Smotrich'in ‘İnşa ettiklerinden daha fazlasını yıkacağız’ şeklindeki planı Batı Şeria'da uygulanmaya başladı

İsrail, çoğunluğu C Bölgesi'nde olmak üzere 650'si ev binden fazla binayı yıktı

İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)
İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)
TT

Smotrich'in ‘İnşa ettiklerinden daha fazlasını yıkacağız’ şeklindeki planı Batı Şeria'da uygulanmaya başladı

İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)
İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)

Halil Musa

Filistinli Hammam Ahmed, İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in ‘İsrail, Filistinlilerin inşa ettiğinden daha fazlasını yıkacak’ şeklindeki planı doğrultusunda Filistinlilerin evlerinin yıkılması çalışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde, 18 Şubat Salı sabahı Batı Şeria'nın kuzeyindeki Salfit şehrine bağlı Kefer ed-Deyk köyünde İsrail güçlerinin evini yıkması sonucu evsiz kaldı.

Birkaç gün önce yapılan resmi bildirimin ardından buldozerler Hammam'ın yıllar önce, ‘biri 1976 yılında İsrail tarafından ruhsat verilerek’ inşa edilen iki evin yanına inşa ettiği evini yıktı. Geçtiğimiz perşembe günü İsrail Sivil İdaresi'nden memurların evine geldiğini belirten Hammam, memurların evi yıkıma hazırlandıklarını bildirdiklerini söyledi.

“Filistinlilerin inşa ettiklerinden çok daha fazlasını yıkacağız”

Hammam evi boşaltmak ve ailesini bir akrabasının evine taşımak zorunda kalan Hammam, “Evim yıkıldıktan sonra yaşamak için bir ev kiralayacağım” dedi.

Hammam'ın evi Kefere d-Deyk köyünün batısında, Oslo Anlaşmaları kapsamında “C” olarak sınıflandırılan ve Batı Şeria'nın yüzde 60'ını kapsayan bölgede yer alıyor.

İsrailli yetkililer, Filistin kırsalını ve İsrail'in ilhak etmeye ve egemenliğini dayatmaya çalıştığı Batı Şeria'daki şehirlerin ve kasabaların coğrafi uzantısını oluşturan bu bölgede inşaat yapılmasını yasaklıyor.

fgrhytjuı
Yılbaşından bu yana yıkılan yapı sayısı 74'ü meskûn ev olmak üzere 126'ya ulaştı (Reuters)

İsrail geçtiğimiz yıl çoğu C Bölgesi'nde olmak üzere 650’si ev binden fazla binayı yıktı. Bu yılın başlarından bu yana yıkılan yapıların sayısı 74'ü meskûn ev olmak üzere 126'ya ulaştı. Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi’ne (CWRC) göre yıkımlari özellikle Cenin, Kudüs, Kalkilya, Beytullahim ve Nablus’ta yoğunlaştı.

Salfit'te Hammam’ın evinin yıkılmasından birkaç saat sonra İsrail buldozerleri, bu kez Kudüs'ün güneydoğusundaki Cebel el-Mukaber beldesinde Ali, Emin, Hamid ve Muhammed Halase kardeşlere ait dört evi yıktı.

Batı Şeria'da Filistinlilere ait evlere yönelik yıkımlar, İsrail’in hegemonyasını Batı Şeria'nın büyük bölümüne dayatmayı ve çatışmayı burada çözmeyi amaçlayan aşırı sağcı bir hükümetin iktidarda olduğu dönemde yoğunlaştı.

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, yerleşim birimi inşaları ve Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına atıfla "2025, 1967'den bu yana ilk kez onların inşa ettiğinden daha fazla yıktığımız yıl olacak" ifadelerini kullandı.

Arazinin kontrolü

“Çatışmanın özü toprağın kontrolüdür” diyen Dini Siyonizm Partisi lideri Smotrich, “Toprağı kim kontrol ederse onun geleceğini de o belirler” diye konuştu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Maliye Bakanı Smotrich aynı zamanda İsrail Savunma Bakanı'na bağlı Sivil İdare denilen kuruma başkanlık ediyor.

zsxcdfrgt
Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yaklaşık 770 bin yerleşimci, 180 yerleşim birimi ve 256 ileri karakolda ikamet ediyor (AFP)

Smotrich, bakanlığının işgücünü artırarak, yeni ekipmanlar satın alarak ve Filistinlilerin inşaatlarını izlemek için modern teknolojiler kullanarak yıkımlara ayrılan kaynaklarda önemli bir artış sağlayacağını vurguladı.

Smotrich'e göre İsrail, yıkımları teşvik edecek ve İsrail kontrolündeki bölgelerde Filistinlilerin inşaat yapmasını engelleyecek.

Politikasının Batı Şeria'daki ‘yasadışı inşaatların peşine düşmekle sınırlı kalmayacağını’ vurguladı. Bu politika aynı zamanda ‘Filistinlilerin inşaat yapmasının tamamen yasaklanmasını ve İsrail'in toprak üzerindeki kontrolünün yeniden tesis edilmesini’ de öngörüyor.

CWRC verilerine göre Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yaklaşık 770 bin yerleşimci, 180 yerleşim birimi ve 256 ileri karakolda ikamet ediyor.

Yıkım faaliyetleri

CWRC Başkanı Mueyyed Şaban Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada Smotrich'in göreve geldikten sonra “Batı Şeria'daki yıkımları iki katına çıkardığını, yerleşimleri genişlettiğini ve izole karakollar için yollar inşa ettiğini” söyledi.

Smotrich, hükümette görev almadan önce, C Bölgesi'ndeki Filistin inşaat faaliyetlerini izleyen yerleşimci hareketi Regavim yetkilisiydi.

İsrailli bakan, İsrail hükümetindeki diğer aşırı sağcı bakanlarla birlikte Batı Şeria'nın ilhak edilmesi ve yüz binlerce İsraillinin buraya yerleştirilmesi çağrısında bulunuyor.

Yıkımlar ve yıkıma gelineceğine dair bildirimlerin daha önce görülmemiş bir şekilde arttığını belirten CWRC Başkanı Şaban, Smotrich'in ‘Filistinlilerin evlerini yıkmak için tüm gücüyle’ çalıştığını vurguladı.

Şaban, İsrailli bakanın her bir Filistinlinin ‘ya ölmesini ya bu topraklardan kovulmasını ya da İsrailliler için çalışmasını’ istediğini de sözlerine ekledi.

İsrailli yetkililer, Batı Şeria'nın doğu yamaçlarındaki 29 meskun mahali ortadan kaldırmayı ve meraları, su kaynaklarını ve su kuyularını kontrol altına almayı başardı.

“Derin değişiklikler”

İsrail meseleleri uzmanı İsmet Mansur, Smotrich'in Batı Şeria'da yıkımlar, yasalar ve idari kararlar ve ileri karakollar için yol yapımı da dahil olmak üzere derin ve geri dönüşü olmayan değişiklikler yapabildiğini düşünüyor.

Smotrich'in ‘yerleşimi teşvik ederek ve Filistinlileri dışlayarak Batı Şeria'da bir kolonizasyon devrimi’ gerçekleştirdiğini söyleyen Mansur’a göre İsrail, hedeflerine ulaşmak için planlı ve organize bir şekilde çalışırken Filistinliler, rastgele ve dağınık bir şekilde çalışıyor.

Mansur, Smotrich'in çatışmayı yönetmek yerine İsrail'in lehine çözerek ve Filistinlileri kovduktan sonra Batı Şeria'nın büyük bölümünü İsrail'e katarak kendi vizyonunu dayatmaya çalıştığını da sözlerine ekledi.

Smotrich'in planı

Smotrich’in planı, Filistinlileri Yahudilere entegre ederek, göçü kolaylaştırarak ve planı reddedenlere karşı katı uygulamalarda bulunarak Filistin milliyetçiliğini ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Plan, Ürdün Nehri ile Akdeniz arasında İsrail dışında herhangi bir devletin kurulmasını engellemek ve Filistinlileri ‘gönüllü ya da zorla’ taleplerinden vazgeçirmeye zorlamayı öngörüyor.

Bu plana göre iki devletli çözüm sadece Siyonizm ideolojisine aykırı olmakla kalmıyor, aynı zamanda gerçekçi de değil. Zira İsrail solunun sunmayı istediği en üst düzey çözüm, daha ılımlı Filistinlilerin arzuladığı en alt düzey çözümden çok daha azını sunuyor.



Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
TT

Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani ile uzun süredir beklenen görüşmenin, aylarca süren gergin ilişkilerin ardından yarın Washington’da gerçekleşeceğini duyurdu.

Trump, “Komünist New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani bir görüşme talep etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da, 21 Kasım Cuma günü yapılması konusunda anlaştık. Daha fazla detayı ilerleyen günlerde paylaşacağız” dedi.

Mamdani ise ABD kanalı MS NOW’a verdiği röportajda, ekibinin Beyaz Saray ile iletişime geçtiğini belirterek, “New York sakinlerine verdiğim söz gereği, bu şehirde yaşayan 8,5 milyon kişi için faydalı olduğu sürece herkesle görüşmeye hazırım. İnsanlar burada yaşam maliyetlerini karşılamak için mücadele ediyor… Başkan ile sadece dürüstçe konuşmak istiyorum; New York sakinlerini gerçekten savunmanın ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani’nin Sözcüsü, yeni belediye başkanının başkanla görüşmesinin ‘olağan’ olduğunu belirterek, Mamdani’nin görüşmede ‘kamu güvenliği, ekonomik güvenlik ve yaşam maliyetleri konularını’ ele almayı planladığını söyledi.

Trump aylardır Mamdani'yi eleştirerek onu ‘komünist’ olarak nitelendirdi ve seçilmesi halinde memleketinin mahvolacağını öngördü. Ayrıca, Uganda'da doğan ve 2018'de ABD vatandaşlığı alan Mamdani'yi sınır dışı etmekle ve şehirden federal fonları çekmekle tehdit etti.

Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Georgia, New Jersey, Pensilvanya ve Virginia’da ağır yenilgi almasının ardından, Trump yaşam maliyetleri konusuna daha fazla vurgu yapmaya başladı. Bu konu, Demokratların kampanyalarının merkezi bir unsuru olmuş, Mamdani’nin kampanyasında da öne çıkmıştı. Trump, cuma günü sosyal medyada yayımladığı bir paylaşımda, Cumhuriyetçi Parti’yi ‘yaşam maliyetleri partisi’ olarak nitelendirdi.

Bu gelişmeler, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi Partili müttefiklerinin ekonominin şu anda ‘hiç olmadığı kadar güçlü’ olduğunu savunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Öte yandan New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, bu ayın başında yaptığı zafer konuşmasında, kısa bir süre önce Queens’i temsil eden nispeten az tanınan bir eyalet milletvekiliyken, ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı konumuna gelen 34 yaşındaki bir siyasetçi olarak, New York’un ‘ülkeye başkanı nasıl yenebileceğini göstermek istediğini’ söyledi.


Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.