Trump: Çin "TikTok" ile ilgili bir anlaşmayı kabul ederse gümrük vergisinden muaf tutulabilirhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5128739-trump-%C3%A7in-tiktok-ile-ilgili-bir-anla%C5%9Fmay%C4%B1-kabul-ederse-g%C3%BCmr%C3%BCk-vergisinden-muaf
Trump: Çin "TikTok" ile ilgili bir anlaşmayı kabul ederse gümrük vergisinden muaf tutulabilir
ABD Başkanı Donald Trump, fonda TikTok logosu ile (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada, Çin'in, Byte Dance'e ait kısa video uygulaması ‘Tik Tok’un satışını onaylaması karşılığında, Çin ithalatına uygulanan ABD gümrük vergilerinden muaf tutulmasını öngören bir anlaşmayı değerlendireceğini söyledi.
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, gümrük vergilerinin diğer ülkelerle pazarlık yapmak için nasıl kullanılabileceğine dair bir örnek olarak TikTok'u kullandı.
ABD başkanı, "TikTok ile olarak Çin'in muhtemelen 'Bir anlaşma yapacağız, ancak tarifeler konusunda bir şey yapacak mısınız?' diyebileceği bir durumla karşı karşıyasınız" dedi.
Trump, Beyaz Saray'ın Gül Bahçesi'nde yeni tarifeleri duyurmak için bir yönetici emri imzaladıktan sonra (AP)
Trump, “Karşılığında bir şey almak için tarifeleri kullanabiliriz” dedi. TikTok'un Çinli olmayan bir alıcı bulmak üzere anlaşmaya varmak için 5 Nisan'a kadar süresi var. Uygulama Amerika Birleşik Devletleri'nde yasaklanma tehdidiyle karşı karşıya.
Trump, yönetiminin TikTok konusunda birkaç yatırımcının katılımıyla bir anlaşmaya varmaya “çok yakın” olduğunu söyledi.
Tokyo'daki "Tik Tok" logosu (AP)
Trump bu açıklamaları, ABD'ye yapılan tüm ithalata yüzde 10 bazlı gümrük vergisi ve en büyük ticaret ortaklarından bazılarına daha yüksek gümrük vergileri getireceğini duyurduktan bir gün sonra yaptı.
ABD şu anda Çin’den ithal edilen mallar için yüzde 54 gümrük vergisi uyguluyor. TikTok yorum talebine henüz yanıt vermedi.
Türkiye-İsrail rekabetinin geçiş sürecine ve Suriye'nin geleceğine etkisi nedir?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5131827-t%C3%BCrkiye-i%CC%87srail-rekabetinin-ge%C3%A7i%C5%9F-s%C3%BCrecine-ve-suriyenin-gelece%C4%9Fine-etkisi-nedir
Türkiye-İsrail rekabetinin geçiş sürecine ve Suriye'nin geleceğine etkisi nedir?
Bir İsrail askeri, 25 Mart'ta işgal altındaki Golan Tepeleri'nde güney Suriye'ye bakan gözlem noktasında (AFP)
Suriye'de ve Suriye üzerinden yaşanan Türkiye-İsrail “rekabeti”, kırılgan siyasi geçiş sürecini baltalama ve değişen bölgesel güç dengeleri çerçevesinde Ortadoğu'da yeni bir gerilim odağı yaratma tehdidi taşıyor. Her ne kadar Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilerini “ılımlı hale getirme” çağrısında bulunmasının ardından Azerbaycan'da iki ülke heyetleri arasında “teknik” bir görüşme gerçekleşmiş olsa da gözlemciler, Trump'ın sözlerinin İsrail'e “açık çek vermediğini” düşünüyor. Başta İran dosyası olmak üzere daha geniş dosyalarla bağlantılı olan bölgesel sahnede, işlerin belli bir şekilde yürütülmesine bağlı olduğunu” düşünüyorlar. Ancak ABD'li araştırmacılar, Washington'un bunu başarabilme yeteneğine rağmen, aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için net bir stratejisinin hatta Suriye'nin geleceğine yönelik net bir politikasının olduğundan kuşkulular.
Erdoğan ve eş-Şara, cuma günü Antalya Diplomasi Forumu'nun oturum aralarında yaptıkları görüşmede (EPA)
İsrail Türkiye konusunda endişeli
Türkiye'nin kendi güçleri için üs olarak kullanmayı planladığı bildirilen Batı ve Orta Suriye'deki Hama ve Humus'ta bulunan askeri hava üslerini hedef alan İsrail saldırılarının ardından, İsrail'in bu ülkedeki Türk çıkarlarını giderek daha fazla hedef aldığı görülüyor.
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra İsrail ve Türkiye, Suriye'nin geleceğini şekillendirmek için aktif pozisyonlar aldı. İsrail, ülkenin güneyinden kuzeyine kadar Suriye'nin derinliklerinde operasyonlar düzenledi, askeri üsleri bombaladı, Suriye'nin stratejik askeri yeteneklerinin çoğunu neredeyse yok etti. İsrail güvenlik kaygılarını gerekçe göstererek, sınırının Suriye tarafında BM denetimindeki askerden arındırılmış tampon bölgenin kontrolünü ele geçirdi.
Türkiye, Esed'in devrilmesi ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş Şara liderliğinde geçici bir Suriye hükümetinin kurulmasından sonra en büyük jeopolitik kazananlardan biri oldu. Türkiye Suriye'de aradığı istikrarın, milyonlarca Suriyeli mültecinin geri dönüşünü hızlandıracağını, bunun da kilit bir siyasi sorun olan Türk ekonomisinin zayıflığını gidermeye yardımcı olacağını ve Türk iş adamlarının Suriye'deki yatırım fırsatlarına yol açacağını umuyordu.
Trump ve Netanyahu Beyaz Saray'da (7 Nisan) (DPA)
Türkiye ve İsrail'in yaklaşımları, Suriye'yi, ABD'nin bu iki müttefikiyle ilişkilerinde bir ihtilaf noktası haline getirme tehdidinde bulunmakta ve çelişen politikalarını uzlaştırıp diyalog ve barışa giden bir yol bulup bulamayacakları merak edilmekte.
DEAŞ, Suriye, Türkiye ve ABD'nin hedefleri için bir tehdit olmaya devam ederken, Suriye merkezi hükümetinin zayıflığı, İsrail'in kışkırtmaya çalıştığı ayrılıkçı hareketlerin artmasına yol açabilir. Bu durum, özellikle Sahil bölgesinde yaşanan kanlı olaylardan sonra Suriye'nin manzarasına hala hâkim olan belirsizliğin devam etmesi nedeniyle daha da geçerlidir.
Suriye geçici hükümeti ABD destekli Kürt güçlerle gerilimi azaltma konusunda bazı ilerlemeler kaydetmiş olsa da Washington, Şam'ın, endişelerini giderme veya Suriye kıyılarında yaşananların yansımalarını hafifletme konusunda çok az ilerleme kaydettiğine inanıyor. Bu durum, başta Türkiye destekli Şara hükümetinin askeri seçeneklerini sınırlandırmasından korkan İsrail olmak üzere bölgede kuşkulara yol açtı.
Washington'un stratejisi yok
Washington merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı'nın Türkiye Kıdemli Uzmanı Sinan Ciddi, Başkan Trump'ın yalnızca Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliği sona erdirmek için değil, aynı zamanda Esed rejiminin devrilmesinden sonra genel olarak Suriye için bir stratejisi olup olmadığını bilmediğini söylüyor. Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, aralarındaki gerginliğin azaltılmasının önemli olduğunu belirtiyor, ancak Başkan Trump'ın ABD güçlerini Suriye'den çekme kararı alması durumunda şaşırmayacağını, çünkü onun kararlarının öngörülemez olduğunu söylüyor. Ciddi, Netanyahu'nun Trump ile Ahmed eş-Şara liderliğindeki Heyet Tahrir eş-Şam'ın iktidara gelmesine ilişkin İsrail endişelerini görüştüğünü, Türkiye'nin ise Trump'ı ikna etmeye ve Suriye'yle ilgileneceği konusunda güvence vermeye çalıştığını söyledi. Türkiye'nin Suriye'deki varlığının, iki ülke arasındaki ilişkileri düzenleyecek mekanizmaların oluşmasına yol açması gerektiğini ve bunun da zaten başladığına inandığını kaydetti. Türkiye'nin artık Suriye'de önemli bir nüfuzu var ve rejimin onun desteği olmadan ayakta kalması mümkün değil. Suriye'nin istikrarı için İsrail'in çıkarlarına ve güvenlik kaygılarına saygı gösterilmesi gerekiyor, çünkü İran'a karşı mücadelede iki ülke arasındaki anlayışın önemi büyük.
Afrin'de Türkiye'ye sadık "Suriye Ulusal Ordusu" mensupları (Arşiv- Türk medyası)
İsrailli yetkililer Netanyahu ve Trump arasındaki Türkiye konulu görüşmenin, özellikle Ankara'nın yeni Suriye hükümeti adına yaptığı müdahalelere odaklandığını belirttiler. İsrail, büyük bir NATO gücü olan Türkiye ile çatışma istemediğini söylese de Türkiye ile olası çatışmalardan korkuyor ve aynı zamanda Türkiye'nin sınırlarında varlık göstermesini istemiyor.
'Önce Amerika' daha az ilgi demek
Washington'daki Yeni Amerika Enstitüsü'nde araştırmacı olan ve kısa bir süre önce Suriye'ye yaptığı ziyaretten dönen Barak Barfi, Washington'un Suriye'deki İsrail-Türkiye rekabetine müdahil olmasının şüpheli olduğunu söylüyor. Barfi Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, “Önce Amerika” sloganının Suriye'de olup bitenlerle daha az ilgilenmek, Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) terk etmek ve şu ana kadar Suriye dosyasına müdahale etmeye çok az ilgi göstermek anlamına geldiğini belirtiyor.
Barfi, İsrail ve Türkiye, çıkarlarını sağlamlaştırmak ve nüfuzlarını arttırmak için rekabet eden iki bölgesel güçtür. İsrail, Suriye'nin askeri kapasitesini zayıflatmak ve yeni bir ordunun ortaya çıkmasını engellemek için çok aktif bir şekilde çalışmaktadır. Sadece çıkarlarının tehdit altında olduğunu algıladığında değil, aynı zamanda Türkiye'nin Suriye'de varlık göstermesini engelleyerek zararlı olduğunu düşündüğü eylemleri engellemek için de defalarca saldırdı.
İsrail, Suriye'deki sözde tampon bölgelerini genişlettikten sonra, özellikle 7 Ekim sonrası ortamda çıkarlarının nereye kadar uzanacağını henüz belirlemezken, Türkiye de nüfuzunu genişletebildiği her yere yaymaya çalışıyor.
Resim Suriye sınır kenti Kuneytra'nın güney eteklerindeki Ebu Diyab askeri bölgesinde bir İsrail tankı ve buldozer (Arşiv - AFP)
Washington rol oynayabilir
Şarku’l Avsat'ın geçtiğimiz çarşamba günü Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nde Suriye'deki İsrail-Türkiye rekabetini müzakere etmek üzere düzenlediği seminere katılan kıdemli Türkiye araştırmacısı Soner Çağaptay, özellikle Trump'ın, Netanyahu ve Erdoğan'la olan ilişkisini diyalogu kolaylaştırmak ve hatta uzlaşmayı sağlamak için kullanması halinde, ABD'nin bu farklılıklar arasında köprü kurmada önemli bir rol oynayabileceğini, hatta uzlaşma sağlamak için kullanabileceğini söyledi. İki ülke şimdiye kadar doğrudan askeri çatışmadan kaçınmayı başarmış olsa da Suriye konusunda gerilimin artabileceğini belirtti. Uzlaşmayı teşvik etmek için Trump yönetimi iki hükümeti diyalog ve gerilimi azaltma yönünde teşvik etmelidir. Olası bir sonuç, Şam'daki merkezi hükümetin Türkiye ve ABD ile koordinasyon içinde Suriye içinde İsrail'e yönelik bazı tehditleri etkisiz hale getirmesine izin verileceği müzakere edilmiş bir anlaşma olabilir. Diplomasinin başarısı aynı zamanda İsrail'in Türkiye ile İran'ı aynı kefeye koymamasına da bağlı. Ankara'nın Gazze savaşı boyunca İsrail'e yönelik ateşli söylemine rağmen Erdoğan, ikili ilişkileri koparmamaya özen gösterdi. Türkiye'nin tüm taraflarla iş birliği yapmadığı sürece bölgesel veya küresel anlamda ciddi bir oyuncu olarak kabul edilemeyeceğinin farkında. Ayrıca Trump ile güçlü bağlar kurmanın kısmen İsrail ile olumlu ilişkilere bağlı olduğunun da farkında. Bu anlamda Erdoğan'a iki perspektiften bakılmalı: Popülist ve realist. Birincisi içe dönük, ikincisi ise ilkeli çatışma çözüm mekanizmalarıyla ilgilidir.
Washington Şara konusunda bölünmüş durumda
Reuters'ın Lübnan, Suriye ve Ürdün büro şefi Maya Gebeily, sempozyumda yaptığı konuşmada, Trump'ın iki ülke arasında arabuluculuk yapmaya istekli olduğuna dair açıklamasının Suriyelilere, ABD'nin gelecekte ülkelerinde daha büyük bir rol oynayabileceği hissini verdiğini söyledi. Ancak Washington şu anda, Şara'nın eski bir cihatçı olarak görülmesi gerektiğine inananlar ile bölgesel güvenliği artırmak için onunla ilişki kurulması gerektiğine inananlar arasında bölünmüş durumda. ABD Dışişleri Bakanlığı, Washington'un Esad döneminden kalma yaptırımları kaldırabilmesi için Şam'ın yerine getirmesi gereken kriterlerin listesini yayınlarken, bunlar gerçekleşene kadar ABD yaptırımları ekonominin yeniden inşası önünde büyük bir engel olmaya devam edecek.