DOGE'nin sıradaki hedefi belli oldu

Trump ve Musk, Biden yönetiminin getirdiği DEI girişimlerinden kurtulma sözü verdi (AFP)
Trump ve Musk, Biden yönetiminin getirdiği DEI girişimlerinden kurtulma sözü verdi (AFP)
TT

DOGE'nin sıradaki hedefi belli oldu

Trump ve Musk, Biden yönetiminin getirdiği DEI girişimlerinden kurtulma sözü verdi (AFP)
Trump ve Musk, Biden yönetiminin getirdiği DEI girişimlerinden kurtulma sözü verdi (AFP)

Donald Trump yönetimi, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) programlarına karşı savaş açarak hükümet genelindeki bazı rolleri ortadan kaldırmaya başladı. Bu kapsamda, Elon Musk'ın liderliğindeki Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nın, işyerinde ayrımcılık ve insan hakkı ihlallerine karşı koruma sağlayan federal kurumları tasfiye etmesi bekleniyor.

Trump göreve geldiğinde tüm federal DEI çalışanlarını izne çıkardı. Washington Post'un ulaştığı belgelere göre DOGE, insan hakları ve ayrımcılığı izleyen federal çalışanları hedef alacak.

Gazilere sağlık hizmetleri ve diğer yardımları sağlayan Gazi İşleri Bakanlığı ve azınlık toplulukları arasındaki sağlık eşitsizliklerini ele almak üzere Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Azınlık Sağlığı Ofisi'nde de işten çıkarmaların olması bekleniyor.

Cuma günü, Gazi İşleri'nin tasfiyenin bir parçası olarak binden fazla yeni çalışanı işten çıkardığı bildirildi.

Musk ve müttefiklerinin çeşitlilik ve ayrımcılık karşıtı çabaları yanlış bir şekilde ırkçılıkla bir tutması nedeniyle, kesintilerin DEI'yla bağlantılı olmayan ancak DOGE'nin DEI'yla bağlantılı olduğunu iddia ettiği işlevleri yerine getiren rolleri vurması bekleniyor.

Belgede "DEI Ofisleri, yeni DEI bölümleriyle yozlaştırılmış... Kanunen zorunlu ofisler" deniyor.

Bunlar 2. Aşama için etiketlendi. 2. Aşama, kanuni olmayan şubeleri/DEI çalışanlarını belirleyecek ve onları idari izne çıkaracak.

Belgeler Musk'ın departmanının ne kadar geniş kapsamlı ve hızlı hareket etmeyi planladığını ortaya koyuyor. Planlar üç aşamadan oluşuyor ve ilk aşama eski Başkan Joe Biden döneminde başlatılan DEI programlarının geri çekilmesi ve federal kurumların kapatılmasına odaklanıyor. Trump ve Musk halihazırda ABD Uluslararası Yardım ve Kalkınma Ajansı gibi kurumları lağvetmeye çalışıyor ve bu kurumlara yönelik yasal itirazlarla mücadele ediyor.

The Washington Post'un incelediği belgelere göre 2. Aşama, DEI dışı görevlerde bulunan personelin izne çıkarılmasına odaklanıyor. Bu ay başlayacak 3. Aşama'da ise toplu işten çıkarmalara geçilecek; DOGE, DEI'ye bağlı tüm personeli geniş çaplı bir kuvvet azaltma emriyle işten çıkarmayı planlıyor.

İnsan hakları grupları planlara endişeyle tepki gösteriyor.

Indivisible'ın kurucu ortağı ve eş icra direktörü Leah Greenberg, BlueSky'daki gönderisinde "Bunun adını koyalım: Federal işgücünü yeniden ayrıştırma planı" dedi.

Medeni ve İnsan Hakları Liderlik Konferansı oy hakları programı kıdemli direktörü Leslie Proll ise şunları söyledi:

Elimizdeki her şeyle bununla mücadele etmeliyiz.

New York Times köşe yazarı Jamelle Bouie ise "Bu bir ayrımcılık kampanyası" dedi.

Beyaz Saray, Başkan'ın DOGE'nin çabalarını tamamen desteklediğini belirtti.

Washington Post'a konuşan bir sözcü, "Beyaz Saray'ın duruşu, federal hükümeti DEI'den tamamen kurtarmak" dedi.

DOGE, israf, dolandırıcılık ve suiistimalden kurtulmamızı sağlayan bir işbirlikçi olarak orada bulunuyor. Ve eğer DEI israf, dolandırıcılık ve suiistimal ise, ortadan kaldırılacak.

Independent Türkçe



Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN