Tayvan, Çin kimliği başvuru firmalarının peşine düştü

Kıyı kenti Xiamen'de yaklaşık 4 bin Tayvanlının Çin kimliği almak için başvuruda bulunduğu bildirildi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Tayvan, Çin kimliği başvuru firmalarının peşine düştü

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Taipei, Pekin'in genişleyen etkisini kontrol altına almak amacıyla yasadışı yollardan Çin kimlik kartı temin eden Tayvanlılara baskı uyguluyor.

Anakara İşleri Konseyi, hem özerk ada hem de anakara için geçerli kimlik belgelerine sahip sakinlere karşı harekete geçtiğini açıkladı.

İçişleri Bakanı Liu Shyh-fang, müfettişlerin kişilerin Çin kimlik kartlarına başvurmasına yardımcı olduğu öne sürülen birkaç şirket tespit ettiğini söyledi.

Bu gelişme, iki Tayvanlı fenomenin Pekin'in kamuoyunu kendi lehine çevirmek için taktiksel bir hamleyle ada sakinlerini Çin kimlik kartlarına başvurmaya nasıl ikna ettiğini gösteren bir video paylaşmasından kısa süre sonra gerçekleşti.

Çin, Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor ve adayı kontrolü altına almak için güç kullanmayı ihtimal dışı bırakmıyor. Ancak Tayvanlı liderler Çin'in egemenliğini reddediyor.

Fujian eyaletinin kıyı kenti Xiamen'de en az 4 bin Tayvanlının Çin kimlik kartı için başvuruda bulunduğu bildiriliyor. Bunların yaklaşık yarısı Tayvan kimlik belgelerini ya da anakarayı ziyaret etmek için gereken seyahat izinlerini bırakmadan bunu yaptı.

YouTube videosunun arkasındaki fenomenlerden biri olan Pa Chiung, Tayvan'daki üç ila 5 seyahat ve halkla ilişkiler şirketiyle Çin'deki iki firmanın Tayvanlılara anakaraya seyahatleri sırasında Çin Halk Cumhuriyeti kimlik kartlarını almalarında yardımcı olduğunu iddia etti.

Shyh-fang bunu doğruladı. Bakan bu ay yaptığı açıklamada, "Tayvan'ın güney ve kuzeyindeki üç ila 5 halkla ilişkiler firmasının Tayvanlıların Çin kimlik kartlarına başvurmasına yardım ettiği ve olası yasal ihlaller nedeniyle soruşturma altında olduğu iddia ediliyor" dedi.

Bakanlığı Tayvan'ın göçmenlik ve soruşturma kurumlarını denetleyen Shyh-fang, en az 30 kişinin Çin kimlik belgelerinin tedarik edilmesiyle bağlantılı olarak sorgulandığını söyledi.

İçişleri Bakanlığı ayrıca soruşturma altındaki Tayvanlı şirketlerin "tamamen ticari" saiklerle mi hareket ettiğini yoksa Çin'in Tayvan'ı ilhakını desteklemeye yönelik daha büyük bir operasyonun parçası mı olduğunu araştırıyor.

Independent Türkçe



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC