Trump, Putin ile yakınlaşmasına ilişkin endişeleri küçümsedi

ABD'ye giren ‘göçmen çeteleri’ konusunda daha fazla endişe duyulması çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump, 14 Haziran 2019 tarihinde G20 zirvesi kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede (Arşiv - DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, 14 Haziran 2019 tarihinde G20 zirvesi kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede (Arşiv - DPA)
TT

Trump, Putin ile yakınlaşmasına ilişkin endişeleri küçümsedi

ABD Başkanı Donald Trump, 14 Haziran 2019 tarihinde G20 zirvesi kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede (Arşiv - DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, 14 Haziran 2019 tarihinde G20 zirvesi kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede (Arşiv - DPA)

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna konusunda Moskova ile artan yakınlaşmasına yönelik eleştirilere yanıt vererek, ABD'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin konusunda daha az endişelenmesi gerektiğini söyledi.

Trump dün Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Putin için endişelenmeye daha az zaman harcamalı; tecavüzcüler, uyuşturucu satıcıları, katiller ve akıl hastanelerindeki insanlardan oluşan göçmen çetelerinin ülkemize girmesi için endişelenmeye daha fazla zaman harcamalıyız ki sonumuz Avrupa gibi olmasın!”

Trump'ın Rusya'ya doğru şok edici kayışı birkaç gün önce Beyaz Saray'da gazetecilerin önünde Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'yi azarlamasıyla kendini gösterdi. Trump'ın kamuoyu önünde Ukrayna Devlet Başkanı'nı ‘saygısız’ olarak nitelendirdiği sözlü tartışma, Zelenskiy'nin Ukrayna'nın maden haklarına ilişkin beklenen anlaşma imzalanmadan Beyaz Saray'dan ayrılmasına neden oldu.

Trump'ın Putin ile yakınlaşması Avrupa'da ve üyeleri ulusal güvenlik kaygılarını dile getiren Demokrat Parti saflarında endişe yarattı.

Trump'ın en sert eleştirmenlerinden biri haline gelen Demokrat Senatör Chris Murphy, ‘Beyaz Saray'ın Kremlin'in bir kolu haline geldiğini’ söyledi. Murphy daha önce CNN'e verdiği demeçte, “ABD kendisini diktatörlerle aynı hizaya getirmeye çalışıyor gibi görünüyor” demişti.

Bu arada Trump'ın Cumhuriyetçi Partisi de büyük ölçüde Trump'ın yanında yer aldı ve üst düzey yetkililer Moskova ile bir barış anlaşması sağlamak için Zelenskiy'nin istifa etmesi gerektiğini öne sürdü.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz dün CNN'e verdiği demeçte, “Bizimle ve nihayetinde Ruslarla anlaşabilecek ve bu savaşı sona erdirebilecek bir lidere ihtiyacımız var” dedi.



Kanıyla 2,4 milyon çocuğun hayatını kurtaran Avustralyalı adam hayatını kaybetti

James Harrison (DPA)
James Harrison (DPA)
TT

Kanıyla 2,4 milyon çocuğun hayatını kurtaran Avustralyalı adam hayatını kaybetti

James Harrison (DPA)
James Harrison (DPA)

Plazması dünya çapında iki milyondan fazla çocuğun hayatını kurtaran dünyanın en üretken kan bağışçılarından biri hayatını kaybetti.

Ailesinin dün yaptığı açıklamaya göre James Harrison 17 Şubat'ta Avustralya'nın Yeni Güney Galler eyaletindeki bir huzurevinde uykusunda yaşamını yitirdi. Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığına göre Harrison 88 yaşındaydı.

Avustralya'da Altın Kollu Adam olarak bilinen Harrison'ın kanında hamile annelerin kanlarının, doğmamış bebeklerine zarar verme riski taşıdığı durumlarda kullanılan ilaçların yapımında kullanılan, Anti-D adı verilen nadir bir antikor bulunuyordu.

Harrison'a saygılarını sunan Avustralya Kızılhaç Kan Servisi, Harrison’un 14 yaşında büyük bir göğüs ameliyatı geçirirken kan bağışı aldıktan sonra bağışçı olmaya söz verdiğini söyledi.

Harrison 18 yaşındayken kan plazması bağışlamaya başladı ve 81 yaşına kadar her iki haftada bir bunu yapmaya devam etti. 2005 yılında, bağışlanan en fazla kan plazması için dünya rekorunu kırdı ve bu unvanı 2022 yılında ABD'de bir adam tarafından geçilene kadar elinde tuttu.

Harrison'ın kızı Tracey Mellowship, babasının “hiçbir maliyet veya acı çekmeden bu kadar çok hayat kurtardığı için çok gururlu” olduğunu söyledi. Mellowship, “Her zaman bana kurtardığın hayatın kendi hayatın olabileceğini söylerdi” dedi.

Mellowship ve Harrison'ın iki torununa Anti-D içeren aşılar yapıldı. “O (James), nezaketi sayesinde bizimki gibi birçok ailenin var olduğunu duyunca çok mutlu oldu” dedi.

CNN'e göre Anti-D, doğmamış bebekleri, fetüs ve yenidoğanın hemolitik hastalığı veya kısaca HDFN adı verilen ölümcül bir kan hastalığından korur.

Bu durum, hamile bir kadın rhesus-negatif olduğunda ve karnındaki fetüs babadan gelen rhesus-pozitif kana sahip olduğunda ortaya çıkar.

Eğer anne, genellikle rhesus-pozitif bir çocukla önceki hamileliği sırasında rhesus-pozitif kana duyarlı hale gelirse, bebeğin ‘yabancı’ kan hücrelerini yok eden antikorlar üretebilir. En kötü vakalarda, fetüslerde beyin hasarı oluşabilir veya fetüs ölebilir.

Harrison'ın plazmasından elde edilen antikorlar kullanılarak üretilen Anti-D, rhesus-negatif kana sahip kadınların hamilelik sırasında antikor geliştirmesini önlüyor.

Ulusal bir kahraman olarak kabul edilen Harrison, çalışmalarından dolayı ülkenin en yüksek onurlarından biri olan Avustralya Nişanı da dahil olmak üzere çok sayıda ödül aldı.