Trump, Ukrayna’ya silah göndermeye hazırlanıyor

Ukrayna-Rusya arasındaki dolaylı barış görüşmeleri yavaşlarken çatışmalar devam ediyor (Reuters)
Ukrayna-Rusya arasındaki dolaylı barış görüşmeleri yavaşlarken çatışmalar devam ediyor (Reuters)
TT

Trump, Ukrayna’ya silah göndermeye hazırlanıyor

Ukrayna-Rusya arasındaki dolaylı barış görüşmeleri yavaşlarken çatışmalar devam ediyor (Reuters)
Ukrayna-Rusya arasındaki dolaylı barış görüşmeleri yavaşlarken çatışmalar devam ediyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'ya ilk askeri teçhizat satışını yapmaya hazırlanıyor.

Guardian'ın haberinde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Ukrayna'ya en az 50 milyon dolarlık savunma donanımı gönderilmesini onayladığı aktarılıyor.

Böylelikle ABD Başkanı, göreve geldikten kısa süre sonra Ukrayna'ya tüm askeri yardımları durdurmasının ardından Kiev'e ekipman gönderilmesi için ilk kez izin vermiş oldu.

Ancak satışın gerçekleşebilmesi için Kongre'nin onayından da geçmesi gerekiyor. Askeri teçhizat paketinde ne tür silahlar olduğuna dair bilgi paylaşılmadı.

Guardian'ın haberinde, askeri ekipman gönderme hamlesinin iki ülke arasında yapılan maden anlaşmasının ardından geldiğine dikkat çekiliyor. Bu anlaşma sayesinde Washington'ın tekrar Kiev'e silah göndermeye başlayabileceği belirtiliyor.

ABD ve Ukrayna, uzun müzakerelerin ardından dün nadir toprak elementlerinin kullanımını da kapsayan "ekonomik ortaklık" anlaşmasının imzalandığını duyurmuştu. Anlaşma uyarınca ABD, bugüne kadarki askeri ve finansal desteği karşılığında Ukrayna'nın doğal kaynaklarına erişebilecek. Ayrıca "ABD-Ukrayna Yeniden Yapılandırma Yatırım Fonu" da kurulacak.

Seçim kampanyası boyunca Ukrayna savaşını bir günde bitireceği vaadiyle gündem olan Trump, dünkü açıklamasında Kiev'le yapılan anlaşmanın "güvenlik garantisi" sağlayacağını ve Rusya'yı "engelleyebileceğini" ifade etti.

Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, bu anlaşmanın "hava savunma sistemleri de dahil yeni Amerikan silahlarının tedarikini garanti ettiğini" söylemişti. Podolyak, bunların maliyetinin ortak fona yatırılacağını ve en az 2034'e kadar tüm yatırım gelirlerinin Ukrayna için kullanılacağını belirtmişti.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, geçen ay yaptığı açıklamada, Amerikan üretimi Patriot füzelerinden satın almak için 30 ila 50 milyar dolarlık bir yatırım planladıklarını bildirmişti.

Diğer yandan ABD-Ukrayna hattında maden anlaşması için diplomasi trafiği yürütülürken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, nadir toprak elementi alanında ABD'yle ortak çalışmaya hazır olduklarını söylemişti. Göreve geldiğinden beri Kremlin'e yakın bir çizgi çizen Trump'ın, Ukrayna'yla ekonomik ortaklık anlaşması ve Kiev'e silah satışı kararının bu politikayı nasıl etkileyeceği henüz belli değil.

Independent Türkçe, Guardian, Kyiv Post



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.