Riyad görüşmeleri Washington ile Moskova'yı birbirine yakınlaştıracak

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman, ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile görüştü. Tüm dünya ‘Suudi Arabistan’ın tarafsızlığına’ güveniyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu kabul etti (AP)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu kabul etti (AP)
TT

Riyad görüşmeleri Washington ile Moskova'yı birbirine yakınlaştıracak

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu kabul etti (AP)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu kabul etti (AP)

ABD-Rusya görüşmeleri bugün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleşecek. Görüşmelerde iki ülke arasındaki yakınlaşma ile Ukrayna'daki savaşının sona erdirilmesi konularının ele alınması planlanıyor. Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yine Riyad'da yapılacak zirvenin hazırlıkları ele alınacak.

Görüşmelere ABD tarafından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz katılırken, Rusya tarafından Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Devlet Başkanı Putin'in Yardımcısı Yuri Uşakov katılıyor.

Görüşmeler öncesinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, göreve gelmesinden bu yana bölgeyi ilk kez ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı ile dün bir araya geldi.

Suudi Basın Ajansı SPA’nın aktardığına göre Veliaht Prens ile ABD Dışişleri Bakanı arasındaki görüşmede bölgesel ve uluslararası son gelişmelerin yanı sıra güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabalara değinildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Bakan Marco Rubio'nun Ortadoğu'daki üst düzey yetkililerle yapacağı görüşmelerin bölgesel iş birliğinin güçlendirilmesi, istikrarın ve barışın ilerletilmesi ve Gazze Şeridi’nde varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması için müzakerelerin başlatılması konularında ABD'nin çıkarlarını destekleyeceği belirtildi.

Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov dün yaptığı açıklamada Riyad’daki görüşmelerin ‘öncelikle Rusya-ABD ilişkilerinin her alanda yeniden inşasına, Ukrayna'daki durumun çözümüne yönelik olası müzakerelere hazırlanmaya ve Trump-Putin zirvesinin hazırlıklarına ayrılacağını’ söyledi. Peskov, Ortadoğu'daki son gelişmelerin de masaya yatırılabileceğini söyledi.

Uzmanlara göre tüm dünya, ABD-Rusya diyaloğunun başarısında ve Ukrayna'da barışın sağlanması olasılığında Suudi Arabistan'ın ‘pozitif tarafsızlığına’ ve artan küresel rolüne güveniyor.



İsrail’de tarihi göç dalgası: Umudumuzu kestik

Hükümet karşıtları, pazar günü Tel Aviv'de büyük bir protesto düzenlemişti (Reuters)
Hükümet karşıtları, pazar günü Tel Aviv'de büyük bir protesto düzenlemişti (Reuters)
TT

İsrail’de tarihi göç dalgası: Umudumuzu kestik

Hükümet karşıtları, pazar günü Tel Aviv'de büyük bir protesto düzenlemişti (Reuters)
Hükümet karşıtları, pazar günü Tel Aviv'de büyük bir protesto düzenlemişti (Reuters)

İsrail'den göç edenlerin sayısı 7 Ekim 2023’te başlayan Gazze savaşının ardından iki katına çıktı. 

Hükümet verilerine göre, 2024’te toplam 82 bin 700 İsrailli ülkeyi terk etti. Bu rakam, aynı yıl ülkeye gelen yaklaşık 55 bin 280 kişiyi aştı ve İsrail'de nadir görülen bir negatif net göç oranı ortaya çıktı.

Kudüs’te yaşayan tarihçi Frédérique Schillo, bunu “benzeri görülmemiş büyüklükte bir olay” diye niteliyor: 

Uzun süre İsraillilerin ülkeden ayrılması konusu araştırılmadı, yetkililer bunu konuşmaktan çekiniyordu. Tüm dünyadan Yahudiler için bir sığınak olması beklenen İsrail'in, çocuklarının ülkeyi terk etmesine izin vermesi kesinlikle tabu bir meseleydi.

Schillo, eski İsrail Başbakanı İzak Rabin'in 1970'lerdeki ilk görev döneminde ülkeyi terk eden İsraillileri “korkaklar” diye nitelediğini de hatırlatıyor. Tarihçi, son göç dalgasının İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun agresif iç ve dış politikalarıyla ilişkili olduğuna dikkat çekiyor. 

İsrailli aktivist Mordekay, Netanyahu’nun savaş politikası nedeniyle ülkeyi terk edip ailesiyle Yunanistan’a gittiğini söylüyor. Gazze savaşının başlamasıyla ülkedeki “sol kanadın zayıfladığını” belirten 42 yaşındaki aktivist şöyle devam ediyor: 

İsrail'den umudumuzu kestik. Hükümeti Ortadoğu'da barışı sağlayabilecek bir yapıya dönüştürme umudumuzu kaybettik.

Mordekay, Netanyahu’nun “radikal sağcı politikaları kuvvetlendirdiğini” vurgulayarak, “Artık İsrail’de güvende hissetmiyorum” diyor. 

Filistin topraklarındaki insan hakları ihlallerini belgeleyen İsrailli hak örgütü B'Tselem’den aktivist Noga da geçen yıl eylülde İsrail’den ayrılıp İtalya’ya gittiğini anlatıyor: 

İnancımı kaybettim. İnsanların hem kendilerine karşı şiddet uygulandığında hem de ülkeleri başkalarına karşı şiddet uyguladığında ve adaletsizlik yaptığında nasıl tepki verdiklerini gördüm. Kimse bizim yaptığımız adaletsizliği bilmek istemiyor, sadece kendilerini kurban gibi hissediyorlar.

Noga, İsrail’de kalıp mücadeleyi sürdüren aktivistler olduğunu fakat ülkedeki muhalif kesimin köklü bir değişim yaratmak için zayıf kaldığını söylüyor. 

Diğer yandan Hamas, ateşkes anlaşmasını kabul ettiğini açıklamasına rağmen Tel Aviv yönetimi işgal planından geri adım atmıyor. 

Savunma Bakanı Israel Katz, bugünkü açıklamasında Gazze Şeridi’nin işgali için 60 bin yedek askerin göreve çağrılacağını duyurdu. Bunlardan 40 bin ila 50 bininin 2 Eylül’de göreve hazır olması bekleniyor. Diğer yedek askerler kasım-aralık ve şubat-mart dönemlerinde göreve çağrılacak. 

İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) açıklamasına göre işgal harekatında 5 tümen yer alacak. 

İşgal planı, IDF’den üst düzey yetkililerle Netanyahu arasında krize yol açmıştı. Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, planı “tuzak” diye nitelemiş, hem rehine takası sürecini hem de İsrailli askerleri tehlikeye atacağını savunmuştu. Netanyahu ise işgal operasyonundan geri adım atılmayacağını açıklamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Times of Israel