Rus mahkemesi, yargılanmayı bekleyen Amerikan vatandaşını psikiyatri hastanesine yatırdı

Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)
Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)
TT

Rus mahkemesi, yargılanmayı bekleyen Amerikan vatandaşını psikiyatri hastanesine yatırdı

Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)
Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)

Rus devlet medyasında dün yer alan habere göre, Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir ABD vatandaşı zorla bir psikiyatri hastanesine yatırıldı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre 46 yaşındaki Joseph Tater, Ağustos 2024'te Rusya'nın başkentindeki lüks bir otelde çalışanlarla girdiği kavgada bir polis memuruna saldırmakla suçlanarak tutuklandı.

Rusya'nın resmi TASS haber ajansı, Moskova'daki bir mahkemenin 15 Mart'ta yapılan tıbbi değerlendirmenin ardından Tater'in zorunlu olarak psikiyatri hastanesine yatırılmasını onayladığını bildirdi. Doktorlar Tater'in “stres, dürtüsellik, zulüm sanrıları ve durumuyla ilgili öz farkındalık eksikliği” belirtileri gösterdiğini açıkladı.

Moskova'daki ABD Büyükelçiliği gizlilik kaygılarını gerekçe göstererek, dava hakkında yorum yapmayı reddetti.

Tater 14 Nisan'da bir polis memuruna saldırmak suçlamasıyla yargılanacaktı ki bu suçlama beş yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. Mahkemenin Tater'i tıbbi gerekçelerle tutuklama kararını ne zaman aldığı belli değil, ancak TASS daha önce Tater'in mart ayı sonunda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını bildirmişti.

Tater, eylül ayındaki bir duruşmada Rusya'ya siyasi sığınma talebinde bulunmak için geldiğini ve CIA tarafından zulme uğradığını iddia etmişti.

TASS, Tater'in savunma avukatının zorla hastaneye yatırılma kararına itiraz ettiğini ve yetkilileri “sanığı toplumdan izole etmeye” çalışmakla suçladığını bildirdi.

İnsan hakları grupları Rusya'yı defalarca, vatandaşlarını siyasi görüşleri nedeniyle psikiyatri kurumlarına kapatmaya zorlamakla suçladılar; Sovyet döneminden kalma bu uygulamanın, Başkan Vladimir Putin hükümeti tarafından giderek daha fazla kullanıldığını söylüyorlar.

Tater, “küçük çaplı isyan” suçlamasıyla idari suçlardan hüküm giyip 15 gün hapis yatmıştı.

Resmi Rus haber ajansları Tater'in Ağustos 2024'te belgelerini görmek isteyen otel görevlilerine saldırması üzerine gözaltına alındığını bildirdiler. Ajanslar, Tater'in otelin kendisini kabul etmemesi üzerine küfrettiğini ve “agresif davrandığını”, ardından da olay yerine çağrılan bir polis memurunun kolunu tuttuğunu bildirdi.

Tater, Rusya'da uyuşturucu ya da saldırı suçlamalarıyla tutuklu bulunan ve birçoğu birkaç yıllık hapis cezalarına çarptırılan çok sayıda Amerikalıdan biri. Bu kişiler arasında, sarhoşken tren isyanının ardından bir polis memuruna saldırmaktan hüküm giydikten sonra 72 yaşında üç buçuk yıl hapis cezasına çarptırılan Robert Gilman ve uyuşturucu suçundan hüküm giyerek Temmuz 2024'te 13 yıl hapis cezasına çarptırılan müzisyen Travis Lake de bulunuyor.



Kremlin: Rusya, ABD-İran gerginliğini azaltmaya yardım etmeye hazır

Tahran'daki eski ABD Büyükelçiliği’nin yanında ABD karşıtı bir duvar resminin önünden geçen İranlılar (EPA)
Tahran'daki eski ABD Büyükelçiliği’nin yanında ABD karşıtı bir duvar resminin önünden geçen İranlılar (EPA)
TT

Kremlin: Rusya, ABD-İran gerginliğini azaltmaya yardım etmeye hazır

Tahran'daki eski ABD Büyükelçiliği’nin yanında ABD karşıtı bir duvar resminin önünden geçen İranlılar (EPA)
Tahran'daki eski ABD Büyükelçiliği’nin yanında ABD karşıtı bir duvar resminin önünden geçen İranlılar (EPA)

Kremlin bugün yaptığı açıklamada, Rusya'nın, Tahran'ın nükleer programı konusunda ABD ile İran arasındaki gerilimin azaltılmasına yardımcı olmak için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre ABD Başkanı Donald Trump, nükleer programı konusunda Washington ile bir anlaşmaya varmaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit etti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün, ABD Başkanı Donald Trump'la, Libya'nın 2003'te vazgeçtiğine benzer bir şekilde nükleer programından vazgeçme anlaşmasını kabul etmeyi reddetti.

Arakçi, İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politikalar Komisyonu’na dün verdiği brifingde, ‘İran’ın henüz ABD ile herhangi bir müzakere yürütmediğini’ söyledi ve ülkesinin arabulucular aracılığıyla müzakere konusundaki ısrarını vurguladı. Arakçi, İran’ın ‘güç tehdidi kullanan taraflarla’ doğrudan müzakere etmeyi reddettiğini yineledi.

Başkan Trump, İran'a iki seçenek sundu: Ya nükleer programı konusunda diplomatik bir anlaşmaya varacak ya da askeri bir çözümle karşı karşıya kalacak. Cuma günü ise İran'ın doğrudan görüşmelere hazır olduğunu söyledi. Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, X platformu aracılığıyla Trump'ın ‘İran'la 2003 Libya anlaşmasına benzer bir anlaşma planladığını’ açıkladı.

Libya senaryosuyla ilgili bir soruya Arakçi, “Bu sadece onların hayallerinde var” yanıtını verdi.

Trump ilk döneminde, Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) bölgesel faaliyetleri ve balistik füze programının geliştirilmesindeki başarısızlık da dahil olmak üzere 2015 nükleer anlaşmasının ‘kusurlarını’ ele almak için İran'ın müzakere masasına dönmesini aylarca talep ettikten sonra Mayıs 2018'de nükleer anlaşmadan çekildi.

Joe Biden yönetiminin nükleer anlaşmaya geri dönme çabaları başarısız oldu. Nisan 2021'den bu yana Tahran yüzde 60 saflıkta zenginleştirilmiş uranyum biriktiriyor. Bu oran nükleer silah yapmak için gereken yüzde 90 seviyesine yakın ve anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik sınırın oldukça üzerinde.

Trump, İran'ın nükleer bomba yapmaya çok yakın olduğunu söylüyor ve nükleer programı konusunda Washington ile bir anlaşmaya varmaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit ediyor.

İran hedeflerinin tamamen barışçıl olduğunu ve sivil amaçlarla yüksek düzeyde zenginleştirme yapma hakkına sahip olduğunu söylese de Batılı güçler bu düzeyde zenginleştirmenin sivil amaçlarla yapıldığına dair inandırıcı bir açıklama olmadığını ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) başka hiçbir ülkenin nükleer silah üretmeden bunu yapmadığını söylediğini belirtiyor.