Geniş bir tampon bölge... İsrail neden Refah'ın boşaltılması için baskı yapıyor?

Saha kaynakları: İsrail, Gazze Şeridi sınırlarının çoğunda bir kilometreye kadar tampon bölge istiyor

İsrail'in tahliye emirlerinin ardından dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan ayrılırken başında bir bebek taşıyan Filistinli bir kadın (Reuters)
İsrail'in tahliye emirlerinin ardından dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan ayrılırken başında bir bebek taşıyan Filistinli bir kadın (Reuters)
TT

Geniş bir tampon bölge... İsrail neden Refah'ın boşaltılması için baskı yapıyor?

İsrail'in tahliye emirlerinin ardından dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan ayrılırken başında bir bebek taşıyan Filistinli bir kadın (Reuters)
İsrail'in tahliye emirlerinin ardından dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan ayrılırken başında bir bebek taşıyan Filistinli bir kadın (Reuters)

İsrail ordusu dün sabah bir harita yayınlayarak, Gazze Şeridi'nin en güneyindeki şehir olan Refah'ta yaşayan Filistinlilerin şehri tamamen tahliye etmesini istedi. Dönem dönem bazı mahallelerin boşaltılmasını talep eden İsrail’in tüm bir şehrin tahliye edilmesini istemesi alışılmadık bir hareketti.

Bu kez Refah ya da çevresinden herhangi bir roket atılmaması, İsrail'in Refah'a komşu olan Han Yunus'un güneydoğu bölgelerinin küçük bir kısmının boşaltılması talebine ek olarak kentin tamamen boşaltılmasını istemesinin nedenleri hakkında soru işaretleri yarattı.

Aslında harita en-Nasr ve eş-Şevke beldeleri ile doğu ve batı bölgelerini, yani bu haritanın yayınlanmasından önce işgal kuvvetlerinin bulunmadığı bölgeleri, yani Philadelphia Koridoru’nu, el-Cenine mahallesini, eş-Şabura ve Tel es-Sultan'ı kapsıyordu.

Önümüzdeki saatlerde ya da günlerde herhangi bir kara kuvveti bu bölgelere girerse, İsrail ordusu Refah kenti üzerindeki tam askeri kontrolünü tamamlamış olacak.

İsrail ordusu ayrıca, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un güneydoğu kesimlerinde yer alan es-Selam, el-Menara ve Kiyzan en-Neccar mahallelerinin tahliye edilmesi emrini verdi.

‘Tampon bölge’

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynaklarına göre, İsrail güçleri söz konusu bölgelere girerse, 2005 çekilmesinden önce bu bölgede bulunan bir İsrail yerleşimine atfedilen bir isim olan Mirage Yolu'nun kontrolünü ele geçirecek ve Refah şehrinin tamamını fiilen kontrol altına almış olacaklar.

Tahliye haritasının İsrail ordu platformlarında yayınlanmasından ve ardından bu bölgelere insansız hava araçları (İHA) tarafından broşürlerin atılmasından bu yana, bölge sakinleri tahliye bildirimlerini ciddiye aldı. Refah şehri ve Han Yunus bölgelerinin sakinleri tarif edilemeyecek kadar zor ve feci koşullar altında ayrılmaya başladı.

sdvfgrtık8l
İsrail'in 25 Mart'ta yayınladığı tahliye emirlerinin ardından Refah'tan ayrılan Filistinliler (AFP)

Tahliye bölgelerinde tahminen çeyrek milyon Filistinli yaşıyor ve bunların çoğu, özellikle de Refah'ta yaşayanlar evlerini kaybetti. Geçtiğimiz yıl mayıs ayında İsrail kara kuvvetlerinin bölgeye girmesinin ardından Refah'tan ayrılmak zorunda kalan bu insanlar ikinci kez yerlerinden ediliyor. Ateşkesin ardından terk ettikleri evlerine geri döndükten sonra tekrar yerlerinden edildiler.

Saha kaynakları, İsrail'in asıl amacının sadece Hamas'ı müzakereler sırasında taviz vermeye zorlamak değil, aynı zamanda geniş bir tampon bölge oluşturmak olduğunu belirtti.

Kuzey senaryosu

Kaynaklar, İsrail'in Gazze şehrinin doğusunda, özellikle de ez-Zeytun, eş-Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerinde uygulamaya çalıştıklarını ve önümüzdeki dönemde Cibaliye ve Beyt Hanun'un doğusunda, kuzeyinde ve Beyt Lahiya'nın kuzeyinde de benzer hamlelerin gerçekleşebileceğini ifade etti.

Gazze'nin kuzeyinde de benzer bir senaryo var. İsrail kara kuvvetleri, Beyt Lahiya kasabasının kuzeybatısındaki bölgelerde bulunuyor. Bu bölgelerde halen önemli bir genişleme olmadan konumlanıyorlar, ancak zaman zaman bölgeleri topçu ateşiyle bombalıyorlar.

scdfrgthy
İki yaşlı Filistinli Beyt Lahiya'da hareket ederken İsrail bombardımanı sonucu arkalarında bir duman bulutu gözüküyor. (AFP)

Kaynaklara göre İsrail'in ana planı, Gazze Şeridi üzerindeki askeri ve güvenlik kontrolünü gelecekte de sürdürebilmek için Gazze Şeridi sınırlarının çoğunda bir kilometreye varan bir tampon bölge oluşturmak. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazar günü hükümetinin haftalık oturumunun başında yaptığı konuşmada bunu doğruladı.

Kaynaklara göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini öngören bir ateşkes anlaşmasına varılması halinde, kara kuvvetleri bölgeye girmeden bu tampon bölgeyi uzaktan muhafaza edebilir. Bu da Filistinli militanların sızma ya da diğer operasyonlarını engellemek için bu bölgelere giren herkesi öldürmesine olanak tanıyacaktır.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.