İsrail’de Gazze savaşı çatlağı: “Halkın desteği azaldı”

Muhalefet de ateşkesi bozan Netanyahu’yu eleştiriyor

İsrailli protestocular, rehinelerin serbest bırakılması için Gazze sınırında eylem düzenlemişti (AFP)
İsrailli protestocular, rehinelerin serbest bırakılması için Gazze sınırında eylem düzenlemişti (AFP)
TT

İsrail’de Gazze savaşı çatlağı: “Halkın desteği azaldı”

İsrailli protestocular, rehinelerin serbest bırakılması için Gazze sınırında eylem düzenlemişti (AFP)
İsrailli protestocular, rehinelerin serbest bırakılması için Gazze sınırında eylem düzenlemişti (AFP)

Ateşkesi bozan İsrail, Gazze'ye saldırıları sürdürürken İsrail halkının savaşa desteği azalıyor.

Wall Street Journal (WSJ), aralarında sağ görüşlülerin de yer aldığı pek çok İsraillinin, savaşın sonlandırılmasını ve rehinelerin serbest bırakılmasını istediğini yazıyor.

Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün 9 Mart'ta yayımladığı ankete göre İsraillilerin yüzde 73'ü Hamas’la çatışmaların sona erdirilmesi ve İsrail'in Gazze'den çekilmesi karşılığında kalan rehinelerin serbest bırakılması için müzakere yapılmasını destekliyor.

Ankete katılan sağcı İsraillilerin yüzde 56'sı ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud seçmenlerinin yüzde 62'si ateşkes anlaşmasını desteklediğini belirtiyor.

Yahudi araştırma ve eğitim kuruluşu Şalom Hartman Enstitüsü’nden Yossi Klein Halevi, “Tüm şikayetler dönüp dolaşıp rehine meselesinde bir araya geliyor” diyor.

WSJ, birçok İsrail vatandaşının Hamas’ın tamamen yenilgiye uğratılmasını ve Gazze’den çıkarılmasını istediğini ancak rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşma karşılığında “bu hedefin ertelenmesine razı olduğunu” yazıyor.

Analizde, “bu bölünmenin, büyük ölçüde gönüllü askerlere dayanan bir ülkenin savaş çabalarına olumsuz yansıyabileceği” değerlendirmesi paylaşılıyor.

Eski General Amos Yadlin de “İsrailliler, Hamas'ın yok edilmesini istiyor. Ama önce rehinelerin kurtarılmasını talep ediyorlar. Bu da yedek askerlerin yeniden başlayan çatışmalara katılma motivasyonunu kırabilir” ifadelerini kullanıyor.

7 Ekim 2023’te Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaşın ilk döneminde muhalefet de Netanyahu’nun karşı hamlelerini desteklemişti. Ancak analizde, çatışmaların yeniden başlamasıyla bu pozisyonun değiştiğine dikkat çekiliyor.

İsrail’de muhalif siyasetçiler, Netanyahu'nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü Ronen Bar'ı “güvensizlik” gerekçesiyle görevden alma gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde Gazze'ye saldırıların yeniden başladığına işaret etmişti.

Ana muhalefetteki Gelecek Var Partisi lideri Yair Lapid, İsrail vatandaşlarının ezici çoğunluğunun Netanyahu’ya yönelik “derin bir güvensizlik hissi" beslediğini söylemişti.

Radikal sağcı Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir de savaşın tekrar başlamasıyla Netanyahu koalisyonuna geri döndü. Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması yürürlüğe girince, partisinin kabinedeki diğer bakanlarıyla birlikte istifa etmişti. Gazze Şeridi'ne saldırıların tekrar başlatılmasını hükümete dönmek için şart koşuyordu.

Gazze'de 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart'ta sona ermişti. İsrail, 1700'den fazla Filistinli mahkumu salıvermiş, Hamas da 8’i ölü 33 İsrailli ve 5 Taylandlı rehineyi serbest bırakmıştı. Taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı için ikinci aşamaya geçilememişti. İsrail, 2 Mart'ta Gazze Şeridi'ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart'ta da bölgeye elektrik tedarikini kesmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Times of Israel



Trump, kaçırılan Ukraynalı çocukları ülkelerine iade etme sözü verdi

Zaporijya'daki bir yetimhaneden tahliye edilen bir grup Ukraynalı çocuk, ülkelerini Rus işgaline karşı korumak için Polonya'ya götürülmek üzere otobüse binmeyi bekliyor... Fotoğraf Ukrayna'nın Lviv şehrinde, 5 Mart 2022 (Arşiv - Reuters)
Zaporijya'daki bir yetimhaneden tahliye edilen bir grup Ukraynalı çocuk, ülkelerini Rus işgaline karşı korumak için Polonya'ya götürülmek üzere otobüse binmeyi bekliyor... Fotoğraf Ukrayna'nın Lviv şehrinde, 5 Mart 2022 (Arşiv - Reuters)
TT

Trump, kaçırılan Ukraynalı çocukları ülkelerine iade etme sözü verdi

Zaporijya'daki bir yetimhaneden tahliye edilen bir grup Ukraynalı çocuk, ülkelerini Rus işgaline karşı korumak için Polonya'ya götürülmek üzere otobüse binmeyi bekliyor... Fotoğraf Ukrayna'nın Lviv şehrinde, 5 Mart 2022 (Arşiv - Reuters)
Zaporijya'daki bir yetimhaneden tahliye edilen bir grup Ukraynalı çocuk, ülkelerini Rus işgaline karşı korumak için Polonya'ya götürülmek üzere otobüse binmeyi bekliyor... Fotoğraf Ukrayna'nın Lviv şehrinde, 5 Mart 2022 (Arşiv - Reuters)

Yetkililere göre, ABD Başkanı Donald Trump dün, Kiev'in Rusya tarafından kaçırılıp kendi topraklarına götürdüğüne inanılan binlerce Ukraynalı çocuğu kurtarmasına yardım etme sözü verdi. Washington, yönetimi bu finansmanı durdurmadan önce çocukların nerede olduğunu belgeleyen bir veri tabanını finanse ediyordu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz yaptıkları ortak açıklamada, Trump'ın Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy ile konuyu telefonda görüştüğünü söyledi.

Rubio ve Waltz açıklamalarında, Trump'ın Zelenskiy'ye “kaçırılanlar da dahil olmak üzere savaş sırasında Ukrayna'da kaybolan çocukları” sorduğunu ifade etti. Trump ile Zelenskiy arasındaki telefon görüşmesi, ABD Başkanı ile Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bu çocukların davasıyla ilgili suçlamalar nedeniyle aranan Rus mevkidaşı Vladimir Putin arasındaki benzer bir görüşmeyi takip etti.

Ortak açıklamaya göre, “Başkan Trump bu çocukların evlerine dönmelerini sağlamak için her iki tarafla da yakın çalışma sözü verdi.” Ancak Trump yönetimi, bu çocukları takip eden ve nerede olduklarını belgeleyen bir araştırma merkezinin finansmanını durdurdu.

Trump yönetiminin federal harcamaları azaltma çabalarının bir parçası olarak yaptığı mali kesintiler sonucunda Yale Üniversitesi İnsan Araştırmaları Laboratuarı, ABD hükümetinden aldığı mali desteği kaybetti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, laboratuvarın finansmanının sona erdiğini doğrularken, daha önce bazı milletvekilleri tarafından dile getirilen bu çocuklara ilişkin verilerin silindiği şüphesini reddetti.

Bruce, yönetimin araştırma merkezinin fonunu neden kestiği sorusuna, “binalar, tesisler ya da mevcut statüko, hedeflerimize ulaşmanın tek olası yolu olarak görülmemelidir” dedi. Bruce, “dünyanın en güçlü ülkesinin başkanının” şu anda diplomatik çabalarıyla konuyu ele aldığını belirtti.