Beyaz Saray, İran'la dolaylı müzakereleri değerlendiriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)
TT

Beyaz Saray, İran'la dolaylı müzakereleri değerlendiriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)

İki ABD'li yetkilinin Axios'a verdiği bilgiye göre, ABD bölgedeki askeri varlığını arttırırken Beyaz Saray İran'ın dolaylı nükleer müzakere teklifini ciddi bir şekilde değerlendiriyor.

Tahran şu ana kadar ABD Başkanı Donald Trump'ın bir anlaşmaya varılması ya da askeri sonuçlarla yüzleşilmesi yönündeki uyarısını reddederek iki aylık bir süre tanıdı.

Trump göreve geldiği ocak ayından bu yana İran'ı bombalama ihtimalini defalarca gündeme getirdi, ancak İran'ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek bir anlaşmaya da açık kapı bıraktı.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre Beyaz Saray içinde, müzakerelerin başarılı olma olasılığını gören ve müzakere fikrini destekleyenler ile müzakereleri zaman kaybı olarak gören ve İran'ın nükleer tesislerini vurma seçeneğini öne çıkaranlar arasında bir bölünme var.

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Başkan Trump'ın çatışmadan kaçınmak için İran ile güvene dayalı bir ilişki istediğini söylerken, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Washington'un İran'ın nükleer programını çökertmek istediğini ve tüm seçeneklerin masada olduğunu ifade etti.

Aynı zamanda ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Trump'ın anlaşma olmadan sürenin dolmasına karar vermesi halinde harekete geçmeye hazır olmak için bölgedeki askeri konuşlanmasını arttırmaya devam ediyor.

ABD'li bir yetkili, Trump'ın Umman'ın arabuluculuğunda dolaylı müzakereleri kabul eden İran'dan resmi bir yanıt aldığını doğruladı.

Doğrudan müzakereler tercih edilse de ABD'li yetkililer Umman'ın arabuluculuğuna açık.

Trump yönetimi yetkilileri, güvenin nasıl tesis edileceği ve diyaloğun nasıl başlatılacağı konusunda iç istişareleri sürdürüyor. Sonraki adımlar konusunda ise henüz nihai bir karar verilmedi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi pazartesi günü yaptığı açıklamada, Tahran'ın Washington ile doğrudan müzakereleri reddetmesinin ABD'nin ‘zorbalığına’ bir yanıt olduğunu söyledi ve Tahran'ın Ummanlı arabulucu aracılığıyla gönderdiği mesajın Beyaz Saray'a ulaştığını doğruladı.

Umman, İran'ın nükleer dosyasıyla ilgili dolaylı görüşmelerde arabuluculuk yaparken, Katar daha az bir rol oynadı. Trump ise İran'a mesajını Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) üzerinden gönderdi.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan pazar günü yaptığı açıklamada, ülkesinin tehdit altındaki ABD ile doğrudan müzakerelere karşı olduğunu vurguladı, ancak dolaylı müzakerelere açık olduğunu ifade etti.

Cumartesi akşamı Trump, mart ayı başında İran yönetimine gönderdiği mektupta yer alan ve Tahran'a karar vermesi için iki ay süre tanıyan görüşme teklifini kabul etmemesi halinde İran'ı bombalama tehdidini yineledi.

İran Dışişleri Bakanlığı pazartesi günü ABD'nin çıkarlarını temsil eden ve Washington ile Tahran arasında arabuluculuk yapan İsviçre Büyükelçisi’ni çağırarak, Tahran'ın herhangi bir tehdide ‘kesin ve derhal’ yanıt verme kararlılığını vurguladı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'a yönelik tehditlerin devam ettiğini, ancak yurtdışından düşmanca bir eylem gelme ihtimalini düşük gördüğünü söyledi.

Hamaney, “Herkes bilsin! Bizim pozisyonumuz aynı... ABD ve Siyonist varlığın düşmanlığı her zaman var olmuştur. Bize saldırmakla tehdit ediyorlar, ki bunun pek olası olduğunu düşünmüyoruz, ancak (bize) herhangi bir zarar verirlerse, karşılığında kesinlikle güçlü bir tokat yiyecekler” ifadelerini kullandı.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Amerikalıların İran'ı çevreleyen bölgede en az 10 üssü ve 50 bin askeri var” uyarısında bulundu.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.