AP: Trump'ın Papa Francis'in cenaze törenine katılması aralarındaki farklılıkları gündeme getiriyor

ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)
ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)
TT

AP: Trump'ın Papa Francis'in cenaze törenine katılması aralarındaki farklılıkları gündeme getiriyor

ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)
ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)

ABD Başkanı Donald Trump ve merhum Papa Francis göç, çevre ve yoksulluk gibi birçok konuda görüş ayrılığına düşmüşlerdi.

AP, Trump'ın Papa Francis'in yarın sabah Aziz Petrus Meydanı'nda düzenlenecek olan cenaze törenine katılmasının, yıllar içinde aralarındaki farklılıkları gündeme getirdiğini belirtti.

Papa Francis, ölümünden bir gün önce halka hitaben yaptığı son konuşmasında birlik çağrısında bulunan bir Paskalya mesajı vermiş ve ötekileştirilenlere ve göçmenlere şu sözlerle seslenmişti: “Hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız.”

fvdbgnhjm
Papa Francis, 24 Mayıs 2017 tarihinde Vatikan'da Başkan Donald Trump ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)

New York'taki Fordham Üniversitesi Din ve Kültür Merkezi Direktörü David Gibson, Trump ile merhum Papa arasındaki ilişkiyi “Bu açıkça gergin bir ilişkiydi” diyerek yorumladı.

İlk döneminde Trump ile Papa arasında 2017'den 2021'e kadar işler iyi gitmedi. Trump'ın ikinci dönemi, göçmenlere ve uluslararası yardımlara karşı her düzeyde artan düşmanlığı nedeniyle Vatikan'la daha kötü geçti.

2016 yılında Papa Francis, o zamanki aday Trump'ı kastederek, göçmenlerin girişini engellemek için duvar inşa edenlerin ‘Hristiyan olmadığını’ söylemiş, Trump ise bu yorumu ‘utanç verici’ olarak nitelendirmişti.

Trump'ın mütevazı üslubuyla tanınan Papa Francis ile yıllar içinde yaşadığı görüş ayrılıklarına rağmen Trump'a destek, son başkanlık kampanyasında etkilediği Amerikalı Katolikler arasında giderek arttı. Destekçileri arasında çok sayıda etkili piskopos da bulunuyor.

Kendisini ‘herhangi bir mezhebe bağlı olmayan bir Hıristiyan’ olarak tanımlayan Trump, Hıristiyanları, özellikle de Evanjelik Hıristiyanları her zaman en önemli destekçileri arasında saydı. Trump'ın kürtaj konusundaki politikaları, birçok muhafazakâr Katolik de dahil olmak üzere Hıristiyanlar arasındaki destek tabanını güçlendirdi.

Trump'ın politikaları, Papa Francis'in kilise liderliğine yönelik daha ilerici yaklaşımıyla sık sık anlaşmazlığa düşen birçok muhafazakâr Amerikan Katolik piskoposuyla da yakından uyumludur.

Cumhuriyetçi Başkan geçen yıl Katoliklere kendisine oy vermeleri çağrısında bulundu. Ekim ayında New York'ta Katolik hayır kurumları için milyonlarca dolar toplanan Al Smith Hayır Yemeği'nde yaptığı konuşmada Trump, “Dışarı çıkmalı ve oy vermelisiniz. Katolikler, bana oy vermelisiniz” dedi. Pek çok Katolik de ona oy verdi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, 2024 seçimlerinde Trump Katolik oylarını kazandı.

2020'de Katolik oylar Joe Biden ve Trump arasında eşit olarak bölünmüştü. 120 binden fazla seçmenle yapılan bir ankete göre 2024'te Katolik seçmenlerin yüzde 54'ü Trump'ı, yüzde 44'ü ise Kamala Harris'i destekledi.

Ancak Trump Katolik oylarını kazanmış olsa da Papa Francis'in desteğini hiçbir zaman kazanamadı.

csdvfg
Papa Francis, ABD Başkanı Donald Trump ve First Lady Melania ile Vatikan'da bir araya geldi. (Arşiv - AP)

Ölümünden bir gün önce Francis'le kısa bir süre görüşen ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, bu hafta gazetecilere Papa'nın ‘Amerikan siyasetinden çok daha geniş bir figür’ olduğunu ve dünya çapında 1,4 milyar üyesi olan bir kiliseye liderlik ettiğini söyleyerek, Papa'nın Trump yönetimiyle olan farklılıklarını reddetti.

Vance, “Yönetimimizin bazı politikalarıyla bazı anlaşmazlıkları olduğunu kabul ediyorum. Ancak aynı zamanda yönetimimizin bazı politikalarıyla da pek çok mutabakatı vardı. Siyaset hakkında konuşarak onun mirasını lekelemeyeceğim” ifadelerini kullandı.

Trump Francis ile 2017'de Vatikan'da büyük ölçüde samimi bir toplantıda bir araya geldi, ancak aralarındaki görüş ayrılıkları devam etti.

Bu yılın şubat ayında Francis, ABD piskoposlarına neredeyse on yıl önce göçmenlik konusunda yaptığı yorumlara benzer tonda bir mektup gönderdi.

Trump yönetiminin toplu sınır dışı etme planlarını başlatmasını kınayan Papa Francis, İsa ve ailesinin Mısır'da hayati bir tehlikeden kaçan mülteciler olduğunu hatırlattı.



Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
TT

Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)

Rus askerleri, Ukrayna'nın doğusundaki stratejik Pokrovsk şehrinde ilerlemeye devam ediyor. 

New York Times'ın haberinde, bir yıldan fazla süren çatışmaların ardından şehrin büyük ölçüde enkaza dönüştüğü, savaş öncesi 60 bin olan nüfusun 1300'ün altına indiği belirtiliyor. 

Şehri savunan Ukraynalı askerler yoğun çatışmaların yaşandığını bildiriyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, pazartesi günkü açıklamasında şehirdeki durumun zor olduğunu kabul etmiş ancak direnişin sürdüğünü söylemişti. 

Kremlin şehrin kuşatıldığını öne sürerken Kiev yönetimiyse iddiaları reddetmişti. 

NYT'nin aktardığına göre Rus birlikleri şehir merkezine yakın bazı noktaları ele geçirdi. Rus ordusu Mayıs 2023'te yoğun çatışmaların ardından Bahmut'un kontrolünü sağlamıştı. Haberde, Pokrovsk'un düşmesi halinde Rus ordusunun Bahmut'un ardından bölgedeki en büyük şehri ele geçireceğine dikkat çekiliyor. 

Rus ordusu, Donetsk bölgesinde Pokrovsk'u ele geçirdikten sonra kalan iki büyük şehir Sloviansk ve Kramatorsk'a daha fazla yaklaşmış olacak. 

Ayrıca Rusya lideri Vladimir Putin'in "savaş alanında ilerleme kaydedildiğine" dair anlatısının kuvvetleneceğine dikkat çekiliyor. Moskova'nın Washington'ın ateşkes çağrılarını görmezden geldiği ve Kiev üzerindeki baskıyı artırmak istediği belirtiliyor. 

Wall Street Journal da Ukrayna birliklerinin sayıca dezavantajlı konumda kaldığını, Rus ordusuna ait drone'ların hava hakimiyetini sürdürdüğünü aktarıyor. 

Analizde, Pokrovsk cephesinde her iki tarafın da rakibi yıpratma stratejisi izlediğine işaret ediliyor. 

Ukrayna birliklerinin Pokrovsk'tan çekilmesi halinde, yakındaki Mironhrad kentinin de Rusların eline geçeceği ifade ediliyor. Zelenski'nin geri çekilme emri verip vermeyeceğiyse henüz belli değil.

Ukrayna ordusuna bağlı 68. Tugay'dan bir subay, şehirden çekilme zamanının geldiğini savunuyor:

Verdiğimiz kayıplar buna değmez. Bunlar manasız kayıplar. Çok sayıda takviye kuvvet gelse bile şehri geri alamayız.

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal


ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
TT

ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)

Venezuela'ya askeri operasyon düzenlenme ihtimali dünya kamuoyunda konuşulurken ABD'nin El Salvador'a savaş uçakları gönderdiği ortaya çıktı. 

New York Times'ın (NYT) incelediği uydu görüntüleri ve uçak takip verilerine göre ABD ordusuna ait en az üç savaş uçağı, El Salvador'un başkenti San Salvador'daki uluslararası havalimanına konuşlandırıldı.  

Havalimanında AC-130J Ghostrider saldırı uçağı, P-8 Poseidon keşif ve istihbarat uçağı ve C-40 Clipper saldırı jeti yer alıyor. Haberde, çeşitli özelliklere sahip uçakların ekim ortasından beri havalimanında bulunduğu aktarılıyor. 

Kargo ve yolcu taşımak için kullanılan Boeing 737'nin askeri versiyonu olan C-40 Clipper hakkında çok az bilgi bulunduğu, aracın saldırı uçaklarıyla birlikte konuşlandırılmasının "epey sıradışı olduğu" yazılıyor.

P-8A'nın istihbarat toplama ve keşif özelliklerine ek olarak torpido ve gemisavar füzeleri ateşleyebildiği belirtiliyor. 

AC-130J Ghostrider'ın da füze ve makineli tüfeklerle donatıldığı, karada veya denizdeki hedefleri imha etmek için tasarlandığı ifade ediliyor. Bu uçağın ABD Hava Kuvvetleri Özel Harekat Komutanlığı tarafından hassas görevlerde kullanıldığı aktarılıyor. 

Haberde, uçakların ABD ordusunun Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınağının bir parçası olduğu ifade ediliyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla NYT'ye konuşan iki askeri yetkili, uçakların bölgedeki "uyuşturucuyla mücadele" operasyonları kapsamında konuşlandırıldığını doğruluyor. 

ABD ordusu, El Salvador'daki uluslararası havalimanı arazisinde Cooperative Security Location Comalapa adlı bir askeri karargaha sahip. Uçakların da uyuşturucuyla mücadele operasyonları için 2000'de kurulan bu karargaha gönderildiği aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, uyuşturucu kaçakçılığını durdurma gerekçesiyle Latin Amerika'ya askeri yığınak talimatı vermişti. Eylülün başından bu yana bölgede en az 17 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 69'dan fazla kişiyi öldürdü. 

NYT'nin aktardığına göre bu operasyon kapsamında ilk kez ABD ordusuna ait uçaklar başka bir ülkeye konuşlandırıldı.

Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınak Venezuela yönetimini hedef alıyor. Trump, Venezuela lideri Nicolas Maduro'nun uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu olduğunu savunmuş, CIA'e ülkede operasyon talimatı verdiğini duyurmuştu. Washington, Maduro'nun başındaki para ödülünü de 50 milyon dolara çıkarmıştı.

Venezuela lideriyse ABD'nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine ilişkin "Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olduğumuz için bizi hedef alıyorlar" demişti.

Independent Türkçe, New York Times, Economist


Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
TT

Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)

Çin'in füze üretim tesislerinde yoğun hareketlilik yaşandığı bildiriliyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in incelediği uydu görüntülerine göre Çin, 2020'den bu yana füze üretimiyle bağlantılı tesislerini büyük ölçüde genişletti. 

Çin'in füze üretimiyle ilişkili 136 tesisin yüzde 60'ından fazlasının geliştirildiği aktarılıyor. 

Aralarında fabrika, araştırma üsleri ve test merkezlerinin yer aldığı bu tesislerin toplamda 2 milyon metrekarelik inşaat alanıyla genişletildiği belirtiliyor. Bazı tesislerde yeni kuleler ve sığınaklar inşa edildiği de yazılıyor. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Pasifik Forumu'ndan William Alberque şunları söylüyor: 

Burada Çin'in kendisini küresel bir süper güç olarak konumlandırdığını görüyoruz. Yeni bir silahlanma yarışının ilk aşamalarındayız. Çin şimdiden depara geçti ve maratona hazırlanıyor.

Haberde, 2012'de göreve başlayan Çin lideri Şi Cinping'in, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nu (ÇHKO) "dünya standartlarında" bir savaş gücü haline getirme hedefiyle büyük yatırımlar yaptığına dikkat çekiliyor. 

ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait tesislerin de genişletildiğine işaret ediliyor. Çin'in nükleer başlıkları, stratejik ve taktik füzeleri Roket Kuvvetleri'ne bağlı geliştiriliyor. Bu birim, sesten 5 kat daha hızlı gidebilen ve seyir halindeyken şekil değiştirdiği öne sürülen bir füze de tasarlamıştı.

CNN'in konuştuğu uzmanlar, yeni tesis ve füzelerin Çin'in olası Tayvan işgalinde önemli rol oynayabileceğini söylüyor.

Böyle bir senaryoda füzelerin, ABD Donanması'nı bölgeden uzak tutma stratejisinin merkezinde yer alacağı ifade ediliyor. Bu sayede ABD'nin Tayvan'a yardımının engellenmesi amaçlanıyor. 

ABD merkezli araştırma ve analiz kuruluşu CNA'dan Decker Eveleth, Pekin yönetiminin "Tayvan'ın işgali için gerekli koşulları oluşturmak istediğini" öne sürüyor. 

Pekin yönetimi bu yıl savunma bütçesini yüzde 7,2 artırmıştı. Böylelikle askeri harcamalarda üst üste 4 yıl boyunca yüzde 7'nin üzerine artışa gidilmişti. Ancak bazı uzmanlar, gerçek oranların resmi rakamlardan çok daha yüksek olabileceğini savunuyor.

Diğer yandan Çin'in füze üretiminin, Rusya'nın 2022'de başlattığı Ukrayna işgalini takip eden iki yılda neredeyse iki katına çıktığına dikkat çekiliyor. Alberque, "Çin, Ukrayna'da olup biten çok yakından takip ediyor" diyor. 

Pentagon ve Çin Savunma Bakanlığı, CNN'in yorum taleplerine yanıt vermedi. 

Independent Türkçe, CNN, SCMP