Myanmar cuntası seçim tarihini açıkladı

Duyuru, Myanmar ordusunun kontrolü sağlamakta zorlandığı, demokrasi yanlısı savaşçıların ve etnik milislerin silahlı direnişinin ülke genelinde sertleştiği bir dönemde geldi.

Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)
Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)
TT

Myanmar cuntası seçim tarihini açıkladı

Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)
Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)

Myanmar, ordunun Şubat 2021'de darbeyle iktidarı ele geçirip ülkeyi sert bir iç savaşa sürüklemesinden bu yana ilk seçimini yapmaya hazırlanıyor.

Devletin işlettiği Global New Light of Myanmar gazetesine göre, Ang San Su Çi'nin seçilmiş hükümetine karşı darbeyi yöneten Kıdemli General Min Aung Hlaing, seçimlerin Aralık 2025 veya en geç Ocak 2026'da yapılacağını duyurdu.

Myanmar'ın kalan birkaç müttefikinden biri olan Belarus'ta konuşan Kyi, 53 siyasi partinin seçimlere katılmak üzere listelerini sunduğunu söyledi.

Ancak kesin bir tarih verilmedi ve savaş alanında artan kayıplarla karşı karşıya kalan cunta, seçim planlarını defalarca erteledi.

Duyuru, Myanmar ordusunun kontrolü sağlamak için mücadele ettiği, demokrasi yanlısı savaşçıların ve etnik milislerin silahlı direnişinin ülke genelinde sertleştiği bir dönemde geldi.
 

csdfvgthy
Rakhine Eyaleti'nin batısındaki Ramree Adası'nda bir adam, Myanmar ordusu tarafından gerçekleştirildiğinden şüphelenilen hava saldırısının isabet ettiği yerde, yanan bir evin yanında duruyor (AFP)

Cuntanın direniş güçleri karşısında zemin kaybetmesi, muhalefet liderlerinin hapse atılması ve ülkenin büyük bölümünün askeri kontrolün dışında kalması nedeniyle planlanan oylama şimdiden bir saçmalık olarak görülmeye başlandı.

Su Çi'nin hükümetinin devrilmesinden 4 yıl sonra ordu savunmaya geçmiş durumda. Muhalif güçlerin önemli şehirleri ve askeri üsleri ele geçirmesiyle birlikte ordunun Myanmar topraklarının yarısından azını kontrol ettiğine inanılıyor. Bu ortamda ülke çapında seçim düzenlemek neredeyse imkansız görünüyor.

Cunta şimdiden oylamanın sadece kendi kontrolündeki bölgelerde yapılacağının sinyallerini verdi. Ekimde ordu seçmen listelerini derlemek için kısmi bir nüfus sayımı girişiminde bulundu ancak 330 ilçenin sadece 145'inde veri toplayabildi. Cunta bir raporunda, etnik milisler ve demokrasi yanlısı güçlerin kontrolündeki birçok bölgeye erişilemediğini itiraf etti.

Genel seçim planı büyük ölçüde ordunun iktidarını meşrulaştırma girişimi olarak görülüyor. Aralarında 79 yaşındaki Su Çi'nin de bulunduğu Myanmar'ın muhalefet liderlerinin çoğu, hak örgütlerinin siyasi amaçlı yargılamalar diye nitelendirdiği davaların ardından halen cezaevinde bulunuyor. Cuntanın bağımsız medyayı da baskı altına alması adil bir seçim ihtimalini daha da zorlaştırıyor.

Devrik milletvekilleri ve aktivistlerin oluşturduğu gölge bir yönetim olan Ulusal Birlik Hükümeti (NUG), ordunun seçim planlarını reddetti ve oylamayı şiddet içermeyen yollarla engelleme sözü verdi.

Independent Türkçe



Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçkin üniversitelerle mücadelesinin başlamasından sadece birkaç gün sonra, federal göçmenlik görevlileri mart ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki yurdunda Filistinli öğrenci Mahmud Halil'i gözaltına aldı.

Trump yönetimi, Filistinlileri destekleyen diğer yabancı öğrencileri gözaltına alarak ve Halil'in en önde gelen aktivistlerinden biri olduğu Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketine tanık olan Columbia, Harvard ve diğer özel eğitim kurumlarına verilen milyarlarca dolarlık araştırma hibelerini iptal ederek mücadelesini artırırken, Halil üç aydan fazla bir süre Louisiana kırsalındaki bir gözaltı merkezinde tutuldu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre 30 yaşındaki Halil, “Soykırıma karşı durduğum için hiç pişman değilim… Doğru olanı savunduğum için, yani savaşa karşı çıktığım ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Halil, hükümetin kendisini susturmaya çalıştığına ama aksine bunun kendisine daha geniş bir platform sağladığına inanıyor.

Halil serbest bırakıldıktan sonra New York'a döndüğünde havaalanında Trump'ın siyasi muhaliflerinden Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez tarafından karşılandı. Gözaltına alındığı için doğumunu kaçırdığı eşi ve küçük oğluyla buluştuğu sırada destekçileri Filistin bayrakları salladı.

İki gün sonra Columbia Üniversitesi'nin Manhattan kampüsü yakınlarındaki katedralin merdivenlerinde düzenlenen bir mitingin yıldızı oldu ve burada üniversite yetkililerini eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta, 2025 New York Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde Demokrat Parti ön seçimini kazanan Filistin yanlısı Zohran Mamdani ile birlikte coşkulu kalabalığın karşısına çıktı.

Halil şunları söyledi: “Bu durumda olmayı ben seçmedim; Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) seçti... Bunun elbette hayatım üzerinde büyük bir etkisi oldu. Dürüst olmak gerekirse halen yeni gerçekliğim üzerine düşünmeye çalışıyorum.”

Mayıs ayındaki mezuniyet törenine katılamayan Halil gözaltından işsiz olarak çıktı. Uluslararası bir yardım kuruluşunun siyasi danışman olarak çalışması için yaptığı teklifi geri çektiğini söyledi.

Hükümet temyiz başvurusunu kazanıp onu tekrar gözaltına alabilir. Bu nedenle Halil önceliğinin oğlu ve diş hekimi eşiyle mümkün olduğunca çok zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil'in eşi Dr. Nur Abdullah ABD vatandaşı. Halil'e geçen yıl ABD'de kalıcı oturma izni verildi.

Yüksek lisans öğrencisi olarak 2022 yılında New York'a taşındı ve Columbia Üniversitesi yönetimi ile üniversitenin İsrail ordusunu destekleyen silah üreticileri ve diğer şirketlere yaptığı yatırımlara son vermesini talep ederek kampüs parkında eylem yapan protestocular arasındaki başlıca öğrenci müzakerecilerinden biri oldu.

Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

Halil herhangi bir suçla itham edilmedi. Ancak ABD hükümeti geniş kapsamlı bir göçmenlik yasasına dayanarak onun ve diğer bazı Filistin yanlısı uluslararası öğrencilerin ‘yasal ancak tartışmalı’ konuşmalarının ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verebileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmeleri gerektiğini savundu.

Davaya bakan federal yargıç, Trump yönetiminin Halil'i sınır dışı etmek için öne sürdüğü temel gerekçenin, ifade özgürlüğü haklarının anayasaya aykırı bir şekilde ihlal edilmesi olduğuna hükmetti. Hükümet karara itiraz ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Abigail Jackson sorulara cevaben şunları söyledi: “Bu ifade özgürlüğü ile ilgili değil, Hamas teröristlerini desteklemek ve kampüsleri güvensiz hale getiren ve Yahudi öğrencileri taciz eden kitlesel protestolar düzenlemek için ABD'de bulunma hakkı olmayan kişilerle ilgili.”

Columbia Üniversitesi'nin politikasına meydan okuma

Halil, antisemitizm bahanesini kınadı ve Yahudi öğrencileri protesto hareketinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olarak tanımladı. Hükümetin, Trump'ın Amerikan karşıtı, Marksist ve ‘radikal sol’ ideolojilerin hâkim olduğunu söylediği Amerikan yüksek öğretimini yeniden şekillendirmek için ‘antisemitizmi’ bahane olarak kullandığını söyledi.

Trump yönetimi Columbia'ya ve diğer üniversitelere, çoğunlukla biyomedikal araştırmalar için verilen federal hibe parasının, hükümet kimi kabul ettikleri, işe aldıkları ve ne öğrettikleri konusunda daha fazla denetime sahip olmadıkça devam etmeyeceğini bildirdi ve ‘daha fazla entelektüel çeşitlilik’ çağrısında bulundu.

Harvard'ın aksine Columbia Üniversitesi, hükümetin hibeleri aniden iptal etmesine itiraz etmedi ve Trump yönetiminin protestolarla ilgili kuralların sıkılaştırılması yönündeki bazı taleplerini, finansmanın yeniden başlatılmasına yönelik müzakerelerin ön koşulu olarak kabul etti.

Halil, Columbia'nın eylemlerini yürek parçalayıcı olarak nitelendirdi. Halil, “Columbia, yükseköğretim kurumlarının nasıl yönetildiğine dair her ayrıntıya müdahale etmesine izin vererek kurumu Trump yönetimine teslim etti” dedi.

Columbia Üniversitesi yönetimi, müzakereler devam ederken akademik özerkliği korumanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi Sözcüsü Virginia L. Abrams, üniversite yetkililerinin Halil'in nitelendirmesine ‘kesinlikle katılmadıklarını’ ifade etti.

Abrams yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi, Halil de dahil olmak üzere, öğrencilerin güçlü bir şekilde inandıkları konularda konuşma hakkını tanır... Ancak üniversitenin, kampüsteki herkesin ayrımcılık ve tacizden uzak bir kampüs topluluğuna katılabilmesini sağlamak için kurallarına ve politikalarına uyması da önemlidir” ifadelerini kullandı.

Halil, Columbia ve Trump'ın hedefindeki diğer üniversiteleri öğrencilerine kulak vermeye çağırdı.

Halil sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Öğrenciler, bu kampüsün insan hakları ve uluslararası hukuka nasıl uyabileceğine ve tüm öğrencileri nasıl kapsayabileceğine dair net bir plan sundular... Meselelerin neresinde dururlarsa dursunlar herkes kendini eşit hissedecek... Üniversite yönetimi öğrencileri dinlemek yerine siyasi baskıya boyun eğmeyi tercih ediyor.”