Rusya, Ukrayna cephesinde umudunu "eşeklere" bağladı

Bir asker, Rusya Savunma Bakanlığı'nın birliklere doğrudan eşek tedarik ettiğini iddia etti

Rus birliklerinin 965 kilometrelik Ukrayna cephesinde eşekleri kullandığı bildirildi (Telegram/@mag_vodogray)
Rus birliklerinin 965 kilometrelik Ukrayna cephesinde eşekleri kullandığı bildirildi (Telegram/@mag_vodogray)
TT

Rusya, Ukrayna cephesinde umudunu "eşeklere" bağladı

Rus birliklerinin 965 kilometrelik Ukrayna cephesinde eşekleri kullandığı bildirildi (Telegram/@mag_vodogray)
Rus birliklerinin 965 kilometrelik Ukrayna cephesinde eşekleri kullandığı bildirildi (Telegram/@mag_vodogray)

Rus askerleri ve savaş blogcularına göre, askeri araç sıkıntısı nedeniyle Vladimir Putin'in birlikleri Ukrayna'daki cephe hattına mühimmat ve malzeme taşımak için eşekleri kullanıyor.

İsmi açıklanmayan bazı askerler Telegram'da, hayvanların doğrudan Rusya Savunma Bakanlığı tarafından birliklere sağlandığını söyledi.

Rus Telegram kanalı Mayorsky KortiZol, 5 Şubat'ta bir Rus askerinin kendisine bir eşek verildiğini söylediği bir video yayımladı.

Asker, "Bize bir eşek verdiler. Destek müfrezesinde park halinde. Nakliye için aracımız var, değil mi? İşte bir eşek. Cepheye mühimmat taşımak için kullanın" dedi.

Bir başka Rus asker de birliğine 4 eşek verildiğini iddia etti ve 21. yüzyılda hayvanları kullanmakla ilgili şaka yaptı.

Bize eşek getiriyorlar, gerçek eşekler! Hem de 4 tane. Onları nasıl bölüştüreceklerini bilmiyorum... Eşekleri cephane taşımak için kullanıyorlar. Onlar için bir ağıl yapılması emredildi. 21. yüzyıl, eşeklerle savaşa gidiyoruz.

sdfvgrthy
Doğrulanmamış fotoğrafta Rus birlikleri tarafından Ukrayna'daki cephe hattında silah taşımak için kullanıldığı bildirilen bir eşek görülüyor (Telegram/@mag_vodogray)

Rusya'nın neredeyse üç yıl önce Ukrayna'yı topyekün istila etmeye başlamasından bu yana yaklaşık 20 bin parça askeri teçhizat kaybettiği tahmin ediliyor.

Ukrayna'daki savaşı izleyen Hollandalı araştırma grubu Oryx'e göre kaybedilen zırhlı muharebe araçlarının (tanklar, piyade savaş araçları ve zırhlı personel taşıyıcıları) sayısı 11 bin 597. Bunlardan 8 bin 720'si imha edildi, 367'si hasar gördü, 975'i terk edildi ve 1535'i ele geçirildi.

Rus parlamentosunun savunma komitesi üyesi, emekli General Viktor Sobolev hayvanların kullanımını savundu.

Defence Express'e, "Birlik ve tümenlere mühimmat, askeri malzeme ve yiyecek sağlamada büyük zorluklar yaşanıyor" diye konuştu.

Cepheye mühimmat ve diğer malzemelerin ulaştırılması için eşek, at gibi bazı yöntemler kullanılıyorsa, bu normaldir. Bir eşeğin ölmesi, bir araçta malzeme taşıyan iki kişinin ölmesinden daha iyidir.

Köpeklerin II. Dünya Savaşı'ndaki kullanımına da atıfta bulunarak, o dönemde topların çoğunun atlarla çekildiğini hatırlattı.

"O savaşta köpekler de kullanıldı" diye ekledi.

Patlayıcılarla yükleniyor ve ihtiyaç duyulan bölgelere gönderiliyorlardı.

Savaş yanlısı bir Rus Telegram kanalı, eşeklerin Ukrayna ordusu tarafından ele geçirilmesi halinde ne olacağını sordu.

Dva Maiora (İki Binbaşı) kanalı "Savaşta kayıp mı yoksa savaş esiri mi ilan edilecek?" diye yazdı.

Independent Türkçe



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.