahran'da daha önce gerçekleşen bir görüşmeden (Getty)

Ruhani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Defalarca kez bir alternatif bulmaya çalıştık, ama sadece biz değil, Fransızlar, İngilizler ve hatta siz Ruslar bile bir alternatif bulamadınız.”

Buna karşın Putin, “Esed'in iktidarda kalması mümkün değil” diyerek tavrını korurken Ruhani de tutumunu yineleyerek “Alternatif var mı? Ordu sadece Esed'in emirlerine itaat ediyor” dedi. İran’ın anlatısına göre ‘daha önemli bir konuyu’ soran Rusya Devlet Başkanı “Ya Esed devrilirse?” diye sorunca Ruhani “Suriye çöker. Bu yüzden Esed korunmalı” yanıtını verdi.

Putin, “Esed'e silah sağlamakla ilgili bir sorunum yok” derken, Ruhani “Askeri yardım tek başına yeterli değil, siyasi destek de sağlanmalı” diyerek itiraz da bulundu.

İran’ın anlatısına göre Putin'in önerisi üzerine iki lider Esed'in geleceğine ilişkin planlar yapmak üzere Suriye için özel temsilciler atama konusunda anlaştı. Ancak Putin, Ruhani'nin yanından ayrılmadı, elini tuttu ve arabasına kadar eşlik etti. Binerken Putin Ruhani’nin kulağına “Akdeniz kıyısında bir gemi hazırladım ve acil bir durumda Beşşar Esed'in Moskova'ya gelebilmesi için üslerimizde hazır bir uçak var” diye fısıldadı.

Direnmeye mahkum

Putin'in bu açıklaması Ruhani'yi sarstı. Putin Esed'in kaçışı için bir plan düşünecek kadar endişeli miydi? Ruhani Putin'e bu soruyu sormaya cesaret edemedi, çünkü Putin'in tereddüdünün Esed'in geleceğinden duyduğu endişeden mi kaynaklandığını yoksa bizzat Esed'in bir kaçış planı yapıp yapmadığını bilmiyordu.

Ruhani de arabaya binmeden önce Putin'in kulağına fısıldayarak “Bu iyi bir fikir, fakat Esed buna kayıtsız kalmamalı. Çünkü kendisi için bir çıkış yolu olduğunu düşünmemeli. Direnmeye mahkum olduğunu bilmeli” dedi.

Agahimag dergisi, Putin'in son dakikada Ruhani’de Putin'in Esed'e verdiği destek konusunda derin şüpheler uyandıran bir soru sorduğunu ve Putin'in Suriye konusunda ABD ile müzakerelere girme olasılığı konusunda da soru işaretleri yarattığını aktardı.

csdfrgthy
Agahimag dergisinin kapağı (Şarku’l Avsat )

Putin, Ruhani'ye “ABD Beşşar Esed'den neden bu kadar nefret ediyor?” diye sordu. Ruhani, “Çünkü ABD, Şam'ı yönetecek bir vasal yönetim istiyor. Esed Washington için güvenilir bir isim değil” diye cevap verdi.

Agahimag dergisi, Putin'in açıklamalarının Tahran'da en üst stratejik düzeylerde tartışmalara yol açtığını ve değerlendirmelerin ABD ve Rusya'nın Esed'in gitmesi gerektiği konusunda hemfikir olabileceğini gösterdiğini ve bunun da İran'ı ‘Suriye dosyasının yükünü tek başına taşımamak’ için yeni bir strateji düşünmeye ittiğini öne sürdü.

Ruhani, Suriye krizinin çözümü için bir takvim belirlenmesi ve barış ve reform için iki yıllık bir süre tanınması gerektiğine inanıyordu, ancak Suriye krizi on yılı aşkın bir süre devam etti.

Ruhani-Putin görüşmesinin detaylar, Tahran'ın Esed'e verdiği desteğin sonuçları konusunda İran'da haftalarca süren hararetli tartışmaların ardından yayınlandı. Başta İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanları olmak üzere üst düzey İranlı yetkililer Suriye'deki varlıklarını savunmaya çalışmış ve Esed rejiminin düşmesiyle birlikte İran güçlerinin Suriye'ye gönderilmesine yönelik eleştiriler kamuoyuna yansımıştı.

Komplo teorisi söylemi

Görüşmenin ses kaydının basına yansıması, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ekibinden Suriye'ye ilişkin İran-Rusya görüşmelerine dair sızdırılan ikinci ses kaydı vakası oldu. 2021 yılının mart ayında da şu an İran’ın Stratejik İşlerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev yapan eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in konuyla ilgili bir ses kaydı sızdırılmış ve tartışma yaratmıştı.

Muhammed Cevad Zarif Cumhurbaşkanlığı arşivine verdiği sesli ifadede Rusya'yı müzakerelerin son anlarında ya da anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önceki aylarda nükleer anlaşmayı bozmak için defalarca komplo kurmakla suçladı. Zarif, Tahran ile dünya güçleri arasında imzalanan nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesinden iki ay önce Putin'in General Kasım Süleymani'yi Rusya-İran askeri faaliyetlerini genişletmeye ikna etmek için Moskova'ya çektiğinden bahsetti.

Süleymani'nin Moskova ziyaretinin Putin'i Suriye'ye askeri müdahalede bulunmaya ikna etmedeki rolüne ilişkin DMO ve bölgesel müttefikleri tarafından benimsenen ‘destansı’ anlatıyı küçümseyen Zarif, sahadaki askeri faaliyetlerin diplomasinin rolünü zayıflatmasını eleştirirken Süleymani'nin 2020 yılı başlarında ABD Başkanı Donald Trump'ın emriyle bir hava saldırısında öldürülmeden önce yönettiği dış operasyonlara atıfta bulunuyordu.

Hasan Ruhani yönetimi 2017 yılında, Suriye krizine siyasi bir çözüm bulmak amacıyla Rusya ve Türkiye ile Astana görüşmelerine katıldı. Ancak İran’da Suriye konusunda son sözü söyleme hakkı, İran lideri Ali Hamaney'in yetkisi altındaki İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi ve DMO'ya aitti.



Cezayir-Nijerya-Nijer anlaşmaları Sahra ötesi doğalgaz boru hattını hızlandıracak

Cezayir, Nijerya ve Nijer, Trans-Sahra Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin tamamlanmasını hızlandıracak bir dizi anlaşma imzaladı. (AFP)
Cezayir, Nijerya ve Nijer, Trans-Sahra Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin tamamlanmasını hızlandıracak bir dizi anlaşma imzaladı. (AFP)
TT

Cezayir-Nijerya-Nijer anlaşmaları Sahra ötesi doğalgaz boru hattını hızlandıracak

Cezayir, Nijerya ve Nijer, Trans-Sahra Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin tamamlanmasını hızlandıracak bir dizi anlaşma imzaladı. (AFP)
Cezayir, Nijerya ve Nijer, Trans-Sahra Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin tamamlanmasını hızlandıracak bir dizi anlaşma imzaladı. (AFP)

Cezayir, Nijerya ve Nijer, dün Cezayir'de, Nijerya gazını Avrupa'ya ihraç etmek üzere 4 bin kilometreden fazla uzunluktaki Trans-Sahra Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nin tamamlanmasını hızlandıracak bir dizi anlaşma imzaladı.

Şarku’l Avsat’ın Cezayir resmi haber ajansı APS’den aktardığına göre, boru hattı tamamlandığında milyarlarca metreküp Nijerya gazı Nijer'e, oradan da Cezayir'e taşınacak. Bu gaz daha sonra ya Cezayir'den İtalya'ya Tunus üzerinden gaz taşıyan TransMed boru hattı aracılığıyla ya da sıvılaştırılmış doğal gaza (LNG) dönüştürülüp bu tür yakıt taşımaya tahsis edilmiş yük gemileriyle Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ihraç edilebilecek.

Üç ülke dün Cezayir'de petrol şirketleri arasında biri ‘fizibilite çalışmasının güncellenmesi’ ve diğeri ‘tazminat’ ile ilgili sözleşmeler imzalarken, üçüncü sözleşme ‘gizlilik’ anlaşmasıydı. APS, Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Muhammed Arkab'ın “Bu önemli ve stratejik enerji projesi, doğal gaz tedariki alanında küresel pazarlara erişim için Afrika ülkeleri arasındaki iş birliğini temsil ediyor” sözlerini aktardı.

Arkab ayrıca, ‘Nijerya'dan 20 ila 30 milyar metreküp gazı Nijer ve Cezayir üzerinden uluslararası pazarlara, özellikle de Avrupa'ya taşıyacak olan projenin bir bütün olarak Afrika için stratejik niteliğini’ vurguladı.

Temmuz 2022'de bir bakanlar toplantısı sırasında Cezayir, Abuja ve Niamey, Sahra Çölü boyunca 4 bin 128 kilometrelik bir doğalgaz boru hattı inşa etmek için bir mutabakat zaptı imzaladı, ancak herhangi bir tamamlanma tarihi belirlenmedi. Proje ilk olarak 2009 yılında gündeme geldiğinde, inşasının 10 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyordu. Bu hattın aynı zamanda Sahel ülkelerine de gaz sağlaması bekleniyor.

Proje, Rusya'nın Şubat 2022 sonunda Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından uluslararası gaz ve petrol talebinin ve fiyatlarının artmasıyla mevcut jeopolitik durumda önem kazandı.