Netanyahu Gazze’deki savaşın sona ereceği tarihi ekim ayı olarak belirleyerek zaman kazanmaya mı çalışıyor?

Netanyahu, Trump'ın hoşnutsuzluğundan kaçınmak için İran-ABD müzakerelerinin sonuçlarını beklerken iç anlaşmazlıkları çözmeye çalışıyor

ABD İsrail'e Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için zamana bağlı bir mühlet verdi (AFP)
ABD İsrail'e Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için zamana bağlı bir mühlet verdi (AFP)
TT

Netanyahu Gazze’deki savaşın sona ereceği tarihi ekim ayı olarak belirleyerek zaman kazanmaya mı çalışıyor?

ABD İsrail'e Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için zamana bağlı bir mühlet verdi (AFP)
ABD İsrail'e Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için zamana bağlı bir mühlet verdi (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirmesi için verdiği son tarih öncesinde elini çabuk tutan İsrail, Gazze’de devam eden çatışmaların sona erdirilmesi için ekim ayına kadar süre tanıdı.

Tel Aviv, Netanyahu'nun arkadaşı ve Hamas'la müzakerelerdeki elçisi Ron Dermer'in sözleriyle, İsrail'in Gazze'deki savaşı ekim ayında sonlandırmak istediğini açıklarken birçok kişi, İsrail'in bu tarihi rastgele seçmediğini düşünüyor.

Birkaç hafta olarak verilen süre dolmak üzere

Şarku’l Avsat’ın  İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth 10 Nisan'da yayınlanan haberinde aktardığına göre  Trump’ın Netanyahu'ya karşı sabrının tükenmekte olduğunu ve Netanyahu'ya Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurması için üç haftadan fazla süre vermeyebilecek. Daha sonra İsrail devlet televizyonu KAN da dahil olmak üzere İsrailli medya kuruluşları, ABD'nin İsrail'e Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için belli bir süre verdiğini ve Netanyahu'nun askeri planlarını buna göre uyarlaması gerektiğini bildirdi.

asdefrg
Netanyahu Gazze’deki savaş ile ilgili kararını netleştirmek için ABD ile İran arasındaki müzakerelerin sonuçlanmasını bekliyor (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

Nisan ayı sona ererken Trump'ın Gazze’deki savaşın bitmesi için verdiği süre de doluyor. Arabulucular geçtiğimiz üç hafta boyunca Hamas ve İsrail yetkilileriyle bir esir takası anlaşması yapmak ve savaşı sona erdirmek için yaklaşık 10 öneri sundu, ancak hem Tel Aviv hem de Hamas bu önerileri reddetti.

Ekim ayı ve barıştan daha fazlası

İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, bir ön hamle olarak ‘Gazze'deki savaşın önümüzdeki ekim ayında sona ereceğini, Netanyahu'nun bu tarihte savaşı bitirmek istediğini, savaşın barış anlaşmalarının önünü açacak şekilde İsrail’in zaferiyle sona ereceğini ve daha fazla ülkenin İsrail’le ilişki kurmak isteyeceğini’ söyledi.

İsrailli siyaset araştırmacısı Caroline Kaneen yaptığı değerlendirmede, Dermer'in savaşın bitiş tarihini açıklamasının tesadüf olmadığını söyledi. Kaneen’e göre Netanyahu, Trump'ın Washington'da kendisiyle ile bir araya geldiğinde belirlediği sürenin dolacağını tahmin ederek ABD, Tel Aviv'e hesap sormaya başlamadan önce bu açıklamaları yapması için arkadaşına göz kırptı.

Savaşı sürdürmek için bir kaçış rampası

Netanyahu'nun Trump'ı kızdırmak ya da ona olan güvenini sarsmak istemediğini, ancak aynı zamanda siyasi ve otoriter geleceğini güvence altına almak için Gazze'deki savaşı sürdürmeyi istediğini düşünen Kaneen, “Eldeki bilgilere göre ABD Başkanı perde arkasında, yakında tüm rehinelerin serbest bırakılmasını ve Gazze'deki savaşın sona ermesini sağlayacak kapsamlı bir anlaşma üzerinde çalışıyor. Netanyahu, bunu sezerek bu teklifin önünü kesti. Savaşın sona erme tarihini önümüzdeki ekim ayı olarak belirleyerek ek bir süre istedi. Bu da ABD’nin savaşı sona erdirmeye yönelik herhangi bir önerisinin üstü kapalı bir şekilde, ancak akıllıca bir yolla reddedilmesi anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

frty
ABD ve İran haftalar önce nükleer konulu müzakerelere başladı (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

Trump’ın bir anlaşma adamı olduğunu ve İsrail ile çevre ülkeler arasında barış anlaşmaları imzalanmasını istediğini belirten İsrailli siyasi analist, ABD yönetiminin bu yüzden Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona ermesi için baskı yaptığını vurguladı. Kaneen’e göre Netanyahu şu anda savaşla sadece İsraillilerin bölünmesi, hükümetinin çökme tehdidi, ekonomik krizler ve hakkındaki yargı davaları gibi iç krizleriyle başa çıkmak amacıyla ilgileniyor ve bu yüzden savaşa devam ederek tüm bunlardan kaçıyor.

Gazzeliler korku içinde

Gazzeliler savaşın sona ereceği tarihle ilgili haberi duyduklarında korkuya kapılarak saldırıların bir an önce durmasını, daha fazla kan dökülmeden ve boğucu kuşatma nedeniyle açlıktan ölmeden barışın gelmesini umdular. Ayrıca daha fazla toprak kaybetmekten de korkuyorlar. Musab adındaki bir Gazzeli, “Netanyahu'nun belirlediği tarihe beş ay var. O zamana kadar kaç kişi daha kaybolacak? Kaçı bombardımanlarda, kaçı açlıktan ölecek? Önümüzdeki aylarda tüm bu krizler bizi bekliyor olacak” ifadelerini kullandı.

Gazzeli Sevsen ise şunları söyledi:

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz birkaç gün önce askeri operasyonların kapsamını genişletme tehdidinde bulundu. Ekim ayına kadar İsrail, Gazze topraklarını yok etmiş ve burayı bir tampon bölgeye dönüştürmüş olacak.

Netanyahu, ABD-İran müzakerelerinin sonuçlarını bekliyor

Siyasi analist Taysir Abid'e göre Netanyahu planlarını netleştirmek için İran-ABD müzakerelerinin sonuçlarını bekliyor ve o zamana kadar Gazze'deki çatışmalarla ilgili net bir tabloya sahip olacağına inanıyor.

ABD ve İran, bundan birkaç hafta önce nükleer meseleyle ilgili müzakerelere başladı. Netanyahu, bu müzakerelerin Yeni Ortadoğu için kapsamlı planın bir parçası olduğunu ve sadece bir müzakereden ibaret olmadığını vurguladı. Netanyahu, 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından bu yana İran'ı bombalamaya ve ona karşı bir savaş başlatmaya çalışsa da ABD’de birbiri ardına iktidara gelen yönetimler bunu yapmasını engelledi. Trump, bir açıklamasında, “İran ile diyaloğu bomba atmaya tercih ederim” dedi. Trump her ne kadar İran'la bir anlaşmaya varılması için iki aylık bir süre tanısa da uluslararası medya kuruluşları bu sürenin uzatılabileceği tahminlerini bildirdi. Ancak bu durum, Ortadoğu'daki tüm silahlı vekillerine yaptığı gibi Tahran'a askeri olarak saldırmaktan yana olan Netanyahu'yu kızdırdı. Buna karşın Trump, İran'a karşı askeri seçeneği geçici olarak askıya almaya ve müzakerelere kapı açmaya karar verdi ve İsrail hükümetine mevcut aşamada İran'a yönelik herhangi bir askeri saldırıyı desteklemeyeceğini bildirdi. Ancak Netanyahu, nükleer tesislerine girilmesine ve bu tesislerin imhasına izin vermediği sürece İran'la yapılacak herhangi bir anlaşmanın işe yaramayacağını öne sürdü. Trump ise Netanyahu’nun İran'la savaşabileceğini, ama ABD’nin böyle bir savaşa sürüklenmeyeceğini belirterek “İsraillilerin bunu yapmasını engellemedim, ancak bunu onlar için kolaylaştırmadım da” şeklinde cevap verdi.

Tüm savaşların Gazze ile ilişkilendirilmesi

Siyasi araştırmacı Taysir Abid, Netanyahu’nun önümüzdeki ekim ayını savaşın sona ereceği takvim olarak belirleyerek süreyi uzattığını ve İran-ABD müzakerelerinin sonuçlarını beklemek istediğini ve eğer bu sonuçları beğenmezse Tahran'a karşı askeri bir operasyona girişmek ve bunu Gazze ile ilişkilendirmek zorunda kalacağını düşünüyor. İsrail'in müzakerelerin sonuçlarının kendi koşullarını karşılamasını istediğini, ancak Tahran’ın bunu reddedeceğini ve burada kazananın İsrail olacağını söyleyen Abid, “Netanyahu, Gazze konusunda Trump'la ters düşemez. Çünkü ABD ile iyi bir ilişki kurup Tahran'ı bombalamak ve ardından sadece Gazze'de değil, Ortadoğu'da da savaşı tamamen bitirmek istiyor” yorumunda bulunda.

Netanyahu’nun Trump'tan çekindiğini ve bu yüzden savaşın bitiş tarihi olarak önümüzdeki ekim ayını belirlediğini düşünen Abid, bunu İsrail'in hedeflerine ulaşması için birkaç haftası olduğunu açıkça söyleyen ABD Başkanı'na bir başka mesaj olarak nitelendirdi. Abid’e göre İsrail Başbakanı, bu şekilde daha fazla zaman kazanarak ABD’nin baskısından kaçmaya çalışıyor, ama başarılı olup olmayacağı bilinmiyor.

Trump, nisan ayında Gazze ile ilgili yaptığı bir açıklamada “Tüm rehinelerin serbest bırakılması için çalışıyoruz. Savaşın sona erdiğini görmek istiyorum ve bunun yakında gerçekleşeceğini umuyorum” ifadelerini kullandı. Netanyahu, savaşın bitiş tarihi olarak ekim ayını belirlerken, İran-ABD müzakerelerinin sonuçlarını beklediğini, Gazze'nin geleceğine dair bir planla ilgili son rötuşları yaptığını ve İsrail hükümetindeki iç anlaşmazlıkları çözmeye çalıştığını savunuyor. Gazze Şeridi’ndeki savaş gerçekten o tarihe kadar devam edecek mi yoksa yakında sona mı erecek?



Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
TT

Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)

Şilililer dün, Augusto Pinochet'nin diktatörlüğünün sona ermesinden 35 yıl sonra, en sağcı cumhurbaşkanını seçti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun resmi sonuçlarına göre Jose Antonio Kast oyların yüzde 58'ini alırken, rakibi yenilgiyi kabul etti.

10 milyondan fazla oy sayıldıktan sonra, toplam oyların yaklaşık yüzde 70'ini temsil eden sonuçlarla, Kast, geniş bir sol koalisyonun başında bulunan Komünist Parti üyesi Janet Jara'ya karşı açık bir üstünlük sağladı.

51 yaşındaki Jara, yenilgiyi kabul ederek sosyal medya paylaşımında seçmenlerin yüksek sesle ve açıkça konuştuğunu ve cumhurbaşkanı seçilen kişiye tebriklerini ve en iyi dileklerini ilettiğini söyledi.

Muhafazakâr Katolik Cast, kampanyasını Şili'deki suçlarla mücadeleye odakladı ve çoğu Venezuelalı olmak üzere yaklaşık 340 bin belgesiz göçmeni sınır dışı edeceğine söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği nilgiye göre Kast, askeri diktatörlüğün açık bir destekçisi ve Pinochet hayatta olsaydı ona oy vereceğini söylemişti.

16 Kasım'da yapılan ilk turda, her iki aday da oyların dörtte birini aldı ve sol kanat az bir farkla öndeydi. Ancak, tüm sağcı adaylar birlikte oyların yüzde 70'ini topladı.


Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.