Trump Çin tarifeleri hakkında: Top onların sahasında

 Beyaz Saray sözcüsü Caroline Leavitt günlük basın brifingi sırasında (AFP)
 Beyaz Saray sözcüsü Caroline Leavitt günlük basın brifingi sırasında (AFP)
TT

Trump Çin tarifeleri hakkında: Top onların sahasında

 Beyaz Saray sözcüsü Caroline Leavitt günlük basın brifingi sırasında (AFP)
 Beyaz Saray sözcüsü Caroline Leavitt günlük basın brifingi sırasında (AFP)

Beyaz Saray'dan dün yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret konusunda müzakere masasına ABD'nin değil Çin'in gelmesi gerektiğini söylediği belirtildi.

Başkanlık sözcüsü Caroline Leavitt tarafından basın toplantısında okunan açıklamada Başkan, “Top Çin'in sahasında” dedi. "Çin bizimle bir anlaşma yapmak zorunda. Onlarla anlaşma yapmak zorunda olan biz değiliz."

Leavitt şöyle devam etti: “Çok daha büyük olması dışında Çin ile diğer ülkeler arasında hiçbir fark yok.”

Leavitt, Trump'ın Pekin ile bir anlaşmaya açık olduğunu teyit ederken, ABD tüketici pazarının gücünü bir kaldıraç olarak değerlendirerek ilk hamleyi Çin'in yapması gerektiğini vurguladı.

Washington ve Pekin arasındaki ticaret gerilimi yılın başından bu yana tırmanıyor.

Trump, Pekin'i narkotik madde fentanil tedarikine karışmakla suçladıktan sonra Çin'den ithal edilen mallara gümrük vergisi uygulamaya başladı ve Washington'un adil bulmadığı Çin'in ticaret uygulamalarına karşılık olarak son dönemde vergileri keskin bir şekilde arttırdı.

Trump, bu yılın başından beri önceki yönetimler tarafından uygulanan gümrük vergilerine ilave olarak Çin'den ithal edilen birçok ürüne yüzde 145 gümrük vergisi uyguladı.

Bunların yüzde 20'si Pekin'in fentanil ve diğer uyuşturucu maddelerin arzını engellemedeki başarısızlığı, yüzde 125'i ise ticari uygulamalarla ilgiliydi.

Leavitt, Washington'a şu anda incelenmekte olan 15'ten fazla ticaret anlaşması teklifi geldiğini açıkladı ve Washington'un çok yakında bazı ticaret anlaşmalarını açıklayacağını ifade etti.



İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisi ve kurtarma görevlisinin öldürüldüğü olayı “tam olarak rapor etmediğini” kabul etti ve olaydan sorumlu subayın görevden alındığını duyurdu.

Ordu tarafından yayınlanan soruşturma özetinde şöyle denildi: “Yapılan incelemede çeşitli mesleki hatalar, emir ihlalleri ve olayın tam olarak rapor edilmediği tespit edilmiştir.” “Golani Keşif Taburu komutan yardımcısı, saha komutanı olarak sorumluluğu ve olay sonrası değerlendirme oturumu sırasında eksik ve yanlış bir rapor sunması nedeniyle görevinden alınacaktır.”

On beş Filistinli öldürüldü, bunlardan altısının daha sonra Hamas ‘teröristleri’ olduğu tespit edildi” dedi ve ekledi: “İsrail ordusu olaya karışmayan sivillere verilen zarardan dolayı üzüntü duymaktadır.

İsrail başlangıçta sağlık görevlilerinin araçlarının askerler tarafından ateş altına alındıklarında acil durum işaretleri taşımadıklarını iddia etmiş, ancak daha sonra bu iddiasını geri çekmiştir. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bir sağlık görevlisinin cep telefonundan elde edilen video, İsrail'in ateş açılmasına ilişkin ilk açıklamasıyla çelişti.

Askeri soruşturma, tabur komutan yardımcısının “gece görüş mesafesinin düşük olması nedeniyle” ambulansların Hamas militanlarına ait olduğunu düşündüğü sonucuna vardı. Olaydan elde edilen görüntülerde ambulansların ışıklarının yanıp söndüğü görülüyor.

15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı 23 Mart'ta vurularak öldürüldü ve BM ve Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu sığ bir mezara gömüldü.