Moritanya, düzensiz göçmenleri Avrupa'ya kaçıran şebekelerin çökertildiğini duyurdu

Moritanya açıklarında tekneyle Sahra Altı Afrika'dan gelen bir göçmen (AFP)
Moritanya açıklarında tekneyle Sahra Altı Afrika'dan gelen bir göçmen (AFP)
TT

Moritanya, düzensiz göçmenleri Avrupa'ya kaçıran şebekelerin çökertildiğini duyurdu

Moritanya açıklarında tekneyle Sahra Altı Afrika'dan gelen bir göçmen (AFP)
Moritanya açıklarında tekneyle Sahra Altı Afrika'dan gelen bir göçmen (AFP)

Moritanya Kültür ve İletişim Bakanı ve hükümetin resmi sözcüsü Al Huseyin Ould Medou, dün akşam başkent Novakşot'ta düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin son günlerde Avrupa'ya düzensiz göçmen kaçakçılığı yapan farklı uyruklardan dört şebekeyi çökertmeyi başardığını açıkladı.  

Moritanyalı Bakan, ülkesinin Avrupa'yı koruyan bir polis olduğunu reddetti. Moritanya'nın göçmenlere açık olduğunu, ancak bunu yasal bir şekilde yaptığını ve göç konusundaki tutumunun değişmediğini belirterek, bazı sosyal medya ağlarında bu konuda çıkan söylentileri yalanladı.

Moritanya'dan düzinelerce Afrikalı yasadışı göçmenin gözaltına alınması ve ülkelerine sınır dışı edilmesiyle ilgili olarak Bakan, ülkeye yasadışı yollardan giren kişilerin son zamanlarda sınır dışı edilmesinin abartıldığını, çünkü bunun düzensiz göçle mücadele alanında uluslararası ve ikili anlaşmaların uygulanmasını aşmadığını ve bunun sınır dışı edilenlerin ülkeleriyle iş birliği ve koordinasyon içinde yapıldığını söyledi.

Moritanya'nın özellikle ikili ilişkilerimizin olduğu ülkelerden gelen göçmenlere ikamet harçlarından muafiyet gibi göçmenlerin ikamet statülerini düzenli hale getirmeleri için gereken tüm kolaylıkları sağladığını, ancak bazılarının ikamet almayı önemsemediğini vurguladı.

Bakan, örneğin 2022 yılında yaklaşık 130 bin göçmenin ülkeye giriş yaptığını, ancak bunlardan sadece 7 bininin Moritanya'nın göçmenlik ve ikamet hizmetlerine kayıt yaptırdığını belirtti.



Ukrayna'yla maden anlaşmasını askıya alan ABD, yüzünü Afrika ülkesine döndü

Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
TT

Ukrayna'yla maden anlaşmasını askıya alan ABD, yüzünü Afrika ülkesine döndü

Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)

Volodimir Zelenski'yi 28 Şubat'ta Oval Ofis'te ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump'ın kameralar önünde Ukrayna Devlet Başkanı'yla tartışması üzerine imzalanamayan nadir toprak elementleri anlaşmasının akıbeti merakla bekleniyor. 

Londra merkezli Financial Times (FT), Washington'ın benzer bir anlaşma için Kongo Demokratik Cumhuriyeti'yle (KDC) masaya oturduğunu bildirdi.

Bakır, kobalt ve uranyum zengini Orta Afrika ülkesindeki Félix Tshisekedi yönetiminin, kendilerine destek karşılığında ABD'nin nadir bulunan madenlere erişimini artırabileceğini Trump yönetimine aktardığı bildirildi. 

Geçen ay yapılan öneride, yardımların karşılığında keşif haklarının verilebileceği vurgulandı.

FT'nin resmi belgelere ve konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi kişilere dayandırdığı habere göre, son günlerde görüşmeler ciddiyet kazansa da aşılması gereken birkaç engel daha var. 

KDC'de 23 Mart Hareketi (M23) adlı isyancı grup orduyla mücadeleyi sürdürüyor. Yeni yılla birlikte çatışmalarda da artış görüldü. 

Doğrudan Ruanda yönetimi tarafından yönetildiği ve binlerce askerin dahil edildiği öne sürülen örgüt, Goma ve Bukavu gibi iki büyük kentle birlikte maden zengini başka bölgeleri de kontrol ediyor.

Kongolu yetkililerin ABD'yle anlaşma yaparak bu sorunu çözmeye çalıştığı bildiriliyor. 

Şubat sonlarında Kongolu senatör Pierre Kanda Kalambayi'nin ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya gönderdiği mektupta, askerlerin eğitilmesi ve donatılması karşılığında Amerikan şirketlerine maden çıkarma hakkının verilmesinin teklif edildiği aktarıldı. 

Kalambayi, bu hamlenin ülkelerindeki Çin nüfuzunun kırılmasına da yarayacağını söylemiş. 

FT, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden birinin kendilerine "KDC ileri seviye teknolojiler için gerekli mineraller konusunda dünyada önemli bir paya sahip. ABD şirketleriyle ortaklıklar ABD ve KDC ekonomilerini geliştirir, daha fazla kalifiye iş imkanı yaratır ve ülkeyi bölgesel ve küresel değer zincirlerine entegre eder" dediğini aktarıyor.

Tshisekedi'nin sözcüsü Tina Salama, X'te yaptığı açıklamada ülkelerinden kaçırılan madenlerin doğrudan kendilerinden alınması için ABD'nin bölgeye davet edildiğini doğruladı. 

Beyaz Saray ise henüz konuyla ilgili yorum yapmadı.

JS Held adlı danışmanlık şirketinden Indigo Ellis, KDC'deki çatışmalara dikkat çekerek "Bu, çaresizlikten yapılan bir hamleye benziyor" yorumunu yaptı.

KDC'nin doğusunda güvenliği sağlamak amacıyla bölge ülkeleri tarafından 23 Mart 2009'da imzalanan barış anlaşmasının bozulmasıyla 23 Mart Hareketi adı altında ortaya çıkan örgüt, daha sonra M23 şeklinde anılmaya başlanmıştı.

M23 militanlarının çoğu, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.

Tshisekedi, 2023'teki açıklamasında gerekirse Ruanda'yla savaşa girebileceklerini söylemiş, Kagame de "Savaşa hazırız" demişti.

Freeport-McMoRan'ın 2016'da çekilmesiyle birlikte Amerikan madencilik devlerinden herhangi biri KDC'de faaliyet göstermiyor. 

Grönland'ı Danimarka'dan alma ve Ukrayna'yla anlaşma imzalamaya yönelik hamleler, Trump yönetiminin kritik madenler konusuna verdiği önemi ortaya koyuyor. 

Independent Türkçe, Financial Times, Reuters