Trump çıkar çatışmalarından kaçınmak için Musk'ın uzay kararlarına katılmasını yasakladıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5113718-trump-%C3%A7%C4%B1kar-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmalar%C4%B1ndan-ka%C3%A7%C4%B1nmak-i%C3%A7in-musk%C4%B1n-uzay-kararlar%C4%B1na-kat%C4%B1lmas%C4%B1n%C4%B1
Trump çıkar çatışmalarından kaçınmak için Musk'ın uzay kararlarına katılmasını yasakladı
ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach'te düzenlediği basın toplantısında (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, hükümet harcamalarını azaltma çabaları kapsamında Musk ile ilgili olası bir çıkar çatışması sorulduğunda, milyarder Elon Musk'ın ABD hükümeti tarafından alınan uzayla ilgili herhangi bir karara katılmasına izin vermeyeceğini söyledi.
Trump gazetecilere verdiği demeçte, “Elon'un uzayla ilgili hiçbir şeye katılmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Beyaz Saray daha önce yaptığı açıklamada, Musk'ın çeşitli ticari çıkarları ile başında bulunduğu Hükümetin Verimliliği Dairesi aracılığıyla federal hükümetin maliyetlerini azaltma çabaları arasındaki herhangi bir çatışmadan kendisini muaf tutacağını belirtmişti.
Beyaz Saray pazartesi günü yaptığı açıklamada, Musk'ın Trump yönetimindeki rolünün, Beyaz Saray personeli ve başkanın kıdemli danışmanı olduğunu ve Devlet Verimlilik Departmanı çalışanı olmadığını duyurdu. Beyaz Saray ayrıca Musk'ın karar alma yetkisine sahip olmadığını da belirtti. Hükümetin Verimliliği Dairesi, Trump'ın geçen ay ikinci dönemine başlamasından bu yana federal kurumların çalışmalarını inceliyor ve binlerce çalışanın toplu olarak işten çıkarılmasını da içeren benzeri görülmemiş bir hükümet revizyonunun parçası olarak, Musk'a savurgan harcamaları ortadan kaldırma sorumluluğu verdi.
Trump, dün Musk için “Elon benim için bir vatansever, bu yüzden onu bir çalışan olarak düşünebilirsiniz. Ona danışman da diyebilirsiniz. Ona ne derseniz deyin ama o bir vatansever” ifadelerini kullandı.
Mısır, İran cumhurbaşkanını Şarm el-Şeyh'te toplantıya davet etti, Tahran reddettihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5196764-m%C4%B1s%C4%B1r-i%CC%87ran-cumhurba%C5%9Fkan%C4%B1n%C4%B1-%C5%9Farm-el-%C5%9Feyhte-toplant%C4%B1ya-davet-etti-tahran-reddetti
Mısır, İran cumhurbaşkanını Şarm el-Şeyh'te toplantıya davet etti, Tahran reddetti
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan (Reuters)
İran devlet televizyonunda dün yer alan açıklamada, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın bugün yapılacak Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi'ne katılmayacağı bildirildi. Habere göre Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Mısır'ın İran Cumhurbaşkanı’nı Şarm el-Şeyh toplantısına davet ettiğini, ancak Tahran'ın bunu reddettiğini söyledi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, bugün öğleden sonra Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ve ABD Başkanı Donald Trump'ın eş başkanlığında, yirmiden fazla ülkeden lider ve bakanların katılımıyla "Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi" adlı uluslararası bir zirve düzenleneceğini duyurdu.
Mısır Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, zirvenin Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeyi, Ortadoğu'da barışa ulaşma çabalarını artırmayı ve bölgesel güvenlik ve istikrarda yeni bir dönemi başlatmayı amaçladığını belirtti.
Arakçi, dün yaptığı açıklamada, İran'ın Gazze ateşkes anlaşmasını ilk başta kabul etmesinin, ABD başkanının Ortadoğu politikasını onayladığı şeklinde anlaşılmaması gerektiğini söyledi.
İran televizyonuna konuşan Arakçi, "Bay Trump, tercihlerini çeşitli şekillerde dile getiriyor, ancak bunlar genellikle ideolojik inançlarımızla çelişiyor" ifadelerini kullandı.
İran'ın barış girişimine verdiği desteğin yalnızca şiddeti sona erdirmeyi amaçladığını vurgulayan Arakçi Filistin topraklarında gerçekçi bir barışa ulaşma ihtimalinin yakın görünmediğini ifade etti.
Arakçi "Mevcut durum ile geleceğe yönelik beklentiler arasında temel bir fark var ve bu beklentiler hâlâ çok belirsiz," diyerek, özellikle İsrail'in bu tür anlaşmalara uymakta defalarca başarısız olduğunu kaydetti.
Pakistan ve Afganistan arasındaki çatışmalarda onlarca kişi öldühttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5196760-pakistan-ve-afganistan-aras%C4%B1ndaki-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmalarda-onlarca-ki%C5%9Fi-%C3%B6ld%C3%BC
Pakistan'dan sınır dışı edilen Afganların Kandahar ilindeki Takht-e-Pul'daki kayıt merkezine gelirken bir Taliban güvenlik görevlisi nöbet tutuyor. (AFP)
Pakistan ve Afganistan arasındaki çatışmalarda onlarca kişi öldü
Pakistan'dan sınır dışı edilen Afganların Kandahar ilindeki Takht-e-Pul'daki kayıt merkezine gelirken bir Taliban güvenlik görevlisi nöbet tutuyor. (AFP)
Pakistan ve Afganistan, cumartesi akşamı Taliban güçlerinin düzenlediği operasyonda sınırda çıkan çatışmalarda onlarca kişinin öldüğünü açıkladı. İslamabad, çatışmalara “sert tepki” vereceğini duyurdu. AFP’nin haberine göre Kabil, “Pakistan ordusunun Afganistan topraklarında tekrar tekrar ihlallerde bulunması ve hava saldırıları düzenlemesi üzerine” güçlerinin Pakistan güvenlik güçlerine karşı “başarılı” operasyonlar " gerçekleştirdiğini duyurdu.
Afganistan hükümet sözcüsü Zabihullah Mucahid, “Bu operasyonda 58 Pakistanlı asker öldürüldü” dedi. Buna karşılık Pakistan ordusu, “hassas bombardıman ve saldırılarla Taliban ve ilgili terörist gruplardan 200'den fazla savaşçıyı öldürdüğünü veya yaraladığını” açıkladı.
Suudi Dışişleri Bakanlığı ise her iki ülkeye de itidal gösterme, gerginliği tırmandırmama, diyalog ve sağduyuya öncelik verme çağrısında bulunarak, bölgedeki gerginliğin azaltılmasına, güvenlik ve istikrarın korunmasına katkıda bulunmalarını istedi.
Gazze'de ateşkes başladı, ancak ufukta karmaşıklıklar varhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5196755-gazzede-ate%C5%9Fkes-ba%C5%9Flad%C4%B1-ancak-ufukta-karma%C5%9F%C4%B1kl%C4%B1klar-var
Şarm eş-Şeyh’teki bir caddeye ‘Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi – Gazze'deki Savaşı Sonlandırma Anlaşması’ yazılı pankart asan Mısırlı bir işçi, 12 Ekim 2025 (AFP)
Gazze'de ateşkes başladı, ancak ufukta karmaşıklıklar var
Şarm eş-Şeyh’teki bir caddeye ‘Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi – Gazze'deki Savaşı Sonlandırma Anlaşması’ yazılı pankart asan Mısırlı bir işçi, 12 Ekim 2025 (AFP)
Brian Katulis
ABD Başkanı Donald Trump, 12 Ekim Pazar günü Ortadoğu'ya gitmek üzere yola çıktı. Trump’ın son beş ay içinde bölgeye yaptığı bu ikinci ziyaretine kadar geçen sürede birçok gelişme yaşandı. ABD Başkanı’nın Gazze'de ateşkes anlaşmasını resmi olarak imzalaması ve Mısır'da esir takası yapması planlanıyor. Ayrıca, anlaşmanın özellikle de uzun vadeli konularla ilgili olmak üzere belirsiz kalan bazı noktalarda ilerleme sağlanması için çabalayacak.
Basitçe söylemek gerekirse, ateşkes anlaşması, pistte kalkışa hazırlanan bir uçağa benzetilebilir. Bu kalkış, Gazze'de tutulan tüm rehinelerin, İsrail hapishanelerinde bulunan 2 bin Filistinli karşılığında serbest bırakılmasıyla gerçekleşecek. Bu an, savaşın sonunu işaret ederken, aynı zamanda türbülanssız olmayacak uzun bir yolculuğun başlangıcı. Bu uçağın daha yüksek rakımlara uçup uçmayacağını ya da yere çakılıp çakılmayacağını, ancak zaman gösterecek.
Ortadoğu'daki istikrarsızlık ortamında kesin olan bir şey varsa o da önümüzde fırtınalar olduğudur. Bu bağlamda, ateşkesin devam etmesi ve sürdürülebilmesi için aşılması gereken dört temel engeli şöyle özetleyebilirim:
1. Hamas'ın silahsızlandırılması
Bu engellerin ilki ve belki de en önemlisi, Hamas'ın silahlarını bırakıp bırakmayacağı meselesidir. Bu İslamcı hareket, meşruiyetini ve güvenilirliğini İsrail'e karşı direnişine dayandırıyor ve ‘direniş’ kelimesi, Hamas’ın adının ve temel kimliğinin bir parçasını oluşturuyor. Ancak Hamas, son iki yıldır savaşta arka arkaya kayıplar ve yenilgiler yaşadı, bu da kalan lider kadrosunun ve tabanının önümüzdeki dönemde nasıl davranacağına dair birçok soru işaretini gündeme getirdi ve bu soruların hemen cevaplanması oldukça zor görünüyor.
2. Gazze'nin yönetimi
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Gazze Şeridi'ndeki yönetim ve idareye ilişkin planlar, Hamas'ın Gazze'de savaşın ‘ertesi gününde’ herhangi bir rol oynamayacağını kabul etmesi dışında, belirsizliğini koruyor. Buna karşın İsrail, Filistin Yönetimi’nin bir sonraki aşamaya katılımını öngören tüm önerileri reddetti. Trump yönetimi, ilk başkanlık döneminde olduğu gibi, Ortadoğu’daki sorunlara yaklaşımında Filistin halkına gerçek bir destek göstermedi.
İsrail'deki kamuoyu şu anda iki devletli çözüm fikrini geniş çapta reddediyor ve hiçbir önde gelen siyasi lider Filistin devletinin kurulmasını açıkça desteklediğini açıklamadı.
Aslında, Trump’ın ekibi son birkaç aydır Filistin Yönetimi'ni izole etmek ve Filistin pasaportuna sahip olanlara ABD vizesi verilmesinin engellenmesi de dahil olmak üzere ona özel bir baskı uygulamakla meşgul. Zira Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul oturumları çerçevesinde bizzat konuşma yapmasını da engelledi.
Buna karşın ABD, mevcut İsrail hükümeti ile yakın iş birliği içinde. Öyle ki Fransa ve (bölgenin önde gelen gücü) Suudi Arabistan öncülüğündeki, Filistin devletinin sembolik tanınmasını sağlamayı amaçlayan girişime karşı çıktı.
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmeye başlayan Filistinliler, 11 Ekim 2025 (Reuters)
Filistin halkıyla gerçek bir istişare ve iş birliği olmadan Filistin meselesinde somut bir ilerleme sağlanabileceğine inanmak gerçekçi olmaz. Bununla birlikte ister Cumhuriyetçi ister Demokrat olsun, birbiri ardına göreve gelen ABD yönetimleri, Filistin sorununun özünü ele almaya yönelik ciddi bir çaba sarf etmek yerine, İsrail ile ikili ilişkileri ön plana çıkaran bir dış politika izlemeye devam ettiler.
3. İsrail iç politikası
Üçüncü olası huzursuzluk kaynağı ise İsrail siyasi sistemi. İsrail kamuoyunun büyük bölümü şu anda iki devletli çözüm fikrini reddediyor. İsrail’in önde gelen hiçbir siyasi lideri Filistin devletinin kurulmasını açıkça desteklediğini dile getirmedi. Bu fikri dolaylı olarak ima eden politikacılar bile, Filistinlileri sınır dışı etmek, Batı Şeria'yı ilhak etmek ve Gazze'deki askerî harekâtı sürdürmek için İsrail sağının yüksek sesli çağrıları arasında boğuluyor.
“Donald Trump görev süresinin başlarında olsa da çok sayıda sorunla boğuşuyor. Ofisi şu anda ABD hükümetinin kapanması ve ticaret ve gümrük savaşlarının ekonomik yansımalarıyla ilgili konuşmalarla çalkalanıyor.
İsrail’deki mevcut koalisyon hükümeti içindeki gelişmeleri yakından takip etmek ve aşırı sağcıların olası ilerlemeleri engellemek için şiddete başvuracaklarını öngörmek önemli. Burada, 1995 yılında Yahudi bir dini aşırı sağcı militanın, o dönemki barış sürecini baltalamak amacıyla dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin'e suikast düzenleyerek onu öldürdüğünü hatırlamakta fayda var.
4. Trump'ın ilgisinin boyutu
Donald Trump görev süresinin başlarında olsa da çok sayıda sorunla boğuşuyor. Ofisi şu anda ABD hükümetinin kapanması, ticaret ve gümrük savaşlarının ekonomik yansımaları ve sona erdirmeye yönelik tekrar tekrar girişimlerine rağmen şiddetini sürdüren Ukrayna'daki savaşla meşgul.
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda Filistin bayrağının önünden çocuğuyla birlikte yürüyen Filistinli bir mülteci kadın, 22 Eylül 2025 (AFP)
Trump’ın bu konuyla meşgul olmasından dolayı anlaşmanın sonraki aşamalarını uygulamak için gerekli olan çok taraflı çabaları koordine etme görevini üstlenecek– ya kendi ekibinden ya da bölgedeki taraflardan– birinin bulunması gerekiyor. Gazze'ye acil yardım akışı ve yeniden inşa çabalarının koordinasyonu, kanun ve düzeni sağlayabilecek bir otoritenin olmasını gerektirirken Filistinli bir kuruluşla iş birliği yapacak uluslararası bir güç oluşturulmasına yönelik halen belirsizliğini koruyan önerinin daha fazla açıklığa kavuşturulması lazım. Basında yer alan haberler, bazı Arap ortakların herhangi bir uluslararası istikrar gücüne katılmak için İsrail ordusunun Gazze'den tamamen çekilmesini şart koştuklarına işaret ediyor. Bu yüzden bu hayati siyasi adımların koordinasyonu önümüzdeki aşamada çok önemli olacak.
Peki, sırada ne var?
Bu dört engelden herhangi biri ve bunlarla ilgili sorular, Gazze’de ateşkes planının çökmesine veya gerçek bir ilerleme kaydedilmeden olduğu gibi kalmasına neden olabilir. Böylece büyük çaplı çatışmalar dursa da genel durum belirsiz ve istikrarsız olarak kalmaya devam eder.
Trump'ın bu anlaşmanın ilk aşamasına ulaşmasına katkıda bulunan ana faktörlerden biri, bölgedeki ortaklarını dinlemeye ve onlarla yakın iş birliği yapmaya istekli olmasıydı. Bu, geçmişte bir öncelik olmamıştı.
Ateşkesin gelişmesini ve istikrar kazanmasını sağlamak için, sadece Gazze'de değil, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Filistinlileri de sürece dahil etmek ve onlara sürekli mali, diplomatik ve güvenlik desteği sağlayabilecek bölgesel aktörlerle bağlantı kurmak büyük önem taşıyor. Bu yolda uzun vadeli bir başarı elde edilmesi, İsrail ile Suudi Arabistan arasında olası bir anlaşma da dahil olmak üzere, daha fazla normalleşme anlaşmasının önünü açabilir.
Bunun için Trump liderliğindeki ABD’nin daha önce ciddi bir şekilde yapmadığı iki adımı atması gerekiyor. Bunlardan ilki Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in geçtiğimiz hafta Trump yönetiminin bir araya geldiği toplantıda yaptığı gibi, Filistinlilerin endişelerini iç siyasi çatışmalarda pazarlık kozu olarak kullanmak yerine, onlara gerçek bir öncelik vermek, ikinci, Ortadoğu'daki ortaklarla yakın iş birliği içinde, daha istikrarlı ve tutarlı bir politika benimsemek.
Trump'ın bu anlaşmanın ilk aşamasına ulaşmasına katkıda bulunan başlıca faktörlerden biri, bölgedeki ortaklarını dinlemeye ve onlarla yakın iş birliği yapmaya istekli olmasıydı. Oysa bu, geçmişte bir öncelik değildi. Ancak, 9 Eylül'de İsrail'in ABD'nin önemli müttefiki Katar'da Hamas heyetine düzenlediği hava saldırısı, kritik bir dönüm noktası oldu. Trump yönetiminin bu hassas dönemde bölgesel ortaklarıyla iş birliğini pekiştirmesi ve Ortadoğu'da adil ve kalıcı bir barış tesis etme hedefini paylaşan ülkelerle uzun vadeli ortaklıklara yatırım yapması gerekiyor.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة