Birleşmiş Milletler: Sudan'ın Kuzey Darfur bölgesinde sağlık koşulları korkunç

Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)
Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)
TT

Birleşmiş Milletler: Sudan'ın Kuzey Darfur bölgesinde sağlık koşulları korkunç

Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)
Sudanlı bir gönüllü ve yerinden edilmiş bir kadın Port Sudan'da Ramazan iftarı öncesinde yemek hazırlıyor (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) dün (Salı) yaptığı açıklamada, Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur eyaletindeki insani yardım ortaklarının, özellikle eyaletin başkenti Faşir'de ve çevredeki bölgelerde yerlerinden edilmiş insanlar için kurulan kamplarda “çok korkunç” bir sağlık sorunu olduğunu bildirdiklerini söyledi.

OCHA son brifinginde, devam eden çatışmaların “yerinden edilme dalgalarına neden olduğunu, insanların en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan zaten kırılgan bir sağlık sistemini zorladığını” söyledi.

 Faşir'de 200'den fazla sağlık tesisi hizmet vermiyor ve sağlık personeli, temel ilaçlar ve hayat kurtaran malzemelerde ciddi bir eksiklik var.

OCHA, insani yardım ortaklarının tıbbi malzeme sağlamaya çalıştığını, ancak güvensizlik ve erişim kısıtlamalarının çalışmalarını engellemeye devam ettiğini söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sudan'ın çatışmalardan etkilenen çeşitli bölgelerindeki hastane ve sağlık tesislerinin yüzde 70'inden fazlasının “artık çalışmadığını ve milyonları sağlık hizmetinden yoksun bıraktığını” bildirdi.

Sudan'ın sağlık sisteminin sürekli saldırı altında olduğunu belirten BM ofisi, Şubat ayı ortası itibariyle, sağlık örgütünün Sudan'da savaşın başlamasından bu yana sağlık hizmetlerine yönelik yaklaşık 150 saldırı kaydetti.  Ancak gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu belirtiyor.

OCHA çatışmanın taraflarına “hayat kurtarıcı desteğe ihtiyaç duyan insanlara ulaşmak için güvenli, zamanında, sürdürülebilir ve emniyetli insani yardım erişiminin sağlanması” çağrısında bulunarak sivillerin korunması ve temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini vurguladı.



Avrupa-ABD çekişmesi Türkiye’ye yarayabilir: Artık bizi dışlayamazlar

Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)
Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)
TT

Avrupa-ABD çekişmesi Türkiye’ye yarayabilir: Artık bizi dışlayamazlar

Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)
Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)

ABD’yle arası açılan Avrupa için Türkiye önemli bir stratejik ortak olabilir. 

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna savaşını sonlandırmak amacıyla Rusya’ya daha yakın bir politika izlemesi, Avrupa ülkelerinde endişeye yol açıyor. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’ın analizinde, bu durumun “Türkiye'nin Avrupa’yla bağlarını derinleştirmesi için nadir bir fırsat yarattığına” dikkat çekiliyor. 

Yazıda, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen’in şu yorumlarına yer veriliyor: 

Bugüne kadar Türkiye'yi dışlama lüksüne sahip olduğunu düşünen Avrupa ülkeleri artık Türkiye'yi dışlayamayacaklarını görüyor.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Avrupalı bir diplomat da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya ve Ukrayna arasında denge siyaseti izlediğine işaret ederek, “Sürece dahil olması mantıklı” ifadelerini kullanıyor. 

Erdoğan, Polonya Başbakanı Donald Tusk’la dün gerçekleştirdiği buluşmanın ardından şunları söylemişti: 

Avrupa Birliği (AB) güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye’nin tam üyeliğiyle başarabilir.

Adının açıklanmaması şartıyla görüş paylaşan başka bir Avrupalı diplomat, Ukrayna’ya yönelik güvenlik garantilerinde Türkiye’nin rolünün kritik olacağını söylüyor: 

Erdoğan'ın çıkarları şu anda bizimle birlikte, özellikle de artık Suriye'de Rusya dinamiğine sahip olmadığı için. Yani bir bakıma Ukrayna adına gelecekteki Avrupa garantilerinde rol oynamaları için şartlar ideal.

Diğer yandan EDAM Direktörü Ülgen, Ankara’nın Moskova’ya yaptırım uygulamadığını hatırlatarak, bu süreçte Türkiye-Rusya ilişkilerinin teste tabi tutulabileceğini söylüyor: 

Türkiye'nin önüne gelecek temel soru Rusya’yla ilişkiler meselesidir çünkü Avrupa'nın güvenlik çerçevesinin özü Rusya'yı bir tehdit olarak görmekle başlar.

Fransız haber ajansı AFP’nin analizinde de NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliğinde “kilit rol oynayacağı” ifade ediliyor. 

Türkiye’de son dönemde savunma sektöründeki gelişmelere dikkat çekilirken, Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Baykar’ın ürettiği drone’ların Ukrayna savaşında önemli rol oynadığı hatırlatılıyor.

Yazıda, bağımsız araştırmacı Nebahat Tanrıverdi Yaşar’ın şu yorumları da aktarılıyor: 

Türkiye, ABD'nin değişen politikaları karşısında AB'nin kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk üstlenmeye çalıştığı bu ‘yeni düzende’, bölgedeki güç dengesini yeniden şekillendirmek amacıyla Rusya’yla ilişkilerini ve Ukrayna'ya stratejik savunma desteğini dikkatlice yönlendirmeyi amaçlıyor.

Independent Türkçe, Reuters, AFP