İsrail yarın ateşkesin ikinci aşamasını görüşecek... Netanyahu müzakerecilerini Kahire'ye gönderiyor

İsrail yarın ateşkesin ikinci aşamasını görüşecek... Netanyahu müzakerecilerini Kahire'ye gönderiyor
TT

İsrail yarın ateşkesin ikinci aşamasını görüşecek... Netanyahu müzakerecilerini Kahire'ye gönderiyor

İsrail yarın ateşkesin ikinci aşamasını görüşecek... Netanyahu müzakerecilerini Kahire'ye gönderiyor

İsrail Başbakanlık Ofisinden bugün (Pazar) yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını görüşmek üzere Pazartesi günü güvenlik kabinesi toplantısı düzenleyeceği belirtildi.

AFP'nin haberine göre Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada ABD'nin Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff'un toplantı hakkında bilgilendirildiği belirtildi.

Pazar günü erken saatlerde Netanyahu, İsrail ve Hamas arasında Filistinli esir ve tutukluların altıncı kez takas edilmesinin ardından Gazze'deki ateşkesi görüşmek üzere ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi.

Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı ile Gazze konusunda “ortak bir strateji” üzerinde görüştüklerini söyledi. Netanyahu, “Ortak bir stratejimiz var ve bu stratejinin ayrıntılarını her zaman kamuoyuyla paylaşamıyoruz; buna cehennemin kapılarının ne zaman açılacağı da dahil. Eğer tüm rehinelerimiz serbest bırakılmazsa kesinlikle açılacaktır... Hamas'ın askeri kabiliyetini ve Gazze'deki siyasi yönetimini ortadan kaldıracağız” dedi.

Konuyla ilgili olarak Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamaya göre Netanyahu müzakerecilerine Gazze'deki ateşkes anlaşmasının “ilk aşamasının uygulanmasına devam edilmesi” konusunu görüşmek üzere yarın (Pazartesi) Kahire'ye gitmeleri talimatını verdi.

Açıklamada, “Netanyahu müzakere ekibine, anlaşmanın ilk aşamasının uygulanmaya devam etmesini görüşmek üzere yarın Kahire'ye gitmeleri talimatını verdi. Yarın (Pazartesi) yapılması planlanan güvenlik kabinesi toplantısından sonra, ekip ikinci aşama müzakereleri konusunda ek toplantı yapacak” denildi.



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC