ABD, İran'ın saldırıları gerçekleştirmek için kullandığı ‘İsveç çetesine’ yaptırım uyguladı

Washington'daki ABD Hazine Bakanlığı binası (Arşiv - Reuters)
Washington'daki ABD Hazine Bakanlığı binası (Arşiv - Reuters)
TT

ABD, İran'ın saldırıları gerçekleştirmek için kullandığı ‘İsveç çetesine’ yaptırım uyguladı

Washington'daki ABD Hazine Bakanlığı binası (Arşiv - Reuters)
Washington'daki ABD Hazine Bakanlığı binası (Arşiv - Reuters)

ABD Hazine Bakanlığı dün, İran rejimi adına faaliyet gösteren İsveç merkezli bir suç örgütü olan Foxtrot şebekesine ve firari İranlı lideri Reva Mecid'e yaptırım uyguladı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ve kiralık katillik yapan kötü şöhretli şebekenin İran rejimi tarafından Ocak 2024'te Stockholm'deki İsrail Büyükelçiliği de dahil olmak üzere Avrupa'daki İsrail ve Yahudi hedeflerine saldırılar düzenlemek için kullanıldığını ve Mecid'in İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı ile iş birliği yaptığını söyledi.

Rubio, Trump yönetiminin maksimum baskı kampanyasının bir parçası olarak İran rejimini kötü niyetli faaliyetleri nedeniyle ifşa etme ve yaptırım uygulama sözü verdi. Washington'un, ABD'nin ve küresel ortaklarının emniyet ve güvenliğini baltalamak için Tahran'daki rejimle iş birliği içinde çalışan kişi ve kuruluşları sorumlu tutmaya kararlı olduğunu vurguladı.

Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İran rejiminin ABD vatandaşlarını hedef alan hedeflerine ulaşmak için suç şebekelerini vekil olarak kullanma yoluna gittiği belirtildi. İsrail'in yok edilmesine yönelik taahhüdünü daha da ileri götürerek, Avrupa'daki İsrail ve Yahudi hedeflerine yönelik terör saldırıları planladığı kaydedildi.

Açıklamada ayrıca, İranlı hükümet yetkilileri, ABD Hazine Bakanlığı'nın OFAC olarak bilinen Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi tarafından 29 Ocak 2024 tarihinde yaptırım uygulanan İranlı uyuşturucu satıcısı Naci İbrahim Şerifi Zindaşti tarafından yürütülen operasyonlar gibi suç şebekeleri aracılığıyla İranlı muhaliflere suikast düzenlemeye çalışmakla suçlandı.

Hazine Bakanı Scott Besant şunları söyledi: “İran'ın sınır aşan suç örgütlerini ve uyuşturucu kaçakçılarını bariz bir şekilde kullanması, rejimin Avrupa'daki toplumlara maliyetine bakmaksızın, hedeflerine her ne şekilde olursa olsun ulaşmaya çalıştığını göstermektedir. Hazine Bakanlığı, ABD hükümeti ve uluslararası ortaklarımızla birlikte, İran'ın haydutça ve istikrarsızlaştırıcı gündemini ilerletmeye çalışanlardan hesap sormaya devam edecektir.”

Rubio, ABD'nin attığı adımların Başkan Trump'ın İran rejimini yıkmayı ve zayıflatmayı, suç teşkil eden ve istikrarı bozan faaliyetlerine devam etmesini engellemeyi amaçlayan başkanlık memorandumunun bir uygulaması olduğunu vurguladı.

Foxtrot şebekesi, İsveç'in en kötü şöhretli suç çetelerinden biridir ve silahlı saldırılar, kiralık katillikler ve diğer şiddet türlerini gerçekleştirmiştir. Grup, bölgedeki en önde gelen uyuşturucu ve silah kaçakçılığı örgütlerinden biridir ve diğer Avrupa ülkelerinde de varlık göstermektedir.



Tayvan’da Çin alarmı: Askeri mahkemeler geri geliyor

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Tayvan’da Çin alarmı: Askeri mahkemeler geri geliyor

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Tayvan, Çin'i "yabancı düşman güç" diye niteleyerek güvenlik önlemlerini artırdı.

Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te, dün düzenlenen ulusal güvenlik toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Pekin yönetimine dair şu iddiaları paylaştı:  

Çin, demokratik Tayvan'ın özgürlüğünden, çeşitliliğinden ve açıklığından faydalanarak çeteleri, medyayı, yorumcuları, siyasi partileri ve hatta silahlı kuvvetlerin ve polisin muvazzaf ve emekli mensuplarını bizi içten bölmek, yok etmek ve yıkmak için devşiriyor.

Lai, Çin’e karşı güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini belirterek askeri mahkemelerin yeniden kurulacağını açıkladı. Tayvan lideri “isyan, düşmana yardım, gizli bilgilerin sızdırılması, görevi ihmal veya itaatsizlik gibi askeri suçlarla” ilgili hukuki süreçlerin bu mahkemelerde görüleceğini söyledi. 

Çin adına casusluk yaptığı gerekçesiyle geçen yıl 64 Tayvanlı hakkında hukuki işlem başlatıldığını belirten Lai, bu sayının 2021’e kıyasla üç kat arttığını ifade etti.

1980’lerin sonuna kadar sıkıyönetim altına olan Tayvan, askeri mahkeme sistemini 2014’te sonlandırmıştı.

Lai’nin askeri mahkemeleri geri getirme planı muhalefetin tepkisini çekti. Merkez sol Tayvan Halk Partisi (TPP), bu hamlenin Tayvan’ı insan hakları alanında geriye götüreceğini söyledi.

Tayvan yasama meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran Çin Milliyetçi Partisi’nden (Kuomintang -KMT) Wang Hung-wei ise plana “tamamen karşı çıkmadıklarını” belirtirken, iktidardaki Demokratik İlerici Parti’yi (DPP) çizgisini değiştirmekle eleştirdi. 

Tayvan lideri, yeni güvenlik önlemleri kapsamında Çin, Hong Kong ve Makao’dan Tayvan’da oturma izni başvurusu yapanlara yönelik işlemlerin sıkılaştırılacağını da duyurdu. 

Çin doğumlu bir Tayvan vatandaşı, Çin işgalini destekleyen içerikler paylaştığı nedeniyle bu hafta ülkeden sınır dışı edilmişti.

Pekin’in Tayvan vatandaşlarına ikamet hakkı ya da pasaport teklifi yaptığına dikkat çeken Lai, bunları “Tayvan halkının ulusal kimlik duygusunu bulandırma girişimi” diye niteledi. 

Lai'nin açıklamasına Çin'den yanıt gecikmedi. Pekin’in Tayvan İşleri Ofisi sözcüsü Chen Binhua, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

Tayvan’ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçler kırmızı çizgiyi aşmaya cüret ederse, kararlı tedbirler almaktan başka çaremiz kalmaz. Ateşle oynayanlar mutlaka yanar.

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Guardian, BBC