Amerikalı mahkûm "öldürücü enjeksiyon"u reddettiği için idam mangası tarafından infaz edildi

Mahkum Brad Sigmon'un idam edildiği Güney Carolina eyalet hapishanesinin dışındaki göstericiler (Reuters)
Mahkum Brad Sigmon'un idam edildiği Güney Carolina eyalet hapishanesinin dışındaki göstericiler (Reuters)
TT

Amerikalı mahkûm "öldürücü enjeksiyon"u reddettiği için idam mangası tarafından infaz edildi

Mahkum Brad Sigmon'un idam edildiği Güney Carolina eyalet hapishanesinin dışındaki göstericiler (Reuters)
Mahkum Brad Sigmon'un idam edildiği Güney Carolina eyalet hapishanesinin dışındaki göstericiler (Reuters)

ABD'nin Güney Carolina eyaletindeki yetkililer dün bir adamı kurşuna dizerek infaz etti. Bu, 15 yıldır kurşuna dizilerek öldürülen ilk ABD'li mahkûm oldu.

Yetkililer düzenledikleri basın toplantısında, 67 yaşındaki Brad Sigmon'un dün akşam ABD'nin Güney Carolina eyaletinin başkenti Columbia'daki bir hapishanede üç gönüllü hapishane personeli tarafından yakın mesafeden vurulduğunu duyurdu.

 Brad Sigmon Güney Carolina Eyalet Hapishanesi’ndeki fotoğrafı (AP)Brad Sigmon Güney Carolina Eyalet Hapishanesi’ndeki fotoğrafı (AP)

Sandalyeye bağlanan ve başı siyah bir kukuleta ile kapatılan Sigmon, avukatına göre zehirli iğneye olan güvensizliğini gerekçe göstererek, idam mangası tarafından infaz edilmeyi tercih etti.

Şarku’l Avsat’ın Greenville News'ten aktardığına göre Sigmon'un avukatı, iğnenin uzun süreli acıya neden olmasından korktuğunu söyledi.

Mahkûm Brad Sigmon'un infazının ardından bir cenaze arabası Güney Carolina Eyalet Cezaevinden ayrıldı (AP)Mahkûm Brad Sigmon'un infazının ardından bir cenaze arabası Güney Carolina Eyalet Cezaevinden ayrıldı (AP)

ABD Yüksek Mahkemesi dün, Sigmon'un avukatlarının infazın durdurulması talebini reddetti.

Sigmon 2001 yılında eski kız arkadaşının anne ve babasını evlerinde beyzbol sopasıyla vahşice öldürmekten hüküm giymişti.



Harvard ve Toronto üniversiteleri uluslararası öğrenciler için acil durum planı geliştirdi

Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)
Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)
TT

Harvard ve Toronto üniversiteleri uluslararası öğrenciler için acil durum planı geliştirdi

Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)
Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)

Harvard ve Toronto üniversiteleri, ABD vize kısıtlamalarının ABD'ye yeniden girişlerini engellemesi halinde, seçilmiş bir grup Harvard lisansüstü öğrencisinin eğitimlerine Kanada'da devam etmelerine olanak tanıyacak bir acil durum planı açıkladı.

Bu, ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın geçen ay Harvard Üniversitesi'nin uluslararası öğrenci kaydetme yetkisini elinden alma kararının ardından açıklanan uluslararası öğrencilere yönelik ilk stratejik acil durum planı. Bu karar federal bir yargıç tarafından durduruldu.

ABD vizeleriyle ilgili olası zorluklara yanıt olarak, Harvard'ın John F. Kennedy School of Government öğrencileri artık yabancı öğrenci kaydetme seçeneğine sahip olacak. ABD'ye dönemeyen Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Okulu öğrencileri, Toronto Üniversitesi Munk Küresel İlişkiler ve Kamu Politikası Okulu'nda misafir öğrenci programı aracılığıyla eğitimlerine devam etme seçeneğine sahip olacaklar.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre İki okulun dekanları yaptıkları açıklamada, programın Kennedy ve Munk okullarında verilen dersleri kapsayacağını belirtti. Açıklamada, acil durum planının öğrenci belirsizliğini hafifletmek için duyurulduğu, ancak yalnızca vize veya giriş kısıtlamaları nedeniyle ABD'ye giremeyenlerden yeterli talep gelmesi halinde uygulanacağı ifade edildi. Program, ABD'deki kampüste bir yılını tamamlamış olan uluslararası öğrenciler için geçerli olacak.

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Harvard Üniversitesi'ni antisemitizm ve kampüs şiddetini yeterince ele almamakla, raporlama gerekliliklerini ihlal etmekle ve Çin Komünist Partisi de dahil olmak üzere yabancı kuruluşlarla ulusal güvenlik kaygılarını artıracak şekilde iş birliği yapmakla suçlayarak bu üniversiteye verilen milyarlarca dolarlık federal araştırma fonunu kesmekle tehdit etti ve bu yönde adımlar attı.