Rusya işgal ettiği Ukrayna topraklarını ‘asla satmayacağını’ vurguladı

Lavrov Türkiye'ye geliyor… ‘Ukrayna'daki çatışmanın çözümü’ masada olacak

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)
TT

Rusya işgal ettiği Ukrayna topraklarını ‘asla satmayacağını’ vurguladı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)

Moskova ve Washington çatışmayı sona erdirmek için ikili bir diyalog başlatırken, Kremlin bugün Rusya'nın işgal ettiği Ukrayna topraklarını, yani Ukrayna'nın yaklaşık yüzde 20'sini ‘asla satmayacağını’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov Rus devlet televizyonuna verdiği demeçte, “Bizim için en önemli şey, bu bölgelerdeki halkın uzun zaman önce Rusya'ya katılmaya karar vermiş olmasıdır. Hiç kimse bu toprakları satmayacak” dedi.

Moskova ve Washington iki başkan arasında ikili bir zirveyi tartışırken, Kremlin, Vladimir Putin ve Donald Trump arasındaki diyaloğu ‘umut verici’ olarak değerlendirdi.

Peskov, devlet televizyonunda ABD'nin Kiev'e yönelik sert tutumu ve Trump'ın Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelenskiy'e yönelik sert eleştirileriyle ilgili bir soruya verdiği yanıtta, “Diyalog gerçekten seçkin iki başkan arasında gerçekleşti. Bu umut verici. Siyasi iradelerinin hayata geçirilmesini hiçbir şeyin engellememesi önemli” ifadelerini kullandı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova bugün TASS haber ajansına yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un yakında temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gideceğini söyledi.

Reuters’ın bildirdiğine göre Zaharova, “Çok çeşitli uluslararası, bölgesel ve ikili konular ele alınacak” dedi.

Diğer yandan Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak bugün yaptığı açıklamada, Lavrov'un yarın Türkiye'yi ziyaret ederek Ukrayna'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik son Rusya-ABD görüşmelerini ve Ankara'nın sürece nasıl katkıda bulunabileceğini görüşeceğini söyledi.

Rus haber ajansı Sputnik, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yarın Ankara'da Rus mevkidaşı ile Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne yönelik müzakereleri görüşmeyi planladığını belirtti.

Sputnik, Fidan'ın Lavrov'la yapacağı görüşmelerde Ankara'nın Ukrayna'daki savaşın başlamasının üçüncü yıldönümüne denk gelen Ukrayna müzakerelerine ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu vurgulayacağını bildirdi.

Lavrov, Türkiye'yi en son geçen yıl ekim ayında ziyaret etmişti.

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy geçen hafta yaptığı açıklamada, ülkesinin Rusya ile savaşını sona erdirmek için güvenlik garantileri vermek üzere Türkiye'nin yanı sıra İngiltere ve ABD'nin de aralarında bulunduğu ülkelerden geniş temsiliyet istediğini söyledi.

ABD ve Rusya'dan müzakereciler geçen hafta Riyad'da bir araya gelerek, Kiev'in katılımı olmaksızın Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirmeyi görüştüler. Zelenskiy aynı gün Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.

Geçtiğimiz salı günü Ukraynalı mevkidaşını kabul eden Erdoğan, ülkesinin Moskova, Kiev ve Washington'un katılacağı Ukrayna görüşmeleri için ‘ideal bir ev sahibi’ olacağını yineledi.

NATO üyesi Türkiye, Mart 2022'de Moskova ve Kiev arasında iki kez doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaparak yapmaya çalıştığı gibi, çatışmanın sona erdirilmesinde kilit bir rol oynamayı umuyor.

Türkiye, Ukrayna’ya insansız hava araçları (İHA) satıyor, ancak Rusya'ya yaptırım uygulamaktan kaçınıyor.

Ankara ayrıca, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunuyor ve Moskova'nın 2014'te işgal ettiği Kırım Yarımadası'nın, yarımadanın Türkçe konuşan Tatar azınlığının korunması arzusuyla Kiev'e iadesini talep ediyor.



Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
TT

Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)

İranlı muhalif yönetmen Cafer Penahi, Cannes Film Festivali'nin en büyük ödülü Altın Palmiye'nin bu yılki kazananı oldu.

Penahi, İran hükümeti tarafından hapse atıldığı dönemde yaşadıklarından ilham alan Yek Tasadef Sadeh (Sadece Bir Kazaydı) adlı filmiyle bu ödüle layık görüldü. Film, 2023'te cezaevinden tahliye edilmesinin ardından çektiği ilk yapım olma özelliğini taşıyor. Yönetmen, yasaklara rağmen yıllardır film çekmeye devam ediyordu.

En kişisel filmi 

Penahi'nin şimdiye kadarki en kişisel filmi diye nitelendirilen İran-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı Sadece Bir Kazaydı, cezaevinde işkenceye maruz kalan 5 karakterin, kendilerine bu işkenceyi yapan kişiyi teşhis ettiğine inanmasıyla gelişen olayları konu alıyor.

Geçen hafta yaptığı açıklamada Penahi, "İlk kez hapse girdiğimde hücremde tek başımaydım. Beni gözleri bağlı şekilde, önümde bir duvarın olduğu ve arkamdan bir sesin geldiği o yere götürürlerdi. Saatlerce süren sorgularda, o adamın sesini dinleyerek onun kim olduğunu hayal ederdim. Bir gün bu sesi bir filmde ya da yazıda yeniden var edeceğimi biliyordum" dedi.

Altın Palmiye'yi aldıktan sonra ailesine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Penahi, "Şu an tüm İranlılara, farklı görüşte olan herkese bir şey söylemek istiyorum. Bütün sorunlarımızı ve fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakalım. En önemli şey ülkemiz ve onun özgürlüğüdür" ifadelerini kullandı.

Oscar yarışına katılabilir mi?

Bu zafer, Amerikan yapım ve dağıtım şirketi Neon için de art arda 6. Cannes zaferi anlamına geliyor. Stüdyo, daha önce Anora, Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall), Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness), Titane ve Oscar'da büyük başarı yakalayan Parazit (Gisaengchung) filmleriyle Altın Palmiye'yi kazanmıştı.

Penahi'nin Cannes'daki bu büyük zaferi sonrası, birçok sinema çevresinde "Bu film Oscar yarışına katılabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Son yıllardaki Cannes birincilerinin Oscar'da da ses getirmesi bu beklentiyi güçlendiriyor. Ancak İran yönetiminin, Penahi'nin ödüllü dramasını En İyi Uluslararası Film kategorisinde aday göstermek üzere Oscar'a göndermesi pek olası görünmüyor.

Penahi'nin ülkesindeki antidemokratik baskılara karşı açık tavrı ve filmde İran ceza sistemiyle ilgili sert eleştiriler, resmi kurumların böyle bir adım atmasını neredeyse imkansız kılıyor.

"İnsanlık adına güçlü bir söz"

Deadline eleştirmeni Pete Hammond tarafından "insanlık adına güçlü bir söz" diye tanımlanan film, haksız yere hapse atılmış işçi sınıfı karakterlerin kendilerine işkence eden gardiyana karşı intikam arayışını anlatıyor.

İran, geçmişte Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) ve Satıcı (Forooshande) filmleriyle yönetmen Asgar Ferhadi'ye iki Oscar kazandırmıştı. 

Muhalif yönetmenler İran'ın Oscar aday belirleme sürecinde hiçbir zaman değerlendirmeye alınmıyor. Geçen yıl Cannes'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanan Kutsal İncirin Tohumu'nun (Dane-ye anjir-e ma'abed) yönetmeni Muhammed Resulof, Oscar yarışına Almanya adına katılmıştı. 

Fransa ihtimali

Penahi'nin filminin Fransa tarafından aday gösterilmesiyse pek mümkün görünmüyor. Çünkü Fransa'da bu kategori için yarışan çok sayıda güçlü yapım var ve bu hakkın Fransızca olmayan bir filme ayrılması zor. Yapımcılar arasında Lüksemburg merkezli Bidibul Productions'ın da olması ise farklı bir seçenek yaratabilir.

Ayrıca Akademi'nin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin mülteci sporcular için oluşturduğu özel takım benzeri, sürgündeki sinemacılara özel bir En İyi Uluslararası Film kategorisi oluşturması gerektiği de tartışılıyor.

Her ne kadar Penahi, Paris'te yaşayan kızının yanında yaşamayı düşünmediğini, ülkesini terk etmek istemediğini daha önce açıklamış olsa da Sadece Bir Kazaydı'nın ödül sezonunda önemli yapımlardan biri olacağı şimdiden konuşuluyor.

Independent Türkçe, Deadline, Guardian