Elon Musk'a yönelik tepkiler sürerken Tesla tesisleri kundaklandı

(Littleton İtfaiyesi)
(Littleton İtfaiyesi)
TT

Elon Musk'a yönelik tepkiler sürerken Tesla tesisleri kundaklandı

(Littleton İtfaiyesi)
(Littleton İtfaiyesi)

Tesla CEO'su Elon Musk, Hükümet Verimliliği Bakanlığı (DOGE) aracılığıyla binlerce federal çalışanın işine son vermeyi sürdürürken, kundakçılar bu hafta Massachusetts'in Boston kenti yakınlarındaki şarj istasyonları ve Fransa'daki bir bayi olmak üzere iki Tesla elektrikli araç tesisini hedef aldı.

Toulouse'taki bir Fransız bayisinin önünde bir düzine Tesla arabası pazar akşamı ateşe verildi. Araçlardan 8'i küle dönerken 4'ü ağır hasar aldı. Yerel savcılık, Agence France-Presse'e saldırının "hiç de kazara olmadığını" söyledi ve yetkililer cezai soruşturma başlattı.

Birkaç saat sonra Massachusetts'te, Boston'a yaklaşık 70 km mesafedeki Littleton'da yer alan bir alışveriş merkezinde Tesla'nın 7 şarj istasyonu pazartesi günü ateşe verildi ve yakındaki araçlarda yangın kaynaklı ağır hasar meydana geldi. Littleton Polis Departmanı, dedektiflerin yangınların "doğası gereği şüpheli" olduğuna ve "kasten çıkarıldığına" inandığını açıkladı.

Polisin yaptığı basın açıklamasında şarj istasyonlarının "alevlere ve yoğun, koyu dumana gömüldüğü" belirtildi. Polis, şarj istasyonlarının elektriğini kesmesi için Littleton Elektrik ve Su Departmanı'nı çağırdı. Departman personeli beklenirken başka bir şarj istasyonu alev aldı. Elektrikler kesildikten ve yangınlar söndürüldükten sonra polis memurları ön soruşturma başlattı.

ewrft5
Cumartesi günü Boston'daki bir Tesla mağazasının önünde toplanan protestocular, ABD Başkanı Donald Trump adına kamu istihdamını azaltma çabalarına öncülük eden şirket CEO'su Elon Musk'a karşı gösteri düzenledi (AP)

Her iki olayda da herhangi bir yaralanma bildirilmedi.

Musk'ın, binlerce federal çalışanın işten çıkarılmasından sorumlu DOGE'yi yöneten "özel devlet çalışanı" rolünü üstlenmesinden bu yana marka büyük bir tepkiyle karşı karşıya. Protestocular ülke çapındaki Tesla bayilerinde gösteriler düzenliyor.

Donald Trump'ın göreve başlama töreninin kutlandığı etkinlikte Musk'ın, Nazilerin "sieg heil" selamını verir gibi görünmesinden bu yana Tesla hisseleri yüzde 26 değer kaybetti.
 

wdefrgt
Elon Musk maskesi takan bir protestocu, geçen ay San Francisco'daki bir Tesla galerisi önünde Nazilerin "sieg heil" selamı verdi (Bryan Kemnitzer/2025)

Kendisini Nazi Aşırılığına Karşı Öğrenciler diye tanımlayan bir grup, geçen ay Kaliforniya'nın kuzeyindeki Humboldt ilçesinde Tesla araçlara mesajlar asmış ve yerel bir gazeteye, Tesla sahiplerini vandalizme uğramadan önce araçlarından kurtulmaları konusunda uyaran bir manifesto göndermişti.

Geçen hafta Kolorado'nun Lyons kentinden 42 yaşındaki Justin Thomas Nelson, Kolorado'nun Loveland kentindeki bir şirket bayisine yönelik vandalizm iddiasıyla tutuklanmıştı. Polis, bayideki bir aracın yanında bir "molotof kokteyli", "NAZİ" kelimesi ve bir küfür içeren grafiti ve bir dizi saldırıda yangın çıkarıcı cihazlarla kırık şişeler bulduklarını söylemişti.

Polis 24 Şubat'ta Nelson'ı, önceki olaylarda ele geçirilenlere benzer şekilde arabasında bir bidon benzin, bir kutu şişe ve fitil malzemesiyle birlikte bulmuştu. Nelson'a mala kasten zarar vermekten bir federal suç isnat edildi.

Nelson'ın tutuklanmasından önce San Francisco yakınlarında bir Cybertruck, bu olaydan bağımsız bir şekilde vandalizme uğramıştı.

The Independent yorum için şirkete e-posta gönderdi.

İçlerinde şarkıcı Sheryl Crow'un da olduğu bazı Tesla sahipleri, Musk'la aralarına mesafe koymak için araçlarını satıyor. If It Makes You Happy'yle tanınan şarkıcı geçen ay sosyal medyada, elektrikli aracı evinden götürülürken ona el salladığını gösteren bir video paylaşmıştı.

Arabayı sattığını ve "gerçeğin, gerçeği bilmek isteyenlere ulaşmaya devam edeceği" umuduyla gelirini, "Başkan Musk'ın tehdidi altında olduğunu" yazdığı National Public Radio'ya bağışlayacağını duyurmuştu.

Kundaklama saldırılarına ilişkin soruşturmalar devam ediyor.

Independent Türkçe



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.