Haiti'de silahlı çetelerin saldırısının ardından 500'den fazla mahkûm firar etti

Kenyalı bir asker başkent Port-au-Prince'in eteklerinde devriye geziyor (Arşiv - AP)
Kenyalı bir asker başkent Port-au-Prince'in eteklerinde devriye geziyor (Arşiv - AP)
TT

Haiti'de silahlı çetelerin saldırısının ardından 500'den fazla mahkûm firar etti

Kenyalı bir asker başkent Port-au-Prince'in eteklerinde devriye geziyor (Arşiv - AP)
Kenyalı bir asker başkent Port-au-Prince'in eteklerinde devriye geziyor (Arşiv - AP)

Haitili yetkililer dün yaptıkları açıklamada, silahlı çetelerin başkent Port-au-Prince'in kuzeydoğusundaki şehrin büyük bölümünün kontrolünü ele geçirmesinin ardından 500'den fazla mahkûmun Mirebalais cezaevinden kaçtığını söyledi.

Bölgesel hükümet temsilcisi Frédéric Ossian AFP'ye yaptığı açıklamada, pazar gecesi ve pazartesi günü polis karakolu ve cezaevini hedef alan saldırının 529 mahkûmun kaçmasına yol açtığını söyledi. Ossian, yetersiz sayıda polisin merkezden kaçarak saldırganların mahkumları serbest bırakmasına izin verdiğini belirtti.

Ossian, saldırganların başkentten yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki kentte tahribat yarattığını, askeri takviye kuvvetlerinin onları püskürtmek için gelmeden önce “yerel halk arasında ölümler ve yaralanmalar olduğunu” belirtti. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Ossian, Mirebalais'in 100 bin kişilik nüfusunun binlercesinin komşu kasabalara sığındığını ve kentte şu anda saldırganlarla güvenlik güçleri arasında silahlı çatışmaların yaşandığını belirtti.

Ossian, “Saldırganlar bölgedeki devlet lisesinin kontrolünü ele geçirdi. Durum çok karmaşık. Şehrin kontrolünü kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı. Yoksul bir Karayip ülkesi olan Haiti, silahlı çete şiddeti ve siyasi istikrarsızlıkla boğuşuyor.



Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
TT

Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi tarafından dün yapılan bir açıklamada, Başkan Donald Trump'ın yönetiminin zorlu taleplerini artırdığı belirtildi. Açıklamada bunun hükümet yetkililerinin söz konusu talepleri detaylandıran bir mektubu izinsiz olarak gönderdiklerine dair bir raporun yayınlanmasına rağmen gerçekleştiği belirtildi.

New York Times (NYT) gazetesi, cuma akşamı geç saatlerde, ismi açıklanmayan kaynakların, hükümet avukatlarından 11 Nisan'da Harvard Üniversitesi’ne ulaşan bir mektubun, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimindeki üst düzey yetkililer onaylamadan ya da yayınlanması için yeşil ışık yakmadan gönderildiğini söylediklerini bildirdi.

Reuters'ın aktardığına göre Harvard Üniversitesi, mektubun kendisine ulaşmasından üç gün sonra üniversitenin işe alma, öğrenci kabul etme ve direktif verme hakları konusunda ‘hükümete tavizler verilmesi’ anlamına geldiğini söylediği taleplerin çoğunu reddetti.

Bunun üzerine Trump yönetimi, üniversiteye sağlanan 2,3 milyar dolarlık fonu dondurdu. Ayrıca üniversitenin vergiden muaf edilme statüsünü ve yabancı öğrenci kaydetme yetkisini geri almakla tehdit etti. Trump yönetimi, üniversitenin dış ilişkileri, öğrencileri ve öğretim üyeleri hakkında bilgi de talep etti.

ABD Başkanı Trump, ocak ayında göreve başlamasından bu yana geçtiğimiz yıl Filistin yanlısı protestoları kötü idare ettikleri ve kampüslerde antisemitizmin yayılmasına izin verdikleri gerekçesiyle ABD'nin önde gelen üniversitelerine baskı yapmaya devam ediyor.

Ancak aralarında bazı Yahudi grupların da bulunduğu protestocular, İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerine yönelik eleştirilerinin yanlış bir şekilde antisemitizmle bir tutulduğunu vurguluyor.