Trump etkisi: Meksika, petrolünü satmak için Çin’le görüşüyor

Pemex'in planlanandan geç faaliyete başlayan Dos Bocas'taki rafinerisi (Reuters)
Pemex'in planlanandan geç faaliyete başlayan Dos Bocas'taki rafinerisi (Reuters)
TT

Trump etkisi: Meksika, petrolünü satmak için Çin’le görüşüyor

Pemex'in planlanandan geç faaliyete başlayan Dos Bocas'taki rafinerisi (Reuters)
Pemex'in planlanandan geç faaliyete başlayan Dos Bocas'taki rafinerisi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi kararının ardından Meksika, ham petrolünü başka ülkelere satmak için harekete geçti.

Reuters’ın aktardığına göre Meksika devletine ait petrol şirketi Pemex, Çin de dahil Asya ve Avrupa'ya petrol satışı yapmak için görüşmeler düzenliyor.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Meksika devletinden bir yetkili şunları söylüyor:

Avrupa, Hindistan ve Asya'da Meksika ham petrolüne yönelik büyük talep var. Ağır ham petrol ve Pemex ham petrolü istiyorlar.

Yetkili, potansiyel Çinli alıcıların ilk görüşmelerde Pemex ham petrolüne "büyük ilgi” gösterdiğini belirtirken, petrol sevkıyatının gidişatını taleplerin belirleyeceğini ifade ediyor.  

Pemex'in ticaret kolu PMI Comercio Internacional'den iki kaynak, Çin, Hindistan, Güney Kore ve hatta Japonya'nın, yüksek nakliye maliyetlerine rağmen Pemex petrolü için uygun pazarlar sağlayacağını söylüyor.

Washington’ın vergi kararının ardından Pemex’in ham petrol fiyatlarında indirime gitmeyi düşünebileceği de gündeme gelmişti. Ancak hükümet yetkilisinin “böyle bir tavizi kesinlikle reddettiği” aktarılıyor.

Yetkili, ABD'li müşterilerle mevcut sözleşmelerin bu ay sona ermesinin ardından petrol gemilerin muhtemelen Asya ve Avrupa'ya yönlendirileceğini belirtiyor. Kaynak, ABD'deki alıcıların sözleşmeleri feshetmeyi henüz gündeme getirmediğini de sözlerine ekliyor.

Meksika önemli bir petrol üreticisi olmasına karşın, ülkenin çoğu Meksika Körfezi'nde bulunan eski petrol sahalarından elde edilen üretim son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu nedenle Meksika, ham petrol ihraç ederken çoğunlukla ABD’den benzin ve dizel ithal etmek durumunda kaldı.  

Analistler, petrol keşif ve üretim çalışmalarına önemli yatırımlar yapılmaması durumunda Meksika’nın ileride ham petrolü de ithal etmek zorunda kalabileceğine dikkat çekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın devreye soktuğu gümrük vergileri, serbest ticarete bel bağlayan Kanada ve Meksika’yı zor duruma düşürdü.

Wall Street Journal’ın analizinde, Meksika’nın gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 3’ünü kaybedebileceği öngörülmüştü.

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum vergi kararına tepki göstererek, uygulamanın sürmesi halinde başka ortaklıklar aranabileceğini belirtmişti.

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal



CENTCOM Ortadoğu'da stratejik bombardıman uçağı sortisi gerçekleştirdi

Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)
Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)
TT

CENTCOM Ortadoğu'da stratejik bombardıman uçağı sortisi gerçekleştirdi

Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)
Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) müttefikleri ve bölgesel ortaklarıyla askeri iş birliğini geliştirme ve bölgede hızlı konuşlanma kabiliyetlerini sergileme çabalarının bir parçası olarak Ortadoğu'da bir stratejik bombardıman uçağı sortisi gerçekleştirdiğini duyurdu.

Birleşik Krallık'taki RAF Fairford'dan havalanan bir B-52 Stratofortress stratejik bombardıman uçağı, CENTCOM sorumluluk alanına girmeden önce Avrupa hava sahasından geçti.

Misyon, havadan havaya yakıt ikmali ve bölgedeki ortak kuvvetlerle ortak eğitimi de içeriyordu.

CENTCOM'dan yapılan açıklamada, bu sortilerin ortak savunma kabiliyetlerini geliştirmeyi ve ABD'nin Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarı destekleme konusundaki kararlılığını göstermeyi amaçladığı belirtildi. Bu misyonlar aynı zamanda ABD kuvvetlerinin hızlı bir şekilde konuşlanma ve bölgedeki herhangi bir tehdit ya da güvenlik gelişmesine etkili bir şekilde yanıt verme kabiliyetini de vurguluyor.

Bu faaliyet, İran ve İsrail'in nisan ve ekim aylarındaki karşılıklı saldırıların ardından üçüncü bir karşılıklı saldırı konusunda tehdit ve uyarılarda bulundukları bir döneme denk geldi.

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurma tehdidi, ABD Başkanı Donald Trump'ın ocak ayında göreve gelmesiyle tırmanışa geçti.

Hem İsrail hem de ABD'nin İran'ın nükleer silah yapmasına izin vermeyeceklerini taahhüt etmeleri gerilimin tırmanma potansiyelini arttırıyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar geçen hafta yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemek için ‘askeri seçeneğin’ gerekli olabileceğini belirterek, İsrail'in Tahran üzerindeki baskıyı arttırmak için Trump'ın desteğini aradığını kaydetti.

Daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İran'a ‘güçlü bir darbe’ indirdiğini söyledi.

Diğer yandan Trump, İsrail'in İran'ı bombalama ihtimalini gündeme getirdi, ancak İran'la nükleer silah geliştirmesini engelleyecek bir anlaşmadan yana olduğunu söyledi. Yaptırımlar yoluyla ‘maksimum baskı’ politikasını yeniden uygulamaya koydu ve Tahran'ın petrol satışları üzerindeki vidaları sıktı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney 7 Şubat'ta yaptığı açıklamada, ABD ile görüşmelerin ‘ihtiyatlı, akıllıca ya da onurlu’ olmadığını belirtti. Hamaney’in bu ifadeleri, İran siyasi çevrelerinde Trump ile doğrudan görüşmelerin yasaklanması talimatı olarak yorumlandı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından hazırlanan bir rapora göre, İran'ın uranyum zenginleştirme programı, nükleer silah yaratma olasılığına yaklaşan seviyelere ulaştı.

Tahran'ın nükleer programının barışçıl olduğu iddiasına rağmen, ABD istihbarat kurumları, İran'ın ‘istediği takdirde kendisini nükleer silah üretmeye yaklaştıracak faaliyetlerde bulunduğunu’ değerlendiriyor.

ABD istihbarat kurumları, İsrail'in İran'ın zayıf durumundan faydalanarak bu yılın ilk yarısında İran'ın nükleer tesislerine yönelik büyük saldırılar düzenlemeyi düşündüğü konusunda uyarıda bulundu.

Tahran, bölgesel nüfuzundaki gerilemeler ve ekonomi konusunda artan iç hoşnutsuzluk nedeniyle Trump'la müzakere seçeneğiyle karşı karşıya. Trump, İran'ın askeri gücündeki düşüşün onu zayıf bir savunma pozisyonuna soktuğuna ve bunun da askeri gerilim yerine müzakere masasına başvurma olasılığını arttırdığına inanıyor.

Rusya dün, Tahran ile Washington arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu ifade ederek, Tahran'ın nükleer programı konusundaki anlaşmazlığa barışçıl bir çözüm bulunması için mümkün olan her türlü çabayı göstermeye kararlı olduğunu vurguladı.