Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Savunma Bakanı Tahran'ı ziyaret ederek Pezeşkiyan ve Bakıri ile görüştü

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.



Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post


Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün RTL Radyo’ya verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna için hazırladığı barış planının Kiev ve Avrupa tarafından kabul edilebilir hale gelmesi için iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmak amacıyla hazırlanan ‘barış planı’ için ABD Başkanı Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki günlerde ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Umerov, açıklamasında şunları söyledi:

“Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin bu ay içinde en uygun tarihte ABD'yi ziyaret etmesini ve son adımları tamamlayarak Başkan Trump ile bir anlaşma imzalamasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

ABD, geçtiğimiz hafta 28 maddelik bir barış planı sunarak Ukrayna ve Avrupa'nın yanı sıra ABD yönetimi içindeki pek çok kişiyi de şaşırttı. Bu durum Trump yönetiminin Ukrayna'ya ağırlıklı olarak Rusya'nın lehine olan bir anlaşma imzalaması için baskı uygulayabileceği yönünde yeni endişeler uyandırdı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, RTL’ye verdiği röportajda, “Bu, doğru yönde, barışa doğru atılan bir adım. Ancak bu planın tartışılması, müzakere edilmesi ve iyileştirilmesi gereken yönleri var” dedi. Ardından Macron “Barış istiyoruz, ancak gerçek bir teslimiyet anlamına gelen bir barış istemiyoruz” diye ekledi.

Topraklarını terk etmeye hazır olup olmadıklarına sadece Ukraynalıların karar verebileceğini söyleyen Macron, “Masadakiler, Rusların neyi kabul edebileceğine dair bize bir fikir veriyor. Bu, Ukraynalıların ve Avrupalıların bunu kabul etmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Cevap hayır” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya ile barış sağlanması durumunda Ukrayna’nın ilk savunma hattının ordusunun yenilenmesi olacağını ve bu konuda herhangi bir kısıtlama olamayacağını belirtti.

Macron, Rusya’nın dondurulan fonlarının Avrupa'da bulunduğunu ve bunların nasıl elden çıkarılacağına karar verme yetkisinin de sadece Avrupa'ya ait olduğunu vurguladı.

ABD tarafından sunulan barış planı, Ukrayna ordusuna bir kısıtlama getirilmesini öngörürken ve ABD'ye Rusya’nın dondurulan mal varlıkları üzerinde bir miktar kontrol hakkı tanıyor.


Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)

ABD merkezli haber kanalı CBS News bugün, ABD'li yetkililer ve diplomatik kaynaklara dayandığı haberde, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll’un şu anda Rus yetkililerle görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de bulunduğunu bildirdi.

CBS News’e konuşan ABD’li bir yetkili, Bakan Driscoll’un dün akşam Abu Dabi’de Rus heyetiyle birkaç saat süren bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bugün de heyetle tekrar bir araya gelerek barış sürecini görüşmesi ve müzakereleri hızla ilerletmesinin beklendiğini söyledi.

Öte yandan İngiltere merkezli günlük gazete Financial Times, iki kaynağa dayandırdığı haberinde Driscoll'un Rus heyetinin yanı sıra Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanı Kirilo Budanov ile de Abu Dabi’de görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Bu toplantılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık dört yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanması için artan baskısı ve ABD’li yetkililerin her iki ülkenin temsilcileriyle yaptığı görüşmelerle eş zamanlı gerçekleşiyor.

Bakan Driscoll, geçtiğimiz hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile Ukrayna ve müttefiki Avrupa ülkelerinden diplomatlar arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen görüşmelere katıldı. Driscoll, Rus yetkililerle görüşmesi öncesinde geçtiğimiz hafta Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etmişti.

CBS'nin pazar günü yayınladığı bir habere göre ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu hafta ABD’yi ziyaret etme olasılığını görüştü, ancak henüz böyle bir ziyaret için kesinleşmiş bir plan yok. Rusya ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya ne kadar yakın olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmek için desteklediği taslak öneri, Zelenskiy'nin zaten reddettiği birkaç madde içeriyor. Bunlar arasında Ukrayna'nın Donetsk bölgesinin tamamını (Rusya’nın işgali altında olmayan kısımlar dahil) teslim etmesi ve ülkenin NATO'ya üye olma çabalarını durdurması da bulunuyor.

ABD’li ve Ukraynalı yetkililere göre güvenlik garantileriyle ilgili başka bir taslak metin daha var.

Ukrayna'nın Washington Büyükelçisi Olha Stefanishyna pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, taslak metinin ABD'nin NATO tüzüğünün 5. maddesine benzer ‘güvenlik garantileri’ verme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Söz konusu 5. Madde, NATO üyelerine saldırıya uğrayan herhangi bir üye devleti savunma yükümlülüğü getiriyor.

Bazı NATO üyeleri ve diğer ABD müttefikleri, cumartesi günü, öneriyi ‘daha fazla çalışma gerektiren bir temel’ olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınlamışlardı.