Grönland'da seçimi Trump karşıtı parti kazandı

Muhalefetteki Demokraatit partisi oyların yüzde 29,9'unu alarak iktidardaki koalisyonun çoğunluğuna son verdi

Demokraatit partisinden Anna Wangenheim ve Genel Başkan Jens Frederik Nielsen (AFP)
Demokraatit partisinden Anna Wangenheim ve Genel Başkan Jens Frederik Nielsen (AFP)
TT

Grönland'da seçimi Trump karşıtı parti kazandı

Demokraatit partisinden Anna Wangenheim ve Genel Başkan Jens Frederik Nielsen (AFP)
Demokraatit partisinden Anna Wangenheim ve Genel Başkan Jens Frederik Nielsen (AFP)

Namita Singh & Rachel Clun

ABD Başkanı Donald Trump'a ülkenin "satılık olmadığını" söyleyen Grönland'ın muhalefetteki merkez sağ partisi, ülkedeki parlamento seçimlerinden zaferle çıktı.

Resmi sonuçlara göre Demokraatit partisi oyların yüzde 29,9'unu alarak iktidardaki koalisyonun çoğunluğuna son verdi.

Demokraatit'in lideri ve eski badminton şampiyonu Jens Frederik Nielsen, Grönland'ın geleceğini şekillendirilmede kritik bir rol oynamaya hazırlanıyor. Nielsen, özellikle Trump'ın Kuzey Kutbu adasını ABD'nin satın alabileceği yönündeki önerisine yanıt olarak, dış müdahalenin açık sözlü bir eleştirmeni.

Danimarka'dan bağımsızlığa kademeli bir geçişi savunan iş dünyası yanlısı parti, bir önceki seçimde yüzde 9,1 olan desteğini keskin bir şekilde artırdı. Danimarka'dan hızlı bir kopuşu savunan muhalefetteki Naleraq partisinden daha iyi performans sergiledi.

Trump, adanın bağımsızlığına ilişkin tartışmaların ortasında seçim kampanyasına damgasını vurdu.
 

sacdfrgt
Seçim görevlileri 11 Mart 2025 Salı günü Grönland'ın Nuuk kentinde parlamento seçiminde oyları saymaya hazırlanıyor (AP)

Trump uzun zamandır Grönland'ın ABD'nin bir parçası olmasını istiyor. Ülkenin kontrolünü ele geçirme arzusunu ilk kez birinci döneminde dile getirmiş ve bu yıl ülkeyi satın almak istediğini söylemişti. Seçim öncesinde de bu tutumunu yinelemiş ve amacına ulaşmak için güç kullanmayı ihtimal dışı bırakmayı da reddetmişti.

Bu ay ABD Kongresi'nde "Öyle ya da böyle alacağız" diye konuştu. Trump, Grönlandlıların "dünyanın herhangi bir yerindeki en büyük ulusun bir parçası" olabileceğini söyledi. Truth Social platformunda yaptığı yorumlarda ABD Başkanı milyarlarca dolarlık yatırım yapmaya ve "onları zengin etmeye" hazır olduğunu ifade etti.

frgty6
ABD Başkanı Donald Trump Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofisinde oturuyor (Reuters)

Ülkenin ABD'nin güvenlik çıkarları için hayati önem taşıdığını yineledi ki çoğu Grönlandlı bu fikri reddediyor.

Sadece 57 bin nüfusa sahip olan bu devasa ada, eriyen buzulların kaynaklarını daha erişilebilir hale getirdiği ve yeni nakliye rotaları açtığı Kuzey Kutbu'nda hakimiyet için süren jeopolitik bir yarışın içine sürüklendi. Hem Rusya hem de Çin bölgedeki askeri faaliyetlerini yoğunlaştırıyor.

Siyasi partilere yabancı katkıları yasaklayan yeni yasa tasarısına yanıt olarak Nielsen, Trump'ın yorumlarının "siyasi bağımsızlığımıza yönelik bir tehdit" olduğunu söyledi.

"Kendimizi savunmalıyız" diye ekledi.

Nielsen, Sky News'e verdiği demeçte Donald Trump'ın yorumlarına atıfta bulunarak "Umarım bu ona satılık olmadığımıza dair açık bir mesaj gönderir" dedi.

Biz Amerikalı olmak istemiyoruz. Hayır, Danimarkalı olmak istemiyoruz. Grönlandlı olmak istiyoruz. Ve gelecekte kendi bağımsızlığımızı istiyoruz. Ve kendi ülkemizi kendimiz inşa etmek istiyoruz, onun umuduyla değil.

Danimarka gazetesi Berlingske'nin haberine göre Nielsen ocak ayında Danimarka Liberal İttifakı'yla siyasi işbirliği anlaşması imzaladı. Habere göre Nielsen, "Grönland ve Danimarka arasındaki ilişkilerde heyecan verici ve önemli bir dönemin ortasındayız" dedi.

Nielsen diğer partilerle görüşerek bir hükümet koalisyonu kurmaya çalışacak.

İktidardaki Inuit Ataqatigiit partisi ve bağımsızlığa giden yavaş bir yol arayan ortağı Siumut, oyların toplam yüzde 36'sını kazandı. Bu oran 2021'de yüzde 66,1'di.

Inuit Ataqatigiit Başbakanı Mute Egede, Facebook paylaşımında "Seçim sonucuna saygı duyuyoruz" dedi ve yaklaşan koalisyon görüşmelerinde her türlü öneriyi dinleyeceğini sözlerine ekledi.
Grönland eski bir Danimarka kolonisi ve 1953'ten beri bir bölge. İlk parlamentosunun kurulduğu 1979'da bir miktar özerklik kazandı ancak Kopenhag hâlâ dışişleri, savunma ve para politikasını kontrol ediyor ve ekonomiye yılda 1 milyar doların biraz altında destek sağlıyor.

Danimarka'nın ekonomik desteği olmadan yaşam standartlarının düşeceği endişesiyle bunu yapmamış olsa da 2009'da bir referandumla tam bağımsızlık ilan etme hakkını kazandı.

Bağımsızlık yanlısı ana parti Naleraq'ın adayı Qupanuk Olsen, "Çok yakında, kim olduğumuza, kültürümüze ve kendi dilimize dayalı bir yaşam sürmeye başlayacağımıza ve düzenlemeleri Danimarka'ya göre değil, kendi ihtiyaçlarımıza göre yapmaya başlayacağımıza yürekten inanıyorum" dedi.

İktidardaki Inuit Ataqatigiit partisinin adayı Inge Olsvig Brandt ise şunları söyledi:

Şu anda bağımsızlığa ihtiyacımız yok. Üzerinde çalışmamız gereken çok fazla şey var. Bence kendimizle, tarihimizle çalışmalıyız ve bir sonraki adımı atmadan önce çok fazla iyileştirme çalışması yapmamız gerekecek.

Yaklaşık 40 bin 500 kişinin oy kullanma hakkına sahip olduğu Kuzey Kutup adasındaki 72 seçim merkezinin bazılarında oy verme işlemi yarım saat uzatılmıştı ancak nihai katılım oranı hemen belirlenemedi.

Ajanslardan da yararlanılmıştır

Independent Türkçe



Eski generaller uyardı: İsrail ordusu bağımsızlığını kaybediyor

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, 21 Ocak 2025. (İsrail ordusu)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, 21 Ocak 2025. (İsrail ordusu)
TT

Eski generaller uyardı: İsrail ordusu bağımsızlığını kaybediyor

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, 21 Ocak 2025. (İsrail ordusu)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, 21 Ocak 2025. (İsrail ordusu)

İsrail'deki eski generaller, İsrail'in yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ile yardımcıları ve generallerden oluşan ekibinin Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetinin politikalarına ‘tam sadakati’ olarak gördükleri durumu endişeyle izliyor. Bu da onları ‘ülke tarihinde ilk kez ordunun bağımsızlığını kaybetmesi’ konusunda uyarmaya yöneltti.

Eski komutanlar ayrıca, bu durumun profesyonelliği ve sağlam stratejik muhakemeyi etkileme riski konusunda da uyarıda bulundular.

Hükümetin güvenlik servislerini etkileyen politikalarına karşı uyarıda bulunmak üzere bu hafta bir araya gelen 25 general, Zamir'in hükümet politikalarına doğru yönelen yeni bir politika izlediğini ve çok sayıda konu ve alanda eski genelkurmay başkanı Herzi Halevi'nin politikasından saptığını söyledi.

Zamir'in bunu ‘hükümetin ordunun başkomutanı olduğunu, savaşa girme ya da barışa yönelme kararını verenin hükümet olduğunu ve ordunun emirleri uygulamaktan başka seçeneği olmadığını’ belirten yasaya bağlı kalmak bahanesiyle alenen ve hiçbir tereddüde yer bırakmadan yaptığına dikkat çektiler.

Bu eski generaller, Zamir'in 5 Mart'ta göreve gelmesinden bu yana geçen bir hafta içinde ortaya çıkan yeni yönelimin göstergesi olan ve aralarında İsrail'in ‘varoluşsal bir savaş’ verdiği yönündeki açıklamasının da bulunduğu çeşitli açıklamaları takip ettiler. İsrailli yetkililerin daha önceki açıklamalarını yineleyen Zamir, generaller tarafından küçümsendi ve kendisine şu soru soruldu: “Hamas küçük ve hırpalanmış bir örgüt olmasına rağmen İsrail'in varlığını tehdit ediyor mu? Savunma ve saldırı güçlerinin yüzde 85'ini yok eden İsrail saldırılarının ardından ordusuz kalan Suriye mi İsrail'in varlığını tehdit ediyor? Yoksa Hizbullah'ın ağır darbeler aldığı Lübnan mı?”

Generaller ayrıca, Zamir'in subaylarıyla yaptığı her toplantıda 2025'in savaş yılı olacağını söylemesinin, savaşı sona erdirmek ve esir takası anlaşması yapmak için yürütülen müzakerelerin ciddiyeti konusunda soru işaretleri yarattığına dikkat çekti.

Generaller, yeni Güney Bölgesi Komutanı Yaniv Asur'un önceliklerinin ilk olarak Hamas'ın tamamen ortadan kaldırılması, ikinci olarak da Gazze Şeridi'nde tutulan tüm İsrailli esirlerin ‘iadesi’ olduğunu belirttiği açıklamalarına dikkat çekerek, bunun ‘esirler konusunu küçümseyen eşi benzeri görülmemiş bir açıklama’ olduğunu belirttiler. Bu iki ordu komutanının açıklamaları esir aileleri arasında dehşete neden oldu.

Yedek askerlikte ‘keskin’ düşüş

Haaretz gazetesi dün İsrail ordusu yedek kuvvetlerinin askere alınma oranlarında ‘keskin düşüş’ yaşandığını gösteren bir rapor yayınladı; yedek subaylar konuyu görmezden gelmenin ve savaşa devam etme tehdidinde bulunmaya devam etmenin ‘ordunun verimliliğinde ve operasyonel hazırlığında ciddi bir bozulmaya yol açabileceği’ uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın Haaret’den aktardığı rapora göre, savaşın başlangıcında yüzde 90'ın üzerinde olan yedek birliklere kayıt oranı bazı birliklerde yüzde 70'in altına düştü ve muharip birlikler de dahil olmak üzere gelecekteki askere alma turlarında yüzde 50'nin altına düşmesinden korkuluyor. Bu, ordunun gücünün yaklaşık yarısını kaybedeceği anlamına geliyor.

asdfgthyju
Batı Şeria'da bulunan Nur Şems Mülteci Kampı’ndaki bir askeri operasyon sırasında İsrail askerleri, 5 Mart 2025. (AP)

Haaretz’e göre, 7 Ekim 2023'te savaşın başlangıcında, yedek kuvvetlere katılmak için benzeri görülmemiş bir talep vardı. Ancak, özel işletmelerin çöküşü, mali kayıplar, üniversite eğitimine devam etme ihtiyacı ve aile yükümlülükleri gibi yaşam baskıları, birçok kişinin yedek kuvvetlere tekrar katılmaktan kaçınmasına neden olduğu için, savaş devam ettikçe bu talep azaldı.

Bu düşüşü telafi etmek amacıyla askeri birlikler gönüllüleri çekmek için ‘geleneksel olmayan’ yollara başvurmaya başladı. Sosyal medya grupları, subayların çok çeşitli muharebe ve destek görevleri için başvurular yayınladığı ‘alternatif askere alma ofislerine’ dönüştü.

Haaretz, bazı birliklerin gönüllüleri kendilerine katılmaya ikna etmek için askeri üslerde güvenlik görevlisi, temizlikçi ya da askeri mutfaklarda aşçı olarak çalışmak gibi fiili askerlik gerektirmeyen savaş dışı işler için bireyleri işe aldığını belirtti. Ordu, Gazze Şeridi'ndeki güçlerini takviye etmeyi ve Golan Tepeleri ile Lübnan'da asker bulundurmayı planladığı için yedek asker sıkıntısının önümüzdeki aylarda daha da artmasını bekliyor.

İsrail ordusu resmi olarak ciddi bir krizin varlığını reddetse ve birliklerin ‘görevlerini yerine getirdiklerinde’ ısrar etse de yedek subaylar, ordunun verimliliğinde ve operasyonel hazırlığında ciddi bir bozulmaya yol açabileceğine inandıkları bir sorunu görmezden gelmemeleri konusunda uyarıyor.