İsrail ordusu: Bir hafta boyunca Gazze Şeridi, Suriye ve Lübnan'da yüzlerce hedefe saldırdık

İsrail Hava Kuvvetleri tarafından paylaşılan fotoğrafta bir İsrail askeri uçağı gözüküyor, 26 Mart 2025. (X)
İsrail Hava Kuvvetleri tarafından paylaşılan fotoğrafta bir İsrail askeri uçağı gözüküyor, 26 Mart 2025. (X)
TT

İsrail ordusu: Bir hafta boyunca Gazze Şeridi, Suriye ve Lübnan'da yüzlerce hedefe saldırdık

İsrail Hava Kuvvetleri tarafından paylaşılan fotoğrafta bir İsrail askeri uçağı gözüküyor, 26 Mart 2025. (X)
İsrail Hava Kuvvetleri tarafından paylaşılan fotoğrafta bir İsrail askeri uçağı gözüküyor, 26 Mart 2025. (X)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz hafta boyunca Gazze Şeridi, Suriye ve Lübnan'da yüzlerce hedefi vurduğunu ve İsrail'e atılan 14 roketi engellediğini duyurdu.

Ordu sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, geçtiğimiz hafta Gazze Şeridi'nde 430'dan fazla Hamas ve İslami Cihad hedefinin vurulduğu belirtildi.

İsrail ordusu ayrıca, Suriye'de aralarında Tedmur ve Tifur üslerindeki askeri kalıntıların da bulunduğu 18 hedefe saldırdı ve Lübnan'ın güney ve iç kesimlerinde 40'tan fazla Hizbullah hedefini vurdu.

İsrail ordusu tarafından sosyal medya üzerinden paylaşılan videoda bir insansız hava aracının (İHA) Hamas komutanını arabasında hedef aldığı, bir başka videoda ise Cibaliye bölgesinde birkaç Hamas ajanını hedef alan bir hava saldırısının gerçekleştiği görüldü.

İsrail ordusu tarafından yayınlanan bir başka videoda da Suriye'nin orta kesiminde yer alan Tedmur Askeri Havaalanı ve yakınındaki T-4 Hava Üssü’ndeki ‘iki askeri alana’ düzenlenen hava saldırıları gösterildi.

İsrail Hava Kuvvetleri geçtiğimiz hafta Suriye'de 18, Lübnan'da ise 40 Hizbullah hedefini bombaladığını açıkladı.

İsrail ordusu hafta boyunca Yemen'den ateşlenen altı karadan karaya füze, Lübnan'dan ateşlenen üç roket ve Gazze Şeridi'nden ateşlenen beş roket olmak üzere 14 roketi önlediğini bildirdi.

İsrail geçen hafta Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasını terk ederek, ocak ayındaki anlaşmanın ardından haftalarca süren görece sükûnetten sonra yüzlerce kişinin ölümüne neden olan saldırıları yeniden başlattı.

İsrail saldırıları 50 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu, Gazze Şeridi'nin iki milyondan fazla nüfusunun çoğunu yerinden etti ve Gazze Şeridi'nin büyük bölümünü neredeyse yerle bir etti.

İsrail, kasım ayında varılan ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan'daki bölgelere hava saldırıları düzenlemeye devam ediyor. Hizbullah İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçluyor, ancak İsrail saldırılarına karşılık vermiyor.

Aralık ayında Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana Suriye'deki eski Suriye ordusu mevzilerini bombalayan İsrail, Suriye toprakları içinde iki ülke arasındaki tampon bölgeyi ele geçirdi.

Yemen'deki Husiler de Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri desteklemek amacıyla İsrail'e roket ve İHA fırlatıyor.



ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist Halil’in eşi: Bizi susturamayacaklar

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
TT

ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist Halil’in eşi: Bizi susturamayacaklar

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin’e destek protestolarına öncülük eden aktivist Mahmud Halil’in tutuklanmasının yankıları sürüyor.

Filistinli öğrencinin eşi Noor Abdalla, Guardian’da kaleme aldığı yazıda Halil’in, İsrail’in Gazze’de işlediği suçlarla ilgili gerçekleri dile getirdiği için cezalandırıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Seni susturmaya çalışıyorlar. Filistin'de yaşanan vahşete karşı sesini yükseltmeye cesaret eden herkesi susturmaya çalışıyorlar. Ama başarısız olacaklar. Biz susturulmayacağız. Daha da büyük bir kararlılıkla devam edeceğiz ve bu gücü, Filistin özgür olana kadar çocuklarımıza ve onların çocuklarına aktaracağız.

New York’ta diş hekimliği yapan ABD vatandaşı Abdalla, eşi martta gözaltı merkezine gönderildiğinde 8 aylık hamileydi. “Oğlumuza senin cesur davranışını anlatacağım” diyen Abdalla, eşinin haksız yere tutuklandığını belirterek yazısına şöyle devam ediyor: 

Ruhunun sarsılmaz olduğunu, seni yenemeyeceklerini ve bu durumdan her zamankinden daha güçlü çıkacağını biliyorum. Nihayet serbest bırakıldığında ellerini havaya kaldırıp ‘Filistin’e özgürlük’ diye bağıracağından şüphem yok.

Aktivist öğrencinin avukatı Amy Greer, eşi de ABD’li olan Halil'in "yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi" olarak ABD'de bulunduğunu hatırlatmış, buna rağmen Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkilileri tarafından tutuklandığını ve yeşil kartının iptal edildiğini bildirmişti.

New York’ta 8 Mart’ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. 

ABD Başkanı Donald Trump, Halil’in “Hamas destekçisi” olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı.

Louisiana’da salı günü gerçekleştirilen duruşmada Halil’in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde “tek bir belge bile ulaşmadığını” söyledi. Yargıç Jamee Comans da öğrencinin sınır dışı edilmesi talebini gerekçelendirecek delillerin 24 saat içinde mahkemeye sunulmasını istemişti. Yargıç, Trump yönetiminin delil sunmaması ya da sağlanan belgelerin sınır dışı talebini gerekçelendirmemesi halinde davayı cuma günü düşüreceğini bildirmişti.

30 yaşındaki Filistinli öğrenci, Louisiana eyaletindeki gözaltı tesisinden Guardian’a gönderdiği mektupta, hakkındaki suçlamaları reddetmiş ve siyasi düşünceleri nedeniyle hedef alındığını belirmişti.

Trump, ülkede İsrail karşıtı protestolara katılan yabancı öğrencileri sınır dışı edecek kararnameyi ocak ayında imzalamıştı. Böylelikle, Gazze savaşı sürerken ABD’de patlak veren Filistin’e destek protestolarına katılan öğrencilerin vizelerinin iptal edilmesinin önü açılmıştı.

Ayrıca Tufts Üniversitesi’nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Louisiana'daki bir gözaltı tesisine götürülen Öztürk, tekrar Vermont’ta yargılanacak.

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024’te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times’ın paylaştığı verilere göre, temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel