İsrail saldırıları Şam yakınlarındaki iki askeri karargâhı hedef aldı

İsrail'in 13 Mart'ta Şam'a düzenlediği saldırıda hasar gören bölgedeki Sivil Savunma personeli (Arşiv-Reuters)
İsrail'in 13 Mart'ta Şam'a düzenlediği saldırıda hasar gören bölgedeki Sivil Savunma personeli (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail saldırıları Şam yakınlarındaki iki askeri karargâhı hedef aldı

İsrail'in 13 Mart'ta Şam'a düzenlediği saldırıda hasar gören bölgedeki Sivil Savunma personeli (Arşiv-Reuters)
İsrail'in 13 Mart'ta Şam'a düzenlediği saldırıda hasar gören bölgedeki Sivil Savunma personeli (Arşiv-Reuters)

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısında Şam yakınlarındaki iki askeri karargâhın hedef alındığını ve saldırının İsrail'in başkent ve Suriye'nin orta kesimlerine düzenlediği diğer hava saldırılarından saatler sonra gerçekleştiğini duyurdu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) saldırı ile ilgili “İsrail savaş uçakları Kisve kenti yakınlarındaki Birinci Tümen ve Şam kırsalındaki 75. Tugay'a ait askeri alan ve noktalara hava saldırıları düzenlediği” bilgisini paylaştı ancak kayıpların boyutu hakkında bilgi vermedi.

İsrail, saldırıların Şam'daki yeni yöneticilere bir uyarı olduğunu söyleyerek Suriye'ye yönelik hava saldırılarını arttırdı ve dün Türkiye'yi Suriye'ye vesayetini dayatmaya çalışmakla suçladı.

İsrail ordusu çarşamba gecesi Şam, Hama ve Humus'ta saldırılar düzenlediğini duyurdu. Yapılan açıklamada “Son saatlerde Suriye'nin Humus kırsalındaki (Hama) ve (T4) üsleri bölgesinde kalan askeri kabiliyetlere ve Şam bölgesinde kalan bazı askeri altyapılara saldırı düzenledi” denilerek, ‘İsrail Devleti’nin vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak için’ çalışılacağı vurgulandı. Hava saldırılarının ardından Dera'da yaşayan 9 Suriyeli, ilin batı kırsalındaki Nava kenti ile Tesil kasabası arasında yer alan El Cebiliye Barajı ormanına askeri güçlerin girmesine karşı koyarken İsrail ateşiyle öldürüldü.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı Suriyeli kaynaklar, İsrail savaş uçaklarının Hama Askeri Havaalanı'na yaklaşık 18 hava saldırısı düzenlediğini, pistleri, uçakları ve kuleleri etkilediğini, havaalanını hizmet dışı bıraktığını ve Suriye Savunma Bakanlığı'nın dört personelinin öldüğünü bildirdi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail'i “30 dakika içinde ülke genelinde beş farklı bölgeye saldırı düzenleyerek Hama askeri havaalanının neredeyse tamamen yok olmasına ve onlarca sivil ve askeri personelin yaralanmasına yol açtığı” için kınadı. Açıklamada, “Bu haksız tırmanış, Suriye'yi istikrarsızlaştırmaya ve halkının acılarını uzatmaya yönelik kasıtlı bir girişimdir” denildi.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen dün yaptığı açıklamada, İsrail'in “tekrarlanan ve artan askeri tırmanışını” kınayarak, bu tür eylemlerin “hassas bir dönemde” ülkeyi “istikrarsızlaştırdığı” uyarısında bulundu. Pedersen İsrail'e “uluslararası hukukun ciddi ihlalleri anlamına gelebilecek bu saldırıları durdurması, Suriye'nin egemenliğine ve mevcut anlaşmalara saygı göstermesi ve sahada tek taraflı eylemlere son vermesi” çağrısında bulundu.



ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist Halil’in eşi: Bizi susturamayacaklar

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
TT

ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist Halil’in eşi: Bizi susturamayacaklar

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin’e destek protestolarına öncülük eden aktivist Mahmud Halil’in tutuklanmasının yankıları sürüyor.

Filistinli öğrencinin eşi Noor Abdalla, Guardian’da kaleme aldığı yazıda Halil’in, İsrail’in Gazze’de işlediği suçlarla ilgili gerçekleri dile getirdiği için cezalandırıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Seni susturmaya çalışıyorlar. Filistin'de yaşanan vahşete karşı sesini yükseltmeye cesaret eden herkesi susturmaya çalışıyorlar. Ama başarısız olacaklar. Biz susturulmayacağız. Daha da büyük bir kararlılıkla devam edeceğiz ve bu gücü, Filistin özgür olana kadar çocuklarımıza ve onların çocuklarına aktaracağız.

New York’ta diş hekimliği yapan ABD vatandaşı Abdalla, eşi martta gözaltı merkezine gönderildiğinde 8 aylık hamileydi. “Oğlumuza senin cesur davranışını anlatacağım” diyen Abdalla, eşinin haksız yere tutuklandığını belirterek yazısına şöyle devam ediyor: 

Ruhunun sarsılmaz olduğunu, seni yenemeyeceklerini ve bu durumdan her zamankinden daha güçlü çıkacağını biliyorum. Nihayet serbest bırakıldığında ellerini havaya kaldırıp ‘Filistin’e özgürlük’ diye bağıracağından şüphem yok.

Aktivist öğrencinin avukatı Amy Greer, eşi de ABD’li olan Halil'in "yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi" olarak ABD'de bulunduğunu hatırlatmış, buna rağmen Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkilileri tarafından tutuklandığını ve yeşil kartının iptal edildiğini bildirmişti.

New York’ta 8 Mart’ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. 

ABD Başkanı Donald Trump, Halil’in “Hamas destekçisi” olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı.

Louisiana’da salı günü gerçekleştirilen duruşmada Halil’in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde “tek bir belge bile ulaşmadığını” söyledi. Yargıç Jamee Comans da öğrencinin sınır dışı edilmesi talebini gerekçelendirecek delillerin 24 saat içinde mahkemeye sunulmasını istemişti. Yargıç, Trump yönetiminin delil sunmaması ya da sağlanan belgelerin sınır dışı talebini gerekçelendirmemesi halinde davayı cuma günü düşüreceğini bildirmişti.

30 yaşındaki Filistinli öğrenci, Louisiana eyaletindeki gözaltı tesisinden Guardian’a gönderdiği mektupta, hakkındaki suçlamaları reddetmiş ve siyasi düşünceleri nedeniyle hedef alındığını belirmişti.

Trump, ülkede İsrail karşıtı protestolara katılan yabancı öğrencileri sınır dışı edecek kararnameyi ocak ayında imzalamıştı. Böylelikle, Gazze savaşı sürerken ABD’de patlak veren Filistin’e destek protestolarına katılan öğrencilerin vizelerinin iptal edilmesinin önü açılmıştı.

Ayrıca Tufts Üniversitesi’nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Louisiana'daki bir gözaltı tesisine götürülen Öztürk, tekrar Vermont’ta yargılanacak.

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024’te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times’ın paylaştığı verilere göre, temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel