ABD-Rusya-Ukrayna görüşmelerinin üçüncü turu Suudi Arabistan'da başladı

Üçüncü tur toplantılar teknik komiteler düzeyinde gerçekleşecek.

ABD ve Rus heyetleri arasında 18 Şubat'ta Riyad'daki Diriyeh Sarayı'nda gerçekleştirilen Cidde görüşmelerinden bir kare (Reuters)
ABD ve Rus heyetleri arasında 18 Şubat'ta Riyad'daki Diriyeh Sarayı'nda gerçekleştirilen Cidde görüşmelerinden bir kare (Reuters)
TT

ABD-Rusya-Ukrayna görüşmelerinin üçüncü turu Suudi Arabistan'da başladı

ABD ve Rus heyetleri arasında 18 Şubat'ta Riyad'daki Diriyeh Sarayı'nda gerçekleştirilen Cidde görüşmelerinden bir kare (Reuters)
ABD ve Rus heyetleri arasında 18 Şubat'ta Riyad'daki Diriyeh Sarayı'nda gerçekleştirilen Cidde görüşmelerinden bir kare (Reuters)

Suudi Arabistan, Pazar günü ABD-Ukrayna ve Pazartesi günü ABD-Rusya olmak üzere iki ayrı toplantıyla Ukrayna'daki ateşkes görüşmelerinin üçüncü turuna ev sahipliği yapıyor.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre üçüncü tur toplantılar teknik komiteler düzeyinde olacak ve daha sonra duyurulacak diğer toplantılara hazırlık niteliği taşıyacak. Taraflar önümüzdeki görüşmelerde ilerleme kaydetmeyi hedefliyor.

Bu gelişme, Amerikalıların Ruslar ve Ukraynalılarla daha önce Suudi Arabistan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirdiği, Moskova ile Kiev arasında ateşkes ihtimalini arttıracak, beklenen barışı sağlayacak yeni bir başlangıç noktasına götürebilecek görüşmelere zemin hazırlayan iki ayrı toplantının ardından geldi.

ABD iyimserliği

ABD elçisi Steve Witkoff, Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en ölümcül çatışmayı sona erdirme konusunda iyimser olduğunu ifade etti. Witkoff Fox News'e verdiği demeçte şunları söyledi: “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in barış istediğini hissediyorum... Bence yarın (Pazartesi) Suudi Arabistan'da, özellikle Karadeniz'de iki ülke arasındaki gemilerle ilgili ateşkes konusunda somut ilerleme göreceksiniz. Sonrasında ise işler doğal olarak kapsamlı bir ateşkese doğru ilerleyecektir.”

DFERGT6Y
ABD ve Ukrayna arasında 11 Mart 2025 tarihinde Suudi Arabistan'ın ev sahipliğinde Cidde'de yapılan görüşmelerden bir kare (SPA)

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, ABD'nin savaşı sona erdirmek için Rusya'ya yerleştirilen Ukraynalı çocukların geleceği de dahil olmak üzere bir dizi güven arttırıcı önlemi görüştüğünü söyledi. ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında ve Trump ile Ukraynalı mevkidaşı Volodymyr Zelensky arasında gerçekleşen bir dizi telefon görüşmesi iyimserliği arttırdı.

Karmaşık çözüm

Şarku'l Avsat'a konuşan Körfez Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Abdülaziz bin Osman bin Sakr, üçüncü tur görüşmelerin uzlaşmaya varılabilecek bir noktaya varacağını, çünkü ABD'nin Ukrayna'ya desteğinin devam etmesinin Rusya'yı taviz vermeye ikna etme konusunda olumlu bir etkisi olacağını söyledi.

DFRGT6
ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin'i telefonda konuşurken gösteren fotoğraf (AFP)

Ancak Sakr, ABD'nin Ukrayna savaşına verdiği desteğin eski Başkan Joe Biden dönemindeki seviyesine geri döneceğine inanmıyor ve ABD yönetiminin yönü ne olursa olsun Rusya'nın galip gelmesinin Amerika için stratejik bir çıkar olmadığını belirtiyor.

Sakr sözlerini şöyle sürdürdü: “Ukrayna meselesi birden fazla taraf ve çıkarı olan karmaşık bir uluslararası çatışmadır. Bu tür bir çatışmaya hızlı bir çözüm bulmak mümkün değildir. Bu nedenle Suudi Arabistan'ın çabaları, müteakip birçok toplantı ve bir araya gelmeyi gerektirebilecek geniş bir harekete katkı niteliğindedir. Ukrayna ihtilafının iki seviyeli bir ihtilaf haline geldiğini; birincisinin Ukrayna ve Batılı müttefiklerin Rusya ile olan ihtilafı, ikincisinin ise Ukrayna ve Avrupalı müttefiklerin ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle olan ihtilafıdır.”



Trump'ın yeni stratejisi, Amerikan varlığının dünyadaki konumunu belirlemeyi öngörüyor

Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
TT

Trump'ın yeni stratejisi, Amerikan varlığının dünyadaki konumunu belirlemeyi öngörüyor

Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)

Trump yönetimi, uzun zamandır beklenen yeni stratejisinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin uluslararası rolünün odak noktasını Latin Amerika ve göçle mücadeleye kaydıracağını duyurdu.

Bu sabahı yayınlanan yeni strateji, "küresel askeri duruşumuzu, dünyanın bizim bulunduğumuz bölgesine yönelik acil tehditleri ele alacak şekilde ayarlamayı ve son yıllarda veya on yıllarda ABD ulusal güvenliği açısından göreceli önemi azalan cephelerden uzaklaşmayı" taahhüt ediyor.

Belgeye göre Donald Trump liderliğindeki Amerika Birleşik Devletleri, dünya çapında kitlesel göçü sona erdirmeyi ve sınır kontrolünü "Amerikan güvenliğinin temel taşı" haline getirmeyi hedefliyor. "Ulusal Güvenlik Stratejisi" başlıklı belgede, "Kitlesel göç çağı sona ermelidir. Sınır güvenliği, ulusal güvenliğin en önemli unsurudur" ifadesi yer alıyor. Belgede ayrıca, "Ülkemizi yalnızca kontrolsüz göçten değil, aynı zamanda terörizm, uyuşturucu, casusluk ve insan ticareti gibi ulusötesi tehditlerden de korumalıyız" deniliyor.

Belgede ayrıca Avrupa medeniyetinin "silinme" riski konusunda uyarıda bulunularak, "mevcut eğilimler devam ederse, kıta 20 yıl veya daha kısa bir sürede tanınmaz hale gelecek" denildi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre 33 sayfalık belgede, Latin Amerika'da "Amerikan üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi" çağrısı yapılıyor.

Trump yönetimi bugün yayınladığı "Ulusal Güvenlik Stratejisi" belgesinde hem Japonya'yı hem de Güney Kore'yi, Çin'e karşı kendini savunma çabalarında Tayvan'a daha fazla destek vermeye çağırdı.

Belgede, "Bu iki ülkeyi, düşmanları caydırmak ve Çin'in doğusundaki Tayvan'ı da içeren doğal bir adalar bariyeri olan ilk ada zincirini korumak için gerekli olan yeteneklere odaklanarak savunma harcamalarını artırmaya teşvik etmeliyiz" ifadesi yer aldı.


Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
TT

Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Başkan Donald Trump'ın Suriye temsilcisi Tom Barrack, bugün, Lübnan'ın Hizbullah meselesini İsrail ile görüşmesi gerektiğini belirterek, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını genişletmemesini umduğunu söyledi.

Abu Dabi'de düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, Lübnan'ın geçmişi unutup İsrail ile bir anlaşmayı hızlandırma zamanının geldiğini belirterek, Lübnan, Hizbullah ve İsrail arasında doğrudan görüşmeler çağrısında bulundu.

ABD elçisi ayrıca, ABD'nin geçen yıl devrilmeden önce eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimine uyguladığı Sezar Yasası kapsamındaki Suriye yaptırımlarının da kaldırılmasını umduğunu belirtti.

Trump, mayıs ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile yaptığı görüşmenin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılacağını duyurdu. Ancak, Şam ile ticareti kısıtlayan ve Sezar Yasası olarak bilinen en katı yaptırımlar, ancak ABD Kongresi kararıyla kaldırılabiliyor.

Bu arada Barrack, Türkiye'nin Gazze Şeridi'nde planlanan uluslararası istikrar gücüne katılmasının, "karşılıklı güven eksikliği" olarak nitelendirdiği bir durum nedeniyle pek olası olmadığını söyledi.

Barrack, Türkiye'nin Gazze'deki uluslararası güce katılımının, Hamas ile ilişkileri ve Filistin hareketini silahsızlandırmaya yönelik ABD destekli çabaları göz önüne alındığında faydalı olacağını belirtti.

Axios haber sitesi dün, iki ABD'li yetkili ve Batılı bir kaynağa dayanarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze barış sürecinin ikinci aşamasına geçişini duyurmayı ve Noel'den önce bölgedeki yeni yönetim yapısını açıklamayı planladığını bildirdi.

Trump yönetimi, savaşın geri dönmesini önlemek ve kırılgan ateşkesi sürdürmek için Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor. İlk aşamanın temel bileşenlerinden biri olan Hamas'ın hayatta olan ve ölen tüm tutukluları serbest bırakması neredeyse tamamlandı ve iade edilecek yalnızca bir tutuklunun naaşı kaldı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in Gazze'nin ek bölgelerinden çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğindeki "Barış Konseyi"ni de içeren yeni yönetim yapısının harekete geçirilmesini içeriyor. BM Güvenlik Konseyi, geçen ay hem uluslararası istikrar gücünü hem de Barış Konseyi'ni yetkilendirmişti.

 


İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
TT

İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)

İsrail dün, Lübnan ile sivil müzakerelerin sonucunda oluşan "olumlu atmosfer" hakkındaki yetkililerinin çelişkili pozisyonlarını çözüme kavuşturdu ve bunlarla askeri yoldan ayrı olarak ilgileneceğinin açık bir işaretini verdi. Ateşkes izleme komitesi toplantısından 24 saatten kısa bir süre sonra, Güney Lübnan'da dört evi hedef alan, bunlardan birinde Litani Nehri'nin kuzeyindeki bir eve yönelik saldırılar düzenledi.

İsrail'in bu gerilimi artırışı, Lübnan medyasının sızdırdığı bilgilere bir yanıt gibi görünüyor. Buna göre, İsrail ile müzakere heyetinin başkanı olan Büyükelçi Simon Karam'ın görevi, düşmanlıkların sona erdirilmesi, esirlerin iadesi, işgal altındaki topraklardan çekilme ve sadece Mavi Hat üzerindeki noktaların düzeltilmesi konularını görüşmekti. Yerel el Cedid kanalı ise Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın "Lübnan'ın normalleşmeye girmediğini ve bir barış anlaşması imzalamadığını vurguladığını" bildirdi.

Cumhurbaşkanı Avn, dün geceki hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, "İlk oturumun çok verimli olmayacağı açık, ancak bu ayın 19'unda başlayacak olan sonraki oturumların önünü açtı" dedi ve "savaş dili yerine müzakere dilinin hakim olması gerektiğini" vurguladı.