İsrail'in Beyrut'ta bir Hizbullah üyesini hedef alan saldırısında 3 kişi öldü

Ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana türünün ikinci saldırısı

TT

İsrail'in Beyrut'ta bir Hizbullah üyesini hedef alan saldırısında 3 kişi öldü

İsrail'in Beyrut'ta bir Hizbullah üyesini hedef alan saldırısında 3 kişi öldü

İsrail ordusu bugün Beyrut'un güney banliyölerinde bir Hizbullah üyesini hedef alan hava saldırısı düzenlediğini duyurdu. Bu, Hizbullah ile İbrani devleti arasındaki ateşkesin yürürlüğe girdiği kasım ayından bu yana Hizbullah’ın kalesini hedef alan ikinci saldırı oldu.

İsrail ordusu, İç Güvenlik Teşkilatı (Shin Bet) ile yaptığı ortak açıklamada, "baskının, yakın zamanda (Filistinli) Hamas hareketinin üyelerine rehberlik eden ve onların İsrailli sivillere karşı büyük ve yakın bir terör saldırısı planlamalarına yardımcı olan bir Hizbullah üyesini hedef aldığını" belirtti.

Açıklamada, baskında hedef alınan kişinin kimliği belirtilmeden, "Bu teröristin oluşturduğu doğrudan tehdit göz önüne alındığında, ordu ve Şin Bet onu tasfiye etmek ve tehdidi ortadan kaldırmak için harekete geçti" denildi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in güney banliyölerinde bir binaya düzenlediği saldırı sonucunda üç kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “İsrail'in güney banliyölerine düzenlediği düşman saldırısı 3 kişinin şehid olmasına ve 7 kişinin yaralanmasına neden oldu” denildi.

Saldırı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta ordusunun " herhangi bir tehdide karşı Lübnan'ın her yerini vuracağı" yönündeki uyarısının ardından geldi.

Bu, İbrani devleti ile Hizbullah arasındaki ateşkesin 27 Kasım'da yürürlüğe girmesinden beri Hizbullah'ın kalesi olan Beyrut'un güney banliyösünü hedef alan ikinci İsrail saldırısı. İlk saldırı cuma günü gerçekleşti ve İsrail'in, Hizbullah'ın “insansız hava araçlarını depolamak” için kullandığını söylediği bir binayı hedef aldı.

O günkü saldırı, hiçbir tarafın sorumluluğunu üstlenmediği ve Hizbullah'ın sorumluluğunu reddettiği bir operasyonda Güney Lübnan'dan İsrail'e atılan iki füzeye yanıt olarak geldi.

Saldırının ardından Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, grubunun İsrail'in Lübnan başkentinin güney banliyösünü bombalamasını kabul edemeyeceğini vurguladı.

Kasım o gün, "İsrail'in, biz izlerken Lübnan'ı istediği anda özgür olmaktan, istediği zaman eğlenmekten mahrum bıraktığı bir denklemin varlığını kabul edemeyiz. Her şeyin bir sınırı var" ifadelerini kullandı.

Ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail, güney ve doğu Lübnan'a baskınlar düzenlemeye devam ediyor ve Hizbullah'ın askeri hedeflerini vurduğunu söylüyor.

İsrail ayrıca Lübnan devletini, Hizbullah'ın askeri cephaneliğinin sökülmesi ve sınırlarından çıkarılması çağrısında bulunan anlaşmanın kendisine düşen kısmını uygulamamakla suçluyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ateşkes anlaşması, İsrail ordusunun savaş sırasında girdiği tüm bölgelerden çekilmesini öngörüyordu ancak İbrani devleti, güçlerini sınırın her iki tarafındaki geniş alanları denetlemelerine olanak tanıyan beş stratejik noktada tuttu.



ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Şarku'l Avsat'a: Tahran'ın önünde iki seçenek var; ya anlaşma ya da kötü bir kader

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Bölge Sözcüsü Michael Mitchell (Şarku'l Avsat)
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Bölge Sözcüsü Michael Mitchell (Şarku'l Avsat)
TT

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Şarku'l Avsat'a: Tahran'ın önünde iki seçenek var; ya anlaşma ya da kötü bir kader

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Bölge Sözcüsü Michael Mitchell (Şarku'l Avsat)
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Bölge Sözcüsü Michael Mitchell (Şarku'l Avsat)

ABD'li bir yetkili, Tahran'ın Başkan Donald Trump yönetiminin taleplerine uymadığı takdirde ‘kötü’ bir cezalandırma tuzağına düşmeye yakın olduğunu vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Bölge Sözcüsü Michael Mitchell, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Başkan Trump, ABD'nin İran'ın nükleer silah edinmesine izin veremeyeceği konusunda net bir tutum sergilerken, aynı zamanda İran'la bir anlaşmayı görüşmeye istekli olduğunu da gösterdi. Eğer İran rejimi bir anlaşmaya varmak istemezse, Başkan Trump, sonuçları İran için çok ciddi olacak başka seçenekleri de benimseyeceğini açıkça ifade etti.”

Mitchell sözlerini şöyle sürdürdü: “İran'ın dünya genelindeki davranışları ABD'nin ulusal çıkarlarına tehdit oluşturuyor. Bu nedenle Başkan Trump, İran'ın nükleer tehdidini sona erdirmeyi, balistik füze programını kısıtlamayı ve terörist grupları desteklemesini engellemeyi amaçlayan maksimum baskı politikasını yeniden uygulamaya koydu.”