ABD ve müttefikleri rehin alma eylemlerine karşı ortak hareket etme sözü verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler, 6 Mart'ta Washington'da konuşuyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler, 6 Mart'ta Washington'da konuşuyor (AFP)
TT

ABD ve müttefikleri rehin alma eylemlerine karşı ortak hareket etme sözü verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler, 6 Mart'ta Washington'da konuşuyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler, 6 Mart'ta Washington'da konuşuyor (AFP)

ABD ve altı müttefik ülkenin temsilcileri, küresel çapta rehin alma ve diğer haksız gözaltlıara karşı birlikte çalışma sözü verdi.

ABD'nin Montana eyaletindeki görüşmelerin ardından dün yapılan ortak açıklamada, “Tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması taleplerimizde birleşiyoruz” denildi. ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler, pazartesi ve salı günleri Montana, Big Sky’da Avustralya, Avusturya, Kanada, Almanya, İsrail ve İngiltere'den mevkidaşlarıyla yapılan görüşmelere liderlik etti. Görüşmelerde gözaltındaki kişiler hakkında bilgi paylaşımı ve dünyanın dört bir yanında tutulan vatandaşlarının serbest bırakılmasına yönelik diğer ortak çabalar ele alındı.

“Uluslararası hukuka uygun olarak, rehineleri ve haksız ya da keyfi olarak alıkonulan kişileri evlerine getirmek ve gelecekte bu tür eylemleri caydırmak için hiçbir çabadan kaçınmayacağız” denilen açıklamada ayrıntı verilmedi. Geçtiğimiz ay Amerikalı öğretmen Mark Vogel'in Rusya'da serbest bırakılmasını sağlayan çabalarda aktif rol oynayan Boehler yaptığı açıklamada, toplantının ‘bireysel özgürlüğün nasıl destekleneceği’ konusuna odaklandığını söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, grubun ‘bu kişileri eve getirmek için ellerindeki tüm diplomatik, ekonomik ve stratejik araçları belirlemek, kullanmak ve gelecekte bu tür eylemleri caydırmak için’ birlikte çalışma sözü verdiğini söyledi. James W. Foley Legacy Foundation tarafından geçtiğimiz ağustos ayında yayınlanan bir rapora göre, dünya genelinde 16 ülkede en az 43 ABD vatandaşı rehin tutuluyor ya da haksız yere gözaltına alınmış durumda.

Bu kişilerin yanı sıra ABD'li yetkililer, Çin, Rusya, Venezuela, Afganistan ve başka ülkeler de dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanında haksız yere alıkonulan çok sayıda kişinin serbest bırakılmasını sağlamaya çalışıyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Başkan Donald Trump'ın Amerikalıların evlerine dönmelerini bir öncelik haline getirdiğini söyledi. Yetkili, “Bu uygulamalara katılan herkes ABD'nin vatandaşlarının ülkelerine geri dönmesine öncelik verdiğini bilir. Aynı zamanda ortaklarımızla birlikte uygulanabilecek kolektif tedbirler arıyoruz” ifadelerini kullandı.



ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist öğrenci Halil: “Siyasi mahkumum”

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
TT

ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist öğrenci Halil: “Siyasi mahkumum”

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin’e destek protestolarının önde gelen isimlerinden Mahmud Halil, siyasi düşünceleri nedeniyle hedef alındığını belirtti.  

Halil, Louisiana eyaletindeki gözaltı tesisinden Britanya gazetesi Guardian’a gönderdiği yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Muhalefeti bastırmaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olarak hedef alındım. Vize sahipleri, yeşil kart sahipleri ve vatandaşlar siyasi inançları nedeniyle gelecekte de hedef alınacak.

30 yaşındaki Columbia öğrencisi, İsrail’in ateşkesi bozarak Gazze’ye saldırıları tekrar başlatmasını da eleştirdi:

Filistin’in özgürlüğünü ve pazartesi gecesi tüm şiddetiyle yeniden başlayan Gazze'deki soykırımın sonlanmasını savunurken ifade özgürlüğü hakkımı kullanmamın doğrudan bir sonucu olarak tutuklandım. Ocak ayındaki ateşkesin bozulmasıyla birlikte, Gazze'deki ebeveynler bir kez daha çok küçük çocukların kefenlerini kucaklıyor. Aileler açlık ve yerinden edilmeyle bombalar arasında seçim yapmak zorunda kalıyor.

"Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında, 1948’deki Nakba’da topraklarından sürülmüş bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim," diyen aktivist, Filistin halkının özgürlüğü için mücadeleye devam etmenin “ahlaki zorunluluk” olduğunu da vurguladı.

Halil, ABD Başkanı Donald Trump ve selefi Joe Biden’ın “Filistin düşmanı ve ırkçı” olduğunu belirterek şöyle devam etti:

Son 16 ay boyunca ABD, Filistinlileri öldürmesi için İsrail'e silah sağlamayı sürdürdü ve uluslararası müdahaleyi engelledi. Onlarca yıldır Filistin karşıtı ırkçılık, Filistinlileri, Arap kökenli Amerikalıları ve diğer toplulukları şiddetle bastırmak için kullanılan ABD yasalarını ve uygulamalarını genişletme çabalarını yönlendirdi. Ben de işte tam bu yüzden hedef alınıyorum.

Aktivist öğrencinin avukatı Amy Greer, Halil'in "yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi" olarak ABD'de bulunmasına, eşi Nur Abdalla’nın da ABD’li olmasına rağmen Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkilileri tarafından tutuklandığını ve yeşil kartının iptal edildiğini bildirmişti.

New York’ta 8 Mart’ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. 

Trump, Halil’in “Hamas destekçisi” olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Dışişleri Bakanı Marco Rubio da “Hamas destekçilerinin vizelerini veya yeşil kartlarını iptal edeceğiz” demişti. 

Ancak New York mahkemesi, Halil'in sınır dışı edilmesine geçici engel kararı koymuştu. Halil'in durumunun 27 Mart'ta yapılacak duruşmada netleşmesi bekleniyor.

Trump, ülkede İsrail karşıtı protestolara katılan yabancı öğrencileri sınır dışı edecek kararnameyi ocak ayında imzalamıştı. Böylelikle, Gazze savaşı sürerken ABD’de patlak veren Filistin’e destek protestolarına katılan öğrencilerin vizelerinin iptal edilmesinin önü açılmıştı.

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024’te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times’ın paylaştığı verilere göre, temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters