Rusya “Yeni Suriye'yi” petrolle mi destekliyor?

SDG'nin hükümete katılması sonrası enerji sektöründeki atılımlardan söz ediliyor

ABD onaylı üç petrol tankeri bu ay Rusya'dan Suriye'ye gitmek üzere ayrıldıktan kısa bir süre sonra rotasını değiştirdi (Independent Arabia)
ABD onaylı üç petrol tankeri bu ay Rusya'dan Suriye'ye gitmek üzere ayrıldıktan kısa bir süre sonra rotasını değiştirdi (Independent Arabia)
TT

Rusya “Yeni Suriye'yi” petrolle mi destekliyor?

ABD onaylı üç petrol tankeri bu ay Rusya'dan Suriye'ye gitmek üzere ayrıldıktan kısa bir süre sonra rotasını değiştirdi (Independent Arabia)
ABD onaylı üç petrol tankeri bu ay Rusya'dan Suriye'ye gitmek üzere ayrıldıktan kısa bir süre sonra rotasını değiştirdi (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem

Sabina adlı petrol tankeri bir milyon varil ham petrolle Rusya'dan Suriye limanlarına doğru yola çıktı. Uluslararası gemi takip sistemi Tanker Trackers’a göre Barbados bandıralı tanker Rusya’nın Murmansk Limanı’ndan Suriye'nin batısında yer alan Baniyas Limanı’na doğru yola çıktı ve kısa bir süre sonra rotasını değiştirdi.

Sevkiyatın ayrıntıları, alan uzman takip sistemi tarafından sağlanırken Tanker Trackers, teslimatın yaklaşık 158 bin 574 ton ağırlığındaki tanker aracılığıyla Rus makamlarına yapılan ödemenin ilk kısmı olduğunu bildirdi.

dfrgt
Tanker Trackers’a göre Şam'ın bandırasını açıklamadığı çok sayıda petrol sevkiyatı gemisi Suriye'ye ulaştı (Independent Arabia)

Sabina'dan önce 30 bin tondan fazla dizel yakıt taşıyan bir tanker Suriyeli bir şirketin Tartus kırsalındaki Baniyas'ta bulunan petrol terminaline ulaştı. Prosperity adlı petrol tankeri de aynı limana yaklaşık 30 bin ton dizel yakıt getirdi.

İki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa

Beşşar Esed rejiminin geçtiğimiz 8 Aralık’ta devrilmesinden sonra Rusya’dan Suriye'ye yeni bir petrol sevkiyatının yapılırken bir yandan da Suriye'nin kuzeyindeki bölgelere yapılan tüm saldırıların buradan başlatılması nedeniyle varlıkları halk arasında hoşnutsuzluğa yol açan Rus askeri üsleriyle ilgili Rusya-Suriye ortak müzakereleri devam etti.

Rus yazar ve siyasi analist Roland Begamov, bu tankerin eski Suriye rejiminin düşmesinin ardından Suriye'ye doğru yola çıkan ilk tanker olmadığını belirterek yeni hükümetin işbaşına gelmesiyle birlikte Rusya’nın Suriye'ye insani yardım ulaştırmak amacıyla başta Tartus Limanı olmak üzere Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in önerisi üzerine Suriye'deki askeri üslerin muhafaza edilmek istendiğini söyledi.

sadfergt
Kremlin, Putin'in Ahmed Şara'ya bir mesaj gönderdiğini açıkladı (Independent Arabia)

Begamov, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasındaki ortak paydanın pragmatizm olduğunu, Rusların başlıca hedefinin Suriye'de siyasi istikrar ve toprak bütünlüğünün sağlanmasının yanında Rusya merkezli şirketlerin bu bölgede faaliyet göstermesine izin verilmesi ve Rusya’nın Doğu Akdeniz'deki askeri varlığı için stratejik çalışmalar yapılması olduğunu söyledi.

Kremlin’dan yapılan açıklamada, Putin’in Şara'ya gönderdiği ve ülkesinin Suriye’nin yeni yönetimiyle çeşitli alanlarda iş birliğini güçlendirmeye ve Suriye’yi mümkün olan en kısa sürede istikrara kavuşturma çabalarını desteklemeye hazır olduğunu teyit ettiği bir mesaj gönderdiği belirtildi. Putin’in mektubunda ayrıca ülkesinin, Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla Suriye'ye hem siyasi hem de ekonomik destek sağlamaya devam etme kararlılığı da ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Uluslararası gemi takip sistemi Tanker Trackers’tan aktardığına göre Şam'ın bandırasını açıklamadığı çok sayıda petrol sevkiyatı Suriye'ye ulaştı. Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yaklaşık 29 metrik ton mazot yüklü ilk petrol tankeri 28 Şubat'ta Suriye’ye gelirken, 12 Ocak'ta da evsel doğalgaz yüklü bir tanker daha ulaştı.

Yaptırım engeli

Bu arada, ABD yaptırımlarına tabi üç petrol tankeri bu ay Rusya'dan Suriye'ye gitmek üzere kısa bir süreliğine ayrıldı ve daha sonra rotalarını değiştirdi. Bloomberg'in gemi takip verilerine dayandırdığı haberine göre ‘Aquatica’ adlı tanker 1 Mart'ta 680 bin varil ham petrolle Murmansk Limanı’ndan yola çıktı. Ancak varış noktası olarak Suriye’yi gösteren tanker rotasını Çin’e çevirdi.

Aynı durum, Aquatica'nın yola çıkmasından bir hafta sonra Murmansk Limanı’ndan ayrılan, ancak varış noktasını Mısır'ın Port Said kenti olarak değiştiren bir milyon varil ham petrol taşıyan ‘Sakina’ adlı tanker için de geçerliydi. Tanker Trackers, Sabina tankerinin bu hafta aynı limandan ayrıldığını, varış noktasının Suriye olduğunu ancak rotasını Mısır'ın Port Said kentine çevirdiğini bildirdi.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken Suriye Petrol Bakanlığı'ndan bir kaynak yaptığı açıklamada, “Suriye, uluslararası yaptırımlara tabi olan bir milyon varil petrolü alma riskine girmek istemiyor. Suriye’nin ham petrole ulaşma yolu Bakanlık tarafından duyurulan ham petrol tedarik ihalesi olacak” ifadelerini kullandı.

 Suriye Petrol Bakanlığı Halkla İlişkiler Müdürü Ahmed Süleyman, yaptığı özel açıklamada “Suriye'ye gelen tankerler ihaleyi kazanan şirketlere ait” dedi.

Petrole karşı kurallar

Suriye Petrol ve Mineral Kaynaklar Bakanı Gıyas Diyab, ülkesinin petrol türevlerini güvence altına almakta zorluklarla karşılaştığını, çünkü bazı petrol kuyularının halen devletin kontrolü dışında olduğunu açıkladı. Suriyeli Bakan, bu duruma ‘devrik rejimin ortadan kaldırılmasından sonra anlamsız’ olduğunu söylediği yaptırımların eklendiğini vurguladı.

Öte yandan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) hükümetle birleşmesinin ardından enerji sektöründe atılımlardan ve petrol sahalarının ve kuyularının hükümete devredilmesinden ve bunların üretime hazır ve teknik durumlarını denetleyecek uzman komitelerin oluşturulmasından söz ediliyor.

Rus yazar Begamov'a göre Rusya'nın desteği ‘oldukça pragmatik’ bir temele dayanıyor. Suriye'nin petrol desteğine ihtiyacı olduğunu belirten Begamov, “Suriye 2013 yılından önce günlük yaklaşık 350 bin varil petrol üretiyordu. Bu yüzden de petrol ithal etmesine gerek yoktu” ifadelerini kullandı. Üretimin şu an günlük 40 bin varilin altında olduğunu bununda çoğunlukla SDG’nin kontrolü altındaki bölgelerde olduğunu belirten Begamov, bu petrolün ve doğalgazın çoğunun çok ilkel yöntemlerle çıkarıldığı için israf olduğunun söylenebileceğini ifade ederek “Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen enerji santralleri, hidroelektrik santraller ve barajlarda da sıkıntı yaşanıyor” diye ekledi.

Şam ve Moskova arasındaki müzakerelerde bir gelişmenin olmasının beklendiğini söyleyen Begamov, “Bazı anlaşmalar var gibi görünüyor, ancak eski Başkan Beşşar Esed'in iadesine yönelik tüm talepler geri çekilmeli. Suriye'nin Rusya'ya pek çok alanda ihtiyacı var. Bunlardan biri de ekonomi. Buna Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyesi olduğu için Rusya’nın siyasi desteği eşlik ediyor.  Meseleye uluslararası bağlamda bakmalıyız. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın Washington'da iktidara gelmesinden sonra, uzmanların spekülasyonları ve Rusya’nın Suriye topraklarındaki askeri üslerinin varlığını sürdürmesi gibi birtakım senaryolar daha olası hale geldi” şeklinde konuştu.



Pentagon, Tahran ile artan gerilimin ortasında bölgeye uçak gemisi gönderiyor

USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)
USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)
TT

Pentagon, Tahran ile artan gerilimin ortasında bölgeye uçak gemisi gönderiyor

USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)
USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran'ın nükleer programı nedeniyle Washington ile Tahran arasında gerilim artarken ve ABD'nin Husilere yönelik saldırıları devam ederken, Ortadoğu'ya bir uçak gemisi ve bir savaş uçağı filosu da dâhil olmak üzere ilave takviye kuvvet gönderilmesi talimatı verdi.

USS Carl Vinson uçak gemisinin Hint-Pasifik'teki manevralarını tamamlar tamamlamaz bölgeye ulaşması bekleniyor.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Sean Parnell dün yaptığı açıklamada, Pentagon’un USS Harry S. Truman uçak gemisi grubunun konuşlandırılma süresini de uzatmaya karar verdiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'den aktardığına göre, bölgede aynı anda iki uçak gemisinin bulunması, geçen yıl Joe Biden yönetimininkine benzer bir güç gösterisini yansıtan nadir bir hareket.

Parnell, “Savunma Bakanı Hegseth, İran ya da bölgedeki vekil güçleri tarafından tehdit edilmeleri halinde ABD'nin güçlerini ve çıkarlarını korumak için kararlı bir şekilde harekete geçeceğini vurguladı” dedi. Parnell ayrıca, Hegseth’in ‘hava savunma kabiliyetlerini arttırmak üzere bölgeye ilave filoların ve diğer hava unsurlarının’ konuşlandırılması talimatı verdiğine dikkat çekti.

Parnell yaptığı açıklamada, USS Carl Vinson'un USS Harry S. Truman'a katılarak ‘hava savunma kabiliyetlerini daha da arttıracağını’ söyledi. Parnell, “Bölgesel istikrarı desteklemeye devam etmek, saldırganlığı caydırmak ve bölgedeki serbest ticaret akışını korumak için bu adım atılıyor” dedi.

Söz konusu gelişme, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in herhangi bir ABD ya da İsrail saldırısına ‘sert bir misilleme saldırısı’ ile karşılık verileceği tehdidinde bulunmasının ardından geldi.

Bu tehdit, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer programından vazgeçmesi için bir anlaşmayı kabul etmemesi halinde İran'ı bombalama tehdidine yanıt olarak geldi.

Geçtiğimiz hafta İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Trump yönetiminin ‘askeri tehditleri’ devam ettiği sürece ülkesinin ABD ile doğrudan müzakerelerde bulunmayı reddettiğini açıkladı.

Trump, hafta sonu NBC News'e verdiği bir demeçte, “Eğer bir anlaşmaya varmazlarsa, daha önce hiç görmedikleri şekilde bir bombardıman olacak” ifadesini kullandı.

Trump, pazartesi günü Truth Social platformu aracılığıyla Husileri ve İranlıları, gemilere yönelik saldırıların durmaması halinde ‘daha büyük adımların atılacağı’ konusunda uyardı. Trump, “Onlar seyrüsefer özgürlüğünü tehdit etmeyi bırakana kadar saldırılarımız devam edecek” dedi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Amerikalıların İran'ı çevreleyen bölgede en az 10 üssü ve 50 bin askeri var. Kimin camdan bir evi varsa insanlara taş atmamalı” ifadelerini kullandı.

İran Dini Lideri’nin danışmanlarından Ali Laricani, ABD tarafından saldırıya uğraması halinde İran'ın nükleer silah üretme yoluna gidebileceğini ima etti. Devlet televizyonuna konuşan Laricani şu ifadeleri kullandı: “Dini Lider’in fetvası nükleer silahları yasaklıyor ama ABD bir hata yaparsa İran halkı nükleer silah üretilmesini talep etmek zorunda kalabilir. Amerikalıların kendi akil adamları, İran'a saldırırlarsa onu nükleer silahlara doğru iteceklerini anlamış durumda.”

Şarku’l Avsat’ın Washington Free Beacon'dan aktardığına göre, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü James Hewitt, “Başkan Trump ve yönetimi askeri tehditlere müsamaha göstermez” dedi.

Batılı güçler, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'ın yüzde 60 uranyum stokunun altı bomba üretmeye yetecek miktarda olduğunu bildirmesinin ardından, Tahran'ın zenginleştirme oranını nükleer silah üretimi için gerekli olan yüzde 90'a çıkarmak istemesi halinde İran'ın nükleer programının yön değiştirebileceğinden endişe ediyor.