Filistinli mahkumların serbest bırakılmasının ertelenmesinin ardından Gazze ateşkesinin kaderi tehdit altında

Witkoff “ilk aşamayı genişletmek” amacıyla bölgeye ziyarette bulunabilir.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
TT

Filistinli mahkumların serbest bırakılmasının ertelenmesinin ardından Gazze ateşkesinin kaderi tehdit altında

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)

Ateşkes ve gerilim arasında gidip gelen bir ortamda, Hamas'ın esirleri teslim etmesine rağmen İsrail'in ani bir kararla Filistinli tutsakları serbest bırakılmasını ertelemesinin ardından “Gazze ateşkes” anlaşması tehlikeye girdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun teslim işlemini “aşağılayıcı” olarak nitelendirdiği açıklamaları korkuları arttırırken, anlaşmanın kaderi siyasi manevralar, sahadaki gelişmeler ve arabulucuların ateşkesin tamamlanması yönündeki baskıları arasında askıda kaldı.

Bu gelişmeler ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff'u, tehdit altında olan anlaşmanın tamamlanmasını görüşmek üzere Çarşamba günü bölgeye gitme olasılığından söz etmeye sevk etti. Ancak Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlar, müzakereleri 3 Şubat'ta başlaması gereken anlaşmanın ikinci aşamasına geçmekten “kaçmaya” çalışan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bahanelerini engellemek için arabulucuların önemli bir rol oynayacağını ancak İsrail'in engelleri nedeniyle anlaşmanın tamamlanmasının akıbetinin devamlı olarak muallakta kalacağını düşünüyor.

Pazar günü Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasının Hamas'ın İsrailli rehineleri teslim ettiği “aşağılayıcı tören sona erene kadar” erteleneceği duyuruldu ki bu muhtemelen Hamas tarafından yayınlanan ve henüz serbest bırakılmamış iki rehinenin Cumartesi günü Gazze'de bir teslim törenini izlediğini ve rehinelerden birinin teslim platformunda bir Hamas yetkilisinin başını öptüğünü gösteren videoya bir göndermeydi.

Hamas'ın siyasi büro üyesi Basim Naim Pazar günü AFP'ye verdiği demeçte şunları söyledi “İsrail hükümetinin yaptıkları tüm anlaşmayı ciddi bir risk altına sokuyor. Anlaşmayı garanti eden arabulucuların, özellikle de Amerikalıların, anlaşmanın olduğu gibi uygulanması ve Filistinli mahkumların  derhal serbest bırakılması için düşmana baskı yapmaları gerekiyor."

10 Şubat'ta Hamas, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam etmesi nedeniyle İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının ikinci bir emre kadar askıya alındığını duyurdu. 19 Ocak'ta imzalanan ve her aşaması 42 gün süren üç aşamalı ateşkes anlaşması devam ederken, arabulucular araya girerek Gazze'ye yardımların arttırılması konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

xcsdvfghty
Hamas yetkilileri ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan İsrailli esirlere geçit töreni düzenliyor (AFP)

İsrail konularında uzman Mısırlı akademisyen ve Dış İlişkiler Konseyi üyesi Dr. Ahmed Fuad Enver, Netanyahu'nun rehine teslim mesajlarından çok etkilendiğini ve İsrail kamuoyunu kendisine yönelik eleştirileri azaltacak başka başlıklara yönlendirmek istediğini düşünüyor.

Mısır'ın önümüzdeki saatlerde Netanyahu'nun bahanelerinden kaçınmak için Filistin tarafına daha fazla esneklik ve kararlılık için baskı yaparak bunun üstesinden gelmeye çalışacağını düşünen Enver, anlaşmanın kendi seyrine döneceğini ve İsrail başbakanının anlaşmayı olduğu gibi uygulayacağını, Filistinli mahkumları serbest bırakacağını ve anlaşmayı bozmak için başka bir bahane arayacağını belirtti.

Filistinli siyasi analist Dr. Ayman Al-Raqab'a göre İsrail'in bu ertelemesi Netanyahu'nun anlaşmanın kaderini sürekli tehdit etme girişimlerinin bir parçası ve bunun onun için ilk ve son bahane olmayacağını, ancak 3 Şubat'ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerine geçmeyi ertelemek için yeni gerekçeler aramaya çalışacağını vurguladı.

Arabulucuların ateşkesi kurtarmak ve ikinci aşamayı tamamlamak için çaba göstermesini ve Hamas'ın daha önce kabul ettiği gibi İsrail'in mahkumların teslimini planlandığı gibi gerçekleştirmesini bekleyen Raqab, hareketin Netanyahu'ya yardım ve barınma ekipmanlarını engellememesi için baskı yapmakta haklı olduğunu, ancak İsrail'in yeni ertelemesinin anlaşmayı tehdit etme arzusundan ibaret olduğunu vurguladı.

xdfvgbh
Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'nde bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerde toplanıyor (Reuters)

Cumartesi günü altı İsrailli rehinenin serbest bırakılmasının ardından İsrail'in 620 Filistinli mahkûmu serbest bırakması bekleniyordu. Ateşkesin ilk aşamasının son ayağı olan bu adımın üzerinden bir haftadan fazla bir süre geçti ve henüz ikinci aşamaya ilişkin görüşmeler yapılmadı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz Pazar günü yaptığı açıklamada orduya işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde “uzun süreli kalış” için hazırlık yapma emri verildiğini söylerken, Witkoff CNN'e verdiği bir mülakatta İsrail'in Filistinli tutuklu ve mahkumların serbest bırakılmasını erteleme kararı sorulduğunda ABD'nin ateşkesin ikinci aşamasının devam etmesini beklediğini belirtti.

Witkoff: “İlk aşama uzatılmalı... Çarşamba günü bunu müzakere etmek için bölgeye gidebilirim" dedi.

Netanyahu'nun ateşkese giden her yolu engellemek için özellikle Batı Şeria'daki cepheleri tahrik etmeye devam edeceğine inanan Enver, ABD'nin baskısının anlaşmanın geleceğini belirlemede çok önemli olacağını, bu nedenle Witkoff'un ziyaretinin sonuçlarının beklenmesi gerektiğini belirtti.

Raqab, Witkoff'un birinci aşamanın uzatılması ve İsrail'in tüm rehineleri almasını sağlayan ikinci aşamanın tamamlanması için baskı yapmasını beklerken, anlaşmanın yeniden inşanın başlatılmasıyla ilgili üçüncü aşamasının tehdit altında olduğunu ve Netanyahu tarafından Batı Şeria ve Gazze'de geniş çaplı bir savaşın başlatılmasına yakın olduğunu vurguladı. Raqab, Hamas'ın aksine arabulucular Mısır ve Katar'ın bunun farkında olduğunu ve bunun gerçekleşmemesi için ABD'nin garantörlüğü için çaba gösterilebileceğini belirtti.



Demokrat Partili valiler Los Angeles'a Ulusal Muhafız konuşlandırılmasını eleştirdi

Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)
Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)
TT

Demokrat Partili valiler Los Angeles'a Ulusal Muhafız konuşlandırılmasını eleştirdi

Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)
Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)

ABD’deki Demokrat Partili eyalet valileri, Başkan Donald Trump'ın dün belgesiz göçmenlerin gözaltına alınmasına karşı düzenlenen protestoları bastırmak üzere Los Angeles'a Ulusal Muhafızların konuşlandırılması talimatı vermesini, bu konudaki yetkinin eyalet valisine ait olduğunu vurgulayarak eleştirdiler.

Ortak bir açıklama yapan valiler, Başkan Trump'ın Kaliforniya eyaletine bağlı Ulusal Muhafızları konuşlandırma hamlesinin ‘endişe verici bir yetki suiistimali’ olduğunu söylediler. Valilere eyaletlerindeki Ulusal Muhafız güçlerini yönetme yetkisi veren yürütme yetkisine saygı gösterilmesinin önemli olduğunu da sözlerine eklediler.

Trump dün, göçmenlere yönelik baskınların ardından düzenlenen ve bazılarında şiddet olaylarının yaşandığı protesto gösterilerinin ardından, eyalet valisinin talebine rağmen ender görülen bir hamleyle Ulusal Muhafızların Los Angeles’ta konuşlanmaya başladığı sırada ‘kanun ve düzen’ getirme sözü verdi.

Gazetecilere yaptığı açıklamada Los Angeles'a gönderilen birliklerin ‘çok güçlü bir şekilde kanun ve düzen’ uygulayacağını söyleyen Trump, ‘şiddet yanlısı insanlar olduğunu ve yaptıklarının yanlarına kar kalmasına izin vermeyeceklerini’ de sözlerine ekledi.

Protestoları bastırmak için silahlı kuvvetlerin konuşlandırılmasına izin veren ‘Ayaklanma Yasası’nın etkinleştirilmesiyle ilgili bir soruya yanıt olarak Trump, “Her yerde askerlere bakıyoruz. Bunun ülkemizde olmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

fgtrh
Los Angeles'ta bir kolluk kuvveti protestoculara şok bombası atıyor (AFP)

ABD ordusu, 79. Piyade Tugayı Muharebe Takımı’ndan 300 askerin Los Angeles’taki üç farklı yere konuşlandırıldığını ve ‘federal mülkleri ve personeli koruduğunu’ açıkladı.

Üniformalı, otomatik silahlı ve zırhlı memurlar, saat 14.00 (21.00 GMT) sularında belediyle binası önünde ‘büyük hareket” çağrıları yapıldığı sırada ülkenin batı kıyısındaki şehrin belediyesi yakınlarında konuşlandırıldı. Görüntülerde çok sayıda polisin tam teçhizatlı olduğu görüldü.

Bu gelişmeden iki gün önce Latin kökenli nüfusun yoğun olduğu kentte onlarca göçmenin tutuklanmasını protesto eden kalabalığa federal ajanların ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kapsülleriyle ateş açtığı çatışmalar yaşanmıştı. Vali Gavin Newsom dün, X platformundan yaptığı paylaşımda “Trump Los Angeles’a karşılanmamış ihtiyaçları gidermek için değil, kriz yaratmak için 2 bin Ulusal Muhafız gönderiyor. Daha fazla baskı, daha fazla korku ve daha fazla kontrolü meşrulaştırmak için kaos umuyor” ifadelerini kullandı.

Vali Newsom, şöyle devam etti:

“(Başkan Trump) Daha fazla baskı, daha fazla korku tacirliği ve daha fazla kontrolü meşrulaştırmak için kaos yaratmayı umuyor. Sakin olun ve asla şiddet kullanmayın. Barışçıl kalın.”

Cumhuriyetçiler dün, Vali Newsom ve diğer yerel yetkililerin protestoların çoğunlukla barışçıl olduğu ve Ulusal Muhafızların konuşlandırılmasının gerilimi arttıracağı yönündeki açıklamalarına itiraz ederek Trump'ın yanında yer aldılar. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ABC'ye verdiği demeçte “Bu konuda hiç endişeli değilim. Newsom orada gerekeni yapma konusunda yetersizlik ya da isteksizlik gösterdi, bu yüzden Başkan devreye girdi” şeklinde konuştu.

Savunma Bakanı Pete Hegseth'in Ulusal Muhafızları desteklemek üzere Deniz Piyadelerini çağırma tehdidini yorumlayan Johnson, bunun abartı olduğunu düşünmediğini belirterek “Ne gerekiyorsa yapmaya hazır olmalıyız” dedi.

Öte yandan Vermont Senatörü Bernie Sanders, bu hamlenin Trump'ın otoriterliğinin altını çizdiğini söyledi. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Sanders, yasadışı baskınları kınadı. Vermont Senatörü, provokasyon yapılmasını, olağanüstü hal ilan edilmesini ve askerlerin konuşlandırılmasını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

ABD Ulusal Muhafızları (aynı zamanda yedek ordu) genellikle Los Angeles yangınları gibi doğal afetler ve zaman zaman da sivil ayaklanmalar için, ancak genellikle yerel yetkililerin onayı ile göreve çağrılır.

Daha önce İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) başkanlığını yapmış olan ABD'li aktivist Kenneth Ross, 1965 yılından bu yana ilk kez Ulusal Muhafızların eyalet valisinin talebi olmadan görevlendirildiğini belirtti. Ross, BaşkanTrump'ın ‘belgesiz göçmenlere yönelik baskınları sürdürmek için şov yaptığını’ söyledi.

Silahlı ve maskeli Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) görevlileri cuma günü, Los Angeles'ın çeşitli bölgelerinde baskınlar düzenleyerek öfkeli kalabalıkların toplanmasına ve saatlerce süren çatışmaların patlak vermesine yol açtı. Los Angeles’taki protesto gösterilerinin başlamasından önce CBS News tarafından yapılan bir anket, Amerikalıların küçük bir çoğunluğunun göçmen karşıtı baskıları desteklediğini ortaya koydu.

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum dün yaptığı açıklamada ABD’de yaşayan göçmenleri savundu. Sheinbaum, ABD’de yaşayan Meksikalıların suçlular değil, daha iyi bir hayat arayan ve ailelerini geçindirmek için gurbete giden dürüst kadınlar ve erkekler olduğunu söyledi.