Ukraynalılar, Trump'a tepkili: Bizi Kızılderililer gibi bitirecekler

Cephede Rus saldırılarına karşı direnen Ukrayna, ABD'nin dayattığı maden anlaşmalarını henüz imzalamadı (AFP)
Cephede Rus saldırılarına karşı direnen Ukrayna, ABD'nin dayattığı maden anlaşmalarını henüz imzalamadı (AFP)
TT

Ukraynalılar, Trump'a tepkili: Bizi Kızılderililer gibi bitirecekler

Cephede Rus saldırılarına karşı direnen Ukrayna, ABD'nin dayattığı maden anlaşmalarını henüz imzalamadı (AFP)
Cephede Rus saldırılarına karşı direnen Ukrayna, ABD'nin dayattığı maden anlaşmalarını henüz imzalamadı (AFP)

Donald Trump'ın yıllardır Rusya'yla savaşan Ukrayna'nın değerli madenlerinden pay talep etmesi, Doğu Avrupa ülkesinde yaşayanların tepkisini çekti.

Sovyetler Birliği döneminden kalma çiftçi kasabası Liodiane'ye de giden Guardian muhabiri Luke Harding, Ukraynalıların ne düşündüğünü dünyaya duyurdu. 

UkrLithiumMining adlı Ukrayna şirketinin bölgedeki temsilcisi olan Mikola Hreçukha, Liodiane'deki tarım faaliyetlerinin zayıflamasıyla birlikte artık bölgede neredeyse hiç kimsenin yaşamadığını vurgulayarak ekliyor:

Her yerde iyi miktarda lityum var. En büyük yoğunluk, 200-500 metre derinliklerinde. Günde 4 bin 300 ton çıkarabiliriz. Muazzam bir potansiyel var.

Bölgedeki çalışmalar, nadir bulunan bir lityum alüminyum silikat olan petalitin ciddi miktarlarda olduğunu ortaya koyuyor. Bu mineral, elektrikli otomobil ve cep telefonu bataryalarında kullanılıyor. 

Lityum, titanyum, uranyum, kömür, demir, çelik ve denizaltından çıkarılabilecek kaya gazına sahip Ukrayna'nın rezervlerinin değerinin 14,8 trilyon doları bulduğu tahmin ediliyor

Bunların önemli bir kısmının çıkarılması için yatırım yapılması gerekiyor. Rusya'nın işgal ettiği topraklarda da ciddi miktarda rezerv olduğu bildiriliyor.

Ancak yine de Donald Trump, Kiev'e yapılan yardımın karşılığını almakta kararlı.

Ekonomik Strateji Merkezi adlı Kiev merkezli düşünce kuruluşunda çalışan kıdemli ekonomist Volodimir Landa, "Sanki Amerika'ya karşı savaş kaybetmişiz de tazminat isteniyor gibi" diyor. 

Liodiane yakınlarında yaşayan Ukraynalılardan Tetyana Slivenko da şu ifadeleri kullanıyor:

Savaş zamanında bizim kaynaklarımızı almak istiyor. Biz nasıl yaşayacağız? Çocuklarımız var. ABD ekonomik potansiyelimizi bizden almak istiyor gibi. Kızılderililere yaptıkları gibi bizi bitirecekler.

Civardaki Kopanki ve Haiivka köylerinde çoğu yaşlı 300 civarında kişi yaşıyor. 

72 yaşındaki Stanislav Ryabçenko maden inşasıyla birlikte taşınacak gençlerin bölgeyi canlandırmasını istediğini belirtirken "Trump şantaj yapıyor. Rusları tek başına atamayacağımızı biliyor. Ortak üretime ihtiyacımız var, ele geçirmeye değil" diyor. 

UkrLithiumMining, Kiev'in 350 kilometre güneyindeki bu bölgede 20 yıllığına madencilik yapmak için 2017'de devletten 5 milyon dolar karşılığında lisans almış. 

Şirketin stratejilerden sorumlu üst yöneticisi Denis Alyoşin, yabancı yatırımcıya ihtiyaç duyduklarını ve 350 milyon dolarla yeni ve modern bir maden ocağı kurabileceklerini söylüyor:

İnsanlar yere kazma vurunca para bulacağını sanıyor. Bu proje üzerinde 5-6 yıldır çalışıyoruz. Yatırımla birlikte 2028'de üretime başlayabiliriz.

ABD Başkanı Donald Trump, Kiev'e gönderilen yardımların karşılığında 500 milyar dolar değerinde nadir toprak elementi istediklerini ve Ukrayna lideri Volodimir Zelenski'nin de bunu kabul ettiğini 3 Şubat'ta yaptığı açıklamada öne sürmüştü. 

Zelenski ise maden anlaşmasına açık olduklarını fakat nadir toprak elementi rezervlerinin neredeyse yarısının Rus işgali altındaki topraklarda yer aldığını iki hafta önce belirtmişti. 

Konuyla ilgili müzakereler sürüyor.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters



Filistinli mahkumların serbest bırakılmasının ertelenmesinin ardından Gazze ateşkesinin kaderi tehdit altında

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
TT

Filistinli mahkumların serbest bırakılmasının ertelenmesinin ardından Gazze ateşkesinin kaderi tehdit altında

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)

Ateşkes ve gerilim arasında gidip gelen bir ortamda, Hamas'ın esirleri teslim etmesine rağmen İsrail'in ani bir kararla Filistinli tutsakları serbest bırakılmasını ertelemesinin ardından “Gazze ateşkes” anlaşması tehlikeye girdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun teslim işlemini “aşağılayıcı” olarak nitelendirdiği açıklamaları korkuları arttırırken, anlaşmanın kaderi siyasi manevralar, sahadaki gelişmeler ve arabulucuların ateşkesin tamamlanması yönündeki baskıları arasında askıda kaldı.

Bu gelişmeler ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff'u, tehdit altında olan anlaşmanın tamamlanmasını görüşmek üzere Çarşamba günü bölgeye gitme olasılığından söz etmeye sevk etti. Ancak Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlar, müzakereleri 3 Şubat'ta başlaması gereken anlaşmanın ikinci aşamasına geçmekten “kaçmaya” çalışan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bahanelerini engellemek için arabulucuların önemli bir rol oynayacağını ancak İsrail'in engelleri nedeniyle anlaşmanın tamamlanmasının akıbetinin devamlı olarak muallakta kalacağını düşünüyor.

Pazar günü Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasının Hamas'ın İsrailli rehineleri teslim ettiği “aşağılayıcı tören sona erene kadar” erteleneceği duyuruldu ki bu muhtemelen Hamas tarafından yayınlanan ve henüz serbest bırakılmamış iki rehinenin Cumartesi günü Gazze'de bir teslim törenini izlediğini ve rehinelerden birinin teslim platformunda bir Hamas yetkilisinin başını öptüğünü gösteren videoya bir göndermeydi.

Hamas'ın siyasi büro üyesi Basim Naim Pazar günü AFP'ye verdiği demeçte şunları söyledi “İsrail hükümetinin yaptıkları tüm anlaşmayı ciddi bir risk altına sokuyor. Anlaşmayı garanti eden arabulucuların, özellikle de Amerikalıların, anlaşmanın olduğu gibi uygulanması ve Filistinli mahkumların  derhal serbest bırakılması için düşmana baskı yapmaları gerekiyor."

10 Şubat'ta Hamas, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam etmesi nedeniyle İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının ikinci bir emre kadar askıya alındığını duyurdu. 19 Ocak'ta imzalanan ve her aşaması 42 gün süren üç aşamalı ateşkes anlaşması devam ederken, arabulucular araya girerek Gazze'ye yardımların arttırılması konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

xcsdvfghty
Hamas yetkilileri ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan İsrailli esirlere geçit töreni düzenliyor (AFP)

İsrail konularında uzman Mısırlı akademisyen ve Dış İlişkiler Konseyi üyesi Dr. Ahmed Fuad Enver, Netanyahu'nun rehine teslim mesajlarından çok etkilendiğini ve İsrail kamuoyunu kendisine yönelik eleştirileri azaltacak başka başlıklara yönlendirmek istediğini düşünüyor.

Mısır'ın önümüzdeki saatlerde Netanyahu'nun bahanelerinden kaçınmak için Filistin tarafına daha fazla esneklik ve kararlılık için baskı yaparak bunun üstesinden gelmeye çalışacağını düşünen Enver, anlaşmanın kendi seyrine döneceğini ve İsrail başbakanının anlaşmayı olduğu gibi uygulayacağını, Filistinli mahkumları serbest bırakacağını ve anlaşmayı bozmak için başka bir bahane arayacağını belirtti.

Filistinli siyasi analist Dr. Ayman Al-Raqab'a göre İsrail'in bu ertelemesi Netanyahu'nun anlaşmanın kaderini sürekli tehdit etme girişimlerinin bir parçası ve bunun onun için ilk ve son bahane olmayacağını, ancak 3 Şubat'ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerine geçmeyi ertelemek için yeni gerekçeler aramaya çalışacağını vurguladı.

Arabulucuların ateşkesi kurtarmak ve ikinci aşamayı tamamlamak için çaba göstermesini ve Hamas'ın daha önce kabul ettiği gibi İsrail'in mahkumların teslimini planlandığı gibi gerçekleştirmesini bekleyen Raqab, hareketin Netanyahu'ya yardım ve barınma ekipmanlarını engellememesi için baskı yapmakta haklı olduğunu, ancak İsrail'in yeni ertelemesinin anlaşmayı tehdit etme arzusundan ibaret olduğunu vurguladı.

xdfvgbh
Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'nde bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerde toplanıyor (Reuters)

Cumartesi günü altı İsrailli rehinenin serbest bırakılmasının ardından İsrail'in 620 Filistinli mahkûmu serbest bırakması bekleniyordu. Ateşkesin ilk aşamasının son ayağı olan bu adımın üzerinden bir haftadan fazla bir süre geçti ve henüz ikinci aşamaya ilişkin görüşmeler yapılmadı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz Pazar günü yaptığı açıklamada orduya işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde “uzun süreli kalış” için hazırlık yapma emri verildiğini söylerken, Witkoff CNN'e verdiği bir mülakatta İsrail'in Filistinli tutuklu ve mahkumların serbest bırakılmasını erteleme kararı sorulduğunda ABD'nin ateşkesin ikinci aşamasının devam etmesini beklediğini belirtti.

Witkoff: “İlk aşama uzatılmalı... Çarşamba günü bunu müzakere etmek için bölgeye gidebilirim" dedi.

Netanyahu'nun ateşkese giden her yolu engellemek için özellikle Batı Şeria'daki cepheleri tahrik etmeye devam edeceğine inanan Enver, ABD'nin baskısının anlaşmanın geleceğini belirlemede çok önemli olacağını, bu nedenle Witkoff'un ziyaretinin sonuçlarının beklenmesi gerektiğini belirtti.

Raqab, Witkoff'un birinci aşamanın uzatılması ve İsrail'in tüm rehineleri almasını sağlayan ikinci aşamanın tamamlanması için baskı yapmasını beklerken, anlaşmanın yeniden inşanın başlatılmasıyla ilgili üçüncü aşamasının tehdit altında olduğunu ve Netanyahu tarafından Batı Şeria ve Gazze'de geniş çaplı bir savaşın başlatılmasına yakın olduğunu vurguladı. Raqab, Hamas'ın aksine arabulucular Mısır ve Katar'ın bunun farkında olduğunu ve bunun gerçekleşmemesi için ABD'nin garantörlüğü için çaba gösterilebileceğini belirtti.