Birleşmiş Milletler: Güney Sudan'daki durum endişe verici bir hızla kötüleşiyor

Suriye kıyılarından Lübnan'ın kuzeyine doğru kitlesel yer değiştirme

Güney Sudan Başkan Yardımcısı Riek Machar ve Başkan Salva Kiir Juba'da, 20 Ekim 2019 (AP)
Güney Sudan Başkan Yardımcısı Riek Machar ve Başkan Salva Kiir Juba'da, 20 Ekim 2019 (AP)
TT

Birleşmiş Milletler: Güney Sudan'daki durum endişe verici bir hızla kötüleşiyor

Güney Sudan Başkan Yardımcısı Riek Machar ve Başkan Salva Kiir Juba'da, 20 Ekim 2019 (AP)
Güney Sudan Başkan Yardımcısı Riek Machar ve Başkan Salva Kiir Juba'da, 20 Ekim 2019 (AP)

Güney Sudan'da artan şiddet ve siyasi anlaşmazlıkların ülkenin kırılgan barış sürecini tehdit ettiğini belirten BM insan hakları kuruluşu, ülkenin başkan yardımcısına bağlı bir dizi yetkilinin tutuklanmasından günler sonra dün bir açıklama yaptı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre bu ayın başlarında Devlet Başkanı Salva Kiir'e bağlı güvenlik güçleri Riek Machar'a bağlı iki bakanı ve birçok üst düzey askeri yetkiliyi tutukladı.

Tutuklamalar, Kiir ve Machar'a bağlı güçler arasında beş yıl süren ve yaklaşık 400 bin kişinin ölümüne neden olan iç savaşı sona erdiren 2018 barış anlaşmasının geleceğine ilişkin endişeleri arttırdı.

Güney Sudan'daki BM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Yasmin Sooka yaptığı açıklamada, “Bölünme ve çatışmayı körüklemekten ziyade, yıllarca zorlukla kazanılan ilerlemeyi silecek endişe verici bir gerilemeye tanık oluyoruz. Liderler acilen barış sürecine yeniden odaklanmalı, Güney Sudan vatandaşlarının insan haklarını korumalı ve demokrasiye yumuşak bir geçiş sağlamalıdır” ifadelerini kullandı.

Gözaltılar, geçtiğimiz haftalarda kuzeydeki stratejik Nasır kasabasında ulusal güçler ile mensuplarının çoğu Machar'ın Nuer kabilesinden örgütsüz bir grup olan “Beyaz Ordu” milisleri arasında yaşanan şiddetli çatışmaların ardından geldi.

Hükümet sözcüsü Michael Makuei, gözaltıların Machar'a sadık yetkililerin “yasaları çiğnemeleri” nedeniyle yapıldığını söyledi

Makuei, Machar'a bağlı güçleri “beyaz ordu” ile iş birliği yapmak ve 4 Mart'ta Nasır kasabası yakınlarındaki bir askeri kışlaya saldırmakla suçladı. Machar'ın partisi suçlamaları reddetti.

Ulusal Güvenlik Ajansı'na (NSA) bağlı istihbarat teşkilatı dün yaptığı açıklamada, Nasır'da ve yakındaki başka bir kasabada “askeri çatışmayla bağlantısı olduğu doğrulanan” birkaç kişiyi tutukladığını duyurdu. Ajans gözaltına alınanların toplam sayısından ya da kimliklerinden bahsetmedi.

Güney Sudan hükümeti, bir BM helikopterinin Nasır'dan tahliye edilmeye çalışılırken cuma günü saldırıya uğraması sonucu, bir general ve onlarca askerin öldüğünü açıkladı.



Ukrayna'yla maden anlaşmasını askıya alan ABD, yüzünü Afrika ülkesine döndü

Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
TT

Ukrayna'yla maden anlaşmasını askıya alan ABD, yüzünü Afrika ülkesine döndü

Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)

Volodimir Zelenski'yi 28 Şubat'ta Oval Ofis'te ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump'ın kameralar önünde Ukrayna Devlet Başkanı'yla tartışması üzerine imzalanamayan nadir toprak elementleri anlaşmasının akıbeti merakla bekleniyor. 

Londra merkezli Financial Times (FT), Washington'ın benzer bir anlaşma için Kongo Demokratik Cumhuriyeti'yle (KDC) masaya oturduğunu bildirdi.

Bakır, kobalt ve uranyum zengini Orta Afrika ülkesindeki Félix Tshisekedi yönetiminin, kendilerine destek karşılığında ABD'nin nadir bulunan madenlere erişimini artırabileceğini Trump yönetimine aktardığı bildirildi. 

Geçen ay yapılan öneride, yardımların karşılığında keşif haklarının verilebileceği vurgulandı.

FT'nin resmi belgelere ve konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi kişilere dayandırdığı habere göre, son günlerde görüşmeler ciddiyet kazansa da aşılması gereken birkaç engel daha var. 

KDC'de 23 Mart Hareketi (M23) adlı isyancı grup orduyla mücadeleyi sürdürüyor. Yeni yılla birlikte çatışmalarda da artış görüldü. 

Doğrudan Ruanda yönetimi tarafından yönetildiği ve binlerce askerin dahil edildiği öne sürülen örgüt, Goma ve Bukavu gibi iki büyük kentle birlikte maden zengini başka bölgeleri de kontrol ediyor.

Kongolu yetkililerin ABD'yle anlaşma yaparak bu sorunu çözmeye çalıştığı bildiriliyor. 

Şubat sonlarında Kongolu senatör Pierre Kanda Kalambayi'nin ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya gönderdiği mektupta, askerlerin eğitilmesi ve donatılması karşılığında Amerikan şirketlerine maden çıkarma hakkının verilmesinin teklif edildiği aktarıldı. 

Kalambayi, bu hamlenin ülkelerindeki Çin nüfuzunun kırılmasına da yarayacağını söylemiş. 

FT, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden birinin kendilerine "KDC ileri seviye teknolojiler için gerekli mineraller konusunda dünyada önemli bir paya sahip. ABD şirketleriyle ortaklıklar ABD ve KDC ekonomilerini geliştirir, daha fazla kalifiye iş imkanı yaratır ve ülkeyi bölgesel ve küresel değer zincirlerine entegre eder" dediğini aktarıyor.

Tshisekedi'nin sözcüsü Tina Salama, X'te yaptığı açıklamada ülkelerinden kaçırılan madenlerin doğrudan kendilerinden alınması için ABD'nin bölgeye davet edildiğini doğruladı. 

Beyaz Saray ise henüz konuyla ilgili yorum yapmadı.

JS Held adlı danışmanlık şirketinden Indigo Ellis, KDC'deki çatışmalara dikkat çekerek "Bu, çaresizlikten yapılan bir hamleye benziyor" yorumunu yaptı.

KDC'nin doğusunda güvenliği sağlamak amacıyla bölge ülkeleri tarafından 23 Mart 2009'da imzalanan barış anlaşmasının bozulmasıyla 23 Mart Hareketi adı altında ortaya çıkan örgüt, daha sonra M23 şeklinde anılmaya başlanmıştı.

M23 militanlarının çoğu, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.

Tshisekedi, 2023'teki açıklamasında gerekirse Ruanda'yla savaşa girebileceklerini söylemiş, Kagame de "Savaşa hazırız" demişti.

Freeport-McMoRan'ın 2016'da çekilmesiyle birlikte Amerikan madencilik devlerinden herhangi biri KDC'de faaliyet göstermiyor. 

Grönland'ı Danimarka'dan alma ve Ukrayna'yla anlaşma imzalamaya yönelik hamleler, Trump yönetiminin kritik madenler konusuna verdiği önemi ortaya koyuyor. 

Independent Türkçe, Financial Times, Reuters