DMO komutanı: Bahtiyar ve muhaliflere suikast düzenlemeleri için İspanyol ayrılıkçıları finanse ettik

Muhsin Rızai'nin rolüne atıfta bulundu

Askeri üniforma giyen Refik Dost, 24 Şubat 2025 tarihinde onuruna düzenlenen bir tören sırasında Muhsin Rızai'ye bakıyor. (Mehr)
Askeri üniforma giyen Refik Dost, 24 Şubat 2025 tarihinde onuruna düzenlenen bir tören sırasında Muhsin Rızai'ye bakıyor. (Mehr)
TT

DMO komutanı: Bahtiyar ve muhaliflere suikast düzenlemeleri için İspanyol ayrılıkçıları finanse ettik

Askeri üniforma giyen Refik Dost, 24 Şubat 2025 tarihinde onuruna düzenlenen bir tören sırasında Muhsin Rızai'ye bakıyor. (Mehr)
Askeri üniforma giyen Refik Dost, 24 Şubat 2025 tarihinde onuruna düzenlenen bir tören sırasında Muhsin Rızai'ye bakıyor. (Mehr)

Eski bir üst düzey Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanı, 1980'ler ve 1990'larda Avrupa'da önde gelen İranlı muhaliflere yönelik suikastlarda kendi kuvvetlerinin parmağı olduğu ve bu operasyonları İspanyol ayrılıkçı Bask örgütü ETA'nın gerçekleştirdiği yönündeki açıklamalarıyla geniş çaplı tartışmalara yol açtı.

Muhsin Refik Dost daha sonra silinen bir röportajında İran'ın eski Başbakanı Şahpur Bahtiyar ve İran ordusunun eski Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Gulam Ali Uveysi'ye Avrupa'da ayrı ayrı düzenlenen suikastlardan sorumlu olduğunu açıkladı. Uveysi, 1979'da İran Devrimi ile devrilen İran Şahı'nın akrabasıdır. Şah Eşref Pehlevi'nin kız kardeşinin oğlu olan Şehriyar Şefik devrimden aylar sonra Paris'te bir suikast sonucu öldürülmüştü.

DMO 24 Şubat'ta Refik Dost'u ‘Devrim Yoldaşı’ unvanıyla onurlandırmak üzere bir tören düzenledi.

Iran Observer'a verdiği röportajda Refik Dost, yurtdışında yaşayan birçok İranlı muhalifin öldürülmesi emrini bizzat kendisinin verdiğini söyledi. Dost ayrıca, eski DMO Komutanı General Muhsin Rızai'nin de rolünü kabul etti.

Bahtiyar'a 1980 yılında düzenlenen başarısız bir suikast girişiminden bahseden Refik Dost, kendisinin Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin son başbakanını hedef alan operasyonun ‘komutanı’ olduğunu ve Enis Nakkaş'ın da kendi komutası altında suikastın doğrudan uygulayıcısı olduğunu belirtti.

Refik Dost, Nakkaş'ın serbest bırakılması için Paris'te dönemin Fransa Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü, Fransız yetkilileri Nakkaş'ın serbest bırakılmaması halinde ülkesinin büyükelçiliğini havaya uçurmakla ya da sivil bir uçağı kaçırmakla tehdit ettiğini anlattı.

Refik Dost, İran-Irak savaşı sırasında, bakanlık lağvedilip Savunma Bakanlığı ile birleştirilmeden önce Devrim Muhafızları Bakanı olarak görev yapmıştı.

Şahpur Bahtiyar ve Gulam Ali Uveysi Fransa'da suikastla öldürüldü; Bahtiyar 1991 yılında, Uveysi ise 1984 yılında Paris'teki evinde bıçaklandı.

İran Kürdistan Demokrat Partisi (KDP-İ) Genel Sekreteri Abdurrahman Kasımlo Temmuz 1989'da Avusturya'nın başkenti Viyana'da İran istihbaratı tarafından öldürüldü.

KDP-İ lideri Sadık Şerefkendi de 1992 yılında Berlin'deki Mykonos restoranında düzenlenen bir silahlı saldırıda üç kişiyle birlikte öldürülmüştü.

Refik Dost ayrıca, 1992 yılında Almanya'da sürgündeyken suikasta uğrayan rejim muhalifi Feridun Ferruhzad'ın öldürülmesinde de DMO’nun sorumlu olduğunu söyledi. Feridun Ferruhzad, ünlü şair Füruğ Ferruhzad'ın kardeşi.

Refik Dost nadir görülen bir itirafta, para karşılığında İran için suikastlar gerçekleştiren İspanya'daki ayrılıkçı Bask grubunun finansmanına atıfta bulundu.

Refik Dost, “Basklı gençler genellikle arkalarında hiçbir iz bırakmadan eylemler gerçekleştiriyorlardı ve bu suçlar için para istiyorlardı. Biz de Almanya'da yaşayan Mısırlı bir din adamına para ödedik” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın DPA'dan aktardığına göre Refik Dost'un açıklamaları, rejimin suikastlarla ilgisini reddeden resmi tutumuna paralel olarak rejim yanlısı medya tarafından reddedildi.

Röportaj cumartesi günü yayınlandığından bu yana siyasi çevrelerde ve sosyal medyada geniş çaplı tartışmalara yol açtı.

İran ajansları Refik Dost'un ofisinin dün röportajla ilgili yaptığı kısa açıklamada şu ifadelere yer verdiğini aktardı: “Geçtiğimiz yıllarda geçirdiği beyin ameliyatının yan etkileri nedeniyle bazı anıları ve isimleri yanlış hatırlıyor olabilir. Bu nedenle söz konusu ifadeler yasal ve tarihsel olarak kabul edilemez.”



Birleşmiş Milletler: Sudan'ın Kuzey Darfur bölgesinde sağlık koşulları korkunç

Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)
Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)
TT

Birleşmiş Milletler: Sudan'ın Kuzey Darfur bölgesinde sağlık koşulları korkunç

Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)
Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) dün (Salı) yaptığı açıklamada, Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur eyaletindeki insani yardım ortaklarının, özellikle eyaletin başkenti Faşir'de ve çevredeki bölgelerde yerlerinden edilmiş insanlar için kurulan kamplarda “çok korkunç” bir sağlık sorunu olduğunu bildirdiklerini söyledi.

OCHA son brifinginde, devam eden çatışmaların “yerinden edilme dalgalarına neden olduğunu, insanların en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan zaten kırılgan bir sağlık sistemini zorladığını” söyledi.

 Faşir'de 200'den fazla sağlık tesisi hizmet vermiyor ve sağlık personeli, temel ilaçlar ve hayat kurtaran malzemelerde ciddi bir eksiklik var.

OCHA, insani yardım ortaklarının tıbbi malzeme sağlamaya çalıştığını, ancak güvensizlik ve erişim kısıtlamalarının çalışmalarını engellemeye devam ettiğini söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sudan'ın çatışmalardan etkilenen çeşitli bölgelerindeki hastane ve sağlık tesislerinin yüzde 70'inden fazlasının “artık çalışmadığını ve milyonları sağlık hizmetinden yoksun bıraktığını” bildirdi.

Sudan'ın sağlık sisteminin sürekli saldırı altında olduğunu belirten BM ofisi, Şubat ayı ortası itibariyle, sağlık örgütünün Sudan'da savaşın başlamasından bu yana sağlık hizmetlerine yönelik yaklaşık 150 saldırı kaydetti.  Ancak gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu belirtiyor.

OCHA çatışmanın taraflarına “hayat kurtarıcı desteğe ihtiyaç duyan insanlara ulaşmak için güvenli, zamanında, sürdürülebilir ve emniyetli insani yardım erişiminin sağlanması” çağrısında bulunarak sivillerin korunması ve temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini vurguladı.