İran Devrim Muhafızları Ordusu, Washington ile yaşanan gerilimin ortasında yeni füze cephaneliğini tanıttı

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade balistik cephaneliği geziyor. (İran devlet televizyonu)
İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade balistik cephaneliği geziyor. (İran devlet televizyonu)
TT

İran Devrim Muhafızları Ordusu, Washington ile yaşanan gerilimin ortasında yeni füze cephaneliğini tanıttı

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade balistik cephaneliği geziyor. (İran devlet televizyonu)
İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade balistik cephaneliği geziyor. (İran devlet televizyonu)

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Tahran'a yönelik ‘maksimum baskı’ stratejisini yeniden başlatan Washington ile gerilimin arttığı bir ortamda yeni bir yeraltı ‘balistik füze’ cephaneliğini tanıttı.

Tahran bu ay, ABD Başkanı Donald Trump'tan İran'a nükleer programı konusunda yeni müzakerelere girme ya da olası bir askeri harekatla yüzleşme konusunda karar vermesi için iki ay süre tanıyan bir mektup aldı.

İran devlet televizyonu, mobil platformlardaki balistik füzelerin ve belirtilmemiş yeraltı tünellerindeki savaş başlıklarının görüntülerini yayınladı.

Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve DMO Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade yeni balistik füze deposunun tanıtım programında hazır bulundu.

FRGT5Y6
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), yeraltındaki bir balistik füze cephaneliğini tanıttı. (İran devlet televizyonu)

Devlet televizyonu, Hayberşekan, Kasım Süleymani, İmad, Siccil, Kadr ve Pave seyir füzesi de dahil olmak üzere ‘yüzlerce füze şehrinden birinin içinde balistik füze cephaneliği’ olduğunu bildirdi.

Bakıri, “Sadık Vaat Operasyonu’ndan on kat daha büyük bir kabiliyet yaratmak için gerekli tüm boyutlar devam ediyor ve bunların önemli bir kısmı zaten gerçekleştirildi” dedi.

Bakıri, İran ile İsrail arasında nisan-ekim aylarında gerçekleşen ve iki ülkenin savaşa girmesine yol açmayan doğrudan saldırılara atıfta bulundu.

İsrail, 26 Ekim'de hassas füze üretim ve yakıt tesislerinin yanı sıra nükleer tesisleri korumakla görevli radar sistemlerini hedef aldı. İran, balistik füze programının etkilendiğine dair İsrail ve Batı kaynaklı haberleri yalanladı.

Bakıri şunları söyledi: “Sadık Vaat 1 ve 2'nin başarısından sonra düşmanın zayıf noktalarının tam olarak nerede olduğunu biliyoruz ve bunlar üzerinde daha fazla çalışacağız. Demir yumruğumuz çok daha güçlü hale geldi. Füze kabiliyetimizi geliştirme hızımız, düşmanın zayıflıklarını onarma hızından çok daha yüksek ve bu güçlü dengede düşman şüphesiz geride kalacak. Silahlı kuvvetlerimiz tüm ciddiyet ve kararlılıkla kabiliyetlerini geliştirmeye ve arttırmaya devam ediyor.”

Hacızade, “Eğer bugün başlarsak ve her hafta bir füze şehrini tanıtırsak, bu iki yıl sonra bitmez” dedi.

Geçtiğimiz ay Hacızade, Tahran tarafından ateşlenen 150 ila 200 füze ve insansız hava aracı (İHA) yerine İsrail'e 500 ila bin füze ve İHA fırlatma tehdidinde bulundu.

İran ve İsrail arasındaki söz düellosu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Washington'un desteğiyle İran'ın nükleer tesislerini vurmakla tehdit etmesinin ardından tırmanışa geçti.

Geçtiğimiz ay İsrail ordusu, ABD B-52 bombardıman uçaklarının uçuşlarıyla bağlantılı olarak İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıyı simüle eden tatbikatlar gerçekleştirdi ve İsrail savaş uçakları havadan yakıt ikmali yapmak üzere eğitildi.

ABD istihbarat servisleri, İsrail'in İran'ın kırılganlığından faydalanarak bu yılın ilk yarısında İran'ın nükleer tesislerine yönelik büyük saldırılar düzenlemeyi düşündüğü uyarısında bulundu.

FRGTHY
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), yeraltındaki bir balistik füze cephaneliğini tanıttı. (İran devlet televizyonu)

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'ı bombalama ihtimalini defalarca gündeme getirdi, ancak İran'ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek bir anlaşmaya da açık kapı bıraktı.

Tahran, bölgesel nüfuzunun gerilemesi ve ülke içinde ekonomiye ilişkin hoşnutsuzluğun artmasıyla birlikte Trump'la müzakere seçeneğiyle karşı karşıya kaldı.

Trump, İran'ın askeri gücündeki düşüşün onu zayıf bir savunma pozisyonuna soktuğuna ve bunun da askeri gerilim yerine müzakere masasına başvurma olasılığını arttırdığına inanıyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz pazar günü yaptığı açıklamada, Washington'un İran'ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediğini belirtti. Waltz, “Tüm seçenekler masada ve İran'ın tüm dünyanın görebileceği bir şekilde nükleer emellerinden tamamen vazgeçmesinin zamanı geldi” dedi.



Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
TT

Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff dün, Rusya ile savaşa diplomatik bir çözüm bulmak amacıyla Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Berlin'de yapılan görüşmelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğini açıkladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff ve damadı Jared Kushner arasındaki görüşme beş saatten fazla sürdü. Witkoff’un sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamaya göre görüşmede, 20 maddelik barış planı, ekonomik programlar ve diğer konular hakkında derinlemesine tartışmalar yapıldı. Witkoff, bu sabah başka bir toplantı daha yapılacağını da sözlerine ekledi.

ABD’nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için öne sürdüğü öneriyle yürütülen Ukrayna-Rusya müzakerelerini yöneten Witkoff'un Berlin’e gönderilme kararı, Washington'ın savaşı sona erdirme planının şartları konusunda Kiev ile kalan anlaşmazlıkları çözme konusundaki aciliyetinin arttığını gösteriyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki saldırılar devam ederken ve kayıplar artarken, ABD Başkanı Trump, 2022 şubatında Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı ve yüz binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan savaşı çözme planıyla ilgili görüşmelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını açıkça dile getirdi.

Zelenskiy daha önce Washington'ın, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk bölgesinin kontrol ettiği kısmından Ukrayna ordusunun çekilmesini talep ettiğini açıklamıştı. Bu bölgenin silahtan arındırılmış bir ‘serbest ekonomik bölge’ haline getirilmesi planlanıyor. Ancak Washington, Ukrayna topraklarını işgal eden Rusya ordusundan aynı talepte bulunmuyor.

Öte yandan Trump'ın planı, Rusya ordusunun Sumi, Harkiv ve Dnipropetrovsk bölgelerinde (kuzey ve kuzeydoğu) ele geçirdiği küçük alanlardan çekilmesini, ancak Herson ve Zaporijya'da (güney) kontrol ettiği daha geniş toprakları elinde tutmasını öngörüyor.


Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
TT

Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)

Güney Kore polisi bugün, başkent Seul ve çevresindeki Birleşme Kilisesi'nin ofislerine ve tesislerine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskın düzenlenen yerler arasında başkentin kuzeydoğusunda bulunan ve uluslararası genel merkez olarak kullanılan lüks bir saray da yer aldı. Polis, aramanın kiliseye ait on farklı yerde yapıldığını duyurdu.

Yonhap Haber Ajansı, aramanın bazı mevcut ve eski hükümet yetkilileri ile milletvekillerinin kiliseden rüşvet aldıkları iddialarıyla ilgili olduğunu bildirdi. Olayda adı geçenler arasında kilise lideri Hak Ja Han da yer alıyor.

Denizcilik ve Balıkçılık Bakanı Chung Jae-soo, geçtiğimiz hafta yanlış olduğunu söylediği iddiaları çürütmeye odaklanmak ve davanın Cumhurbaşkanı Lee Jae Myung’un hükümetinin çalışmalarını etkilemesini önlemek istediğini belirterek istifa etmişti.

sdfrgt
Birleşme Kilisesi'nin lideri Hak Ja Han, Seul'deki özel savcıların talebi üzerine hakkında çıkarılan tutuklama emrinin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye geldi (Arşiv - Reuters)

Kilise tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, tek bir eski kilise yetkilisinin karıştığı iddia edilen ve ‘aşırılıklar’ olarak nitelendirilen olaylarla Kilise’nin hiçbir ilgisi olmadığı belirtildi.

Birleşme Kilisesi lideri Hak Ja Han, avantajlı iş olanakları karşılığında eski First Lady Kim Keon-hee'ye rüşvet teklif ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Ancak Kilise lideri bu iddiaları reddediyor.


Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
TT

Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese bugün yaptığı açıklamada, Bondi Plajı'na düzenlenen terör saldırısını kınadı, bunu “saf kötülük eylemi” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avustralya polisi, dün meydana gelen silahlı saldırıda en az 16 kişinin öldüğünü teyit etti.

efrty
Avustralya Başbakanı Albanese düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Başbakan Albanese düzenlediği basın toplantısında, ‘bugünün Bondi'de neşeli bir kutlama olması gerektiğini, ancak yaşananlarla bu kutlamanın sonsuza kadar lekelendiğini’ söyledi.

Albanese, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün gördüğümüz şey, saf kötülük, antisemitizm ve Avustralya'nın simgesel bir yerinde, bizim kıyılarımızda işlenen bir terör eylemiydi.”

Avustralya'nın ‘antisemitizmi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ vurgulayan Başbakan Albanese, “Avustralya asla bölünmeye, şiddete veya nefrete boyun eğmeyecek ve bunu birlikte aşacağız. Onların bizi bir ulus olarak bölmelerine izin vermeyeceğiz. Buna yanıt vermek için gerekli her türlü kaynağı seferber edeceğiz. Dün, ülkemizin tarihinde gerçekten karanlık bir gündü. Ancak bir ulus olarak, bunu yapan korkaklardan daha güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

dfgt
Sidney'deki silahlı saldırı olay yerinde polis (AP)

Öte yandan Avustralya polisi dün akşam Sidney'de Yahudi bayramı Hanuka kutlamaları sırasında 16 kişiyi öldüren iki silahlı saldırganın 50 yaşındaki bir adam ve 24 yaşındaki oğlu olduğunu açıkladı.

Yeni Güney Galler Polis Komiseri Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada baba saldırganın öldürüldüğünü, oğul saldırganın ise şu anda hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Lanyon, “Başka saldırganlar aradığımızı söyleyemem” diye ekledi.

Saldırı, yaklaşık 2 bin Yahudi’nin Sidney'deki Bondi Plajı'nda Hanuka kutlamalarına katıldığı sırada gerçekleşti.

Görgü tanıkları, kimliği belirsiz bir kişinin kutlama alanının yakınlarındaki bir arabadan inip ateş açtığını bildirdi.

Raporlara göre ateş yakınlardaki bir köprüden açıldı.

Olay yerinden çekilen görüntülerde, uzun namlulu silahlara sahip saldırganlar kutlama yerine doğru ilerlerken panik içindeki kalabalığın her yöne kaçıştığı görüldü.

Videolarda, kaosun ortasında çimlere uzanmış insanlar görülüyor. Kutlamaya katılan bir Yahudi, olayı kendileri için bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

Saldırıdan birkaç saat sonra konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye bir mektup göndererek Canberra'yı ‘antisemitizmi körüklemekle’ suçladığını söyledi.

Diğer bir deyişle Netanyahu, Albanese'nin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının ‘sokaklarınızda yıkıma yol açan Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğini’ söyledi. İsrail Başbakanı, “Antisemitizm, liderler sessiz kaldıkça yayılan bir kanserdir. Zayıflığı eylemle değiştirmelisiniz” diye ekledi.

Saldırının ‘korkunç’ olduğunu söyleyen Netanyahu, “Soğukkanlı bir cinayet. Ne yazık ki, kurbanların sayısı her dakika artıyor. En büyük kötülüğü gördük” dedi. Yoldan geçerken saldırganlardan birinin silahını elinden alan ve Yahudi olduğunu söylediği bir kişiye atıfla “Aynı zamanda en büyük Yahudi kahramanlığını da gördük” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel anti-Semitizmle mücadele ediyoruz ve bununla savaşmanın tek yolu onu kınamak ve mücadele etmek, başka yolu yok. İsrail'de yaptığımız da bu. İsrail ordusu ve güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu yapmaya devam edecek.”

Avustralya hükümetini üstü kapalı eleştiren Netanyahu, “Olayı kınamayan, aksine teşvik edenleri kınamaya devam edeceğiz. Onlardan özgür ulusların liderlerinden bekleneni yapmalarını talep etmeye devam edeceğiz. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.