Çernobil faciasından onlarca yıl sonra tarım arazileri üretime uygun bulundu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Çernobil faciasından onlarca yıl sonra tarım arazileri üretime uygun bulundu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

1986 Çernobil nükleer faciasından sonra terk edilen Ukrayna tarım arazilerinin yeniden tarıma uygun hale geldiği yeni bir araştırmada ortaya kondu.

Nükleer kazanın ardından Ukrayna'nın kuzeyindeki geniş alanların tarım için fazlasıyla tehlikeli olduğu belirlenmişti.

Nükleer santralin etrafındaki 4 bin 200 kilometrekarelik Çernobil Hariç Tutma Bölgesi bugün hâlâ ıssız ve Avrupa'nın en büyük doğa rezervlerinden biri.

Ancak hiçbir zaman tamamen terk edilmeyen 2 bin kilometrekarelik Zorunlu Yeniden Yerleşim Bölgesi'nde binlerce kişi yaşıyor. Felaketten bu yana geçen yıllarda, radyoaktif bozunma ve yüzey topraklarının erozyona uğraması nedeniyle bölgedeki radyasyon seviyeleri kayda değer derecede düştü. Yine de terk edilmiş araziler, 1991'de imar kriterlerinin uygulamaya konmasından bu yana yeniden sınıflandırılmadı.

Son yıllarda bölgedeki bazı çiftçiler duruma el koyarak seyrek tarımsal üretime başladı.

Journal of Environmental Radioactivity adlı hakemli dergide yayımlanan yeni bir çalışma, arazilerin çoğunda ekinlerin güvenli bir şekilde yetiştirilebileceğini doğruluyor.

Araştırmacılar Jıtomır bölgesindeki yaklaşık 100 hektarlık arazinin kirlenme seviyelerini inceledi ve patates, tahıl, mısır ve ayçiçeği gibi yaygın ekinlerin radyoaktif madde emilimini tahmin etti.

Toprak örneklerini analiz edip dış gama radyasyonunu ölçerek tarım işçilerine verilen etkin radyasyon dozunun, Ukrayna'nın ulusal güvenlik eşiğinin epey altında kaldığını doğruladılar.

Araştırmacılar radyasyon miktarının, tüm dünyada doğal bir şekilde görülen arka plan radyasyon seviyelerinden önemli ölçüde düşük olduğunu tespit etti.

Bu da uygun izleme yapılması ve Ukrayna gıda güvenliği yönetmeliklerine uyulması halinde, daha önce kısıtlanmış bu bölgelerde pek çok ekinin güvenle yetiştirilebileceği anlamına geliyor.

Portsmouth Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Jim Smith, "1986'dan bu yana Çernobil'deki radyasyon riskleri hakkında pek çok yanlış bilgi var ve bu durum terk edilmiş bölgelerde halen yaşayanları olumsuz etkiliyor" diyor.

Bu araştırma Çernobil faciasından etkilenen topluluklar için önemli.

Yeni çalışma, kıymetli tarım arazilerinin değerlendirilmesi ve yeniden üretime kazandırılmasına yönelik bilimsel bir yaklaşımın ana hatlarını çiziyor. Dr. Smith "Bu sadece Çernobil'le ilgili değil. İnsanların korunmasını ve arazilerin gereksiz yere israf edilmemesini sağlamak için bilimi ve kanıtları kullanmakla ilgili" diyor.

Burada geliştirilen yöntemler dünya çapında radyoaktif kirliliğe maruz kalmış diğer alanlara da uygulanabilir.

Independent Türkçe



Borrell: İsrail Gazze'de soykırım yapıyor

Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)
Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)
TT

Borrell: İsrail Gazze'de soykırım yapıyor

Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)
Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)

Eski AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail hükümetini Gazze'de soykırım yapmakla ve "II. Dünya Savaşı'nın sonundan beri en büyük etnik temizlik operasyonunu yürütmekle" suçlayarak sert bir çıkış yaptı; tüm amacın harika bir turizm merkezi yaratmak olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığı habere göre Borrell, AB'nin İsrail'i etkilemek için elindeki tüm araçları kullanmamasını da eleştirerek, sadece pişmanlık duymanın yeterli olmadığını belirtti.

Borrell, dün İspanya'nın güneybatısında Kral Felipe'nin de aralarında bulunduğu üst düzey yetkililerin önünde Charles V Avrupa Ödülü'nü alırken, "İsrail'in 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırılarında yaşadığı dehşet, daha sonra Gazze'ye yaşattığı dehşeti haklı çıkaramaz" ifadelerini kullandı.

Josep Borrell, Avrupa Birliği'nin, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana gerçekleşen en büyük etnik temizlik eylemine verdiği tepkiyi de eleştirdi.

"Gazze'den milyonlarca ton moloz kaldırılıp Filistinliler ölünce veya göç edince, harika bir turizm merkezi yaratmak için II. Dünya Savaşı'ndan beri en büyük etnik temizlikle karşı karşıyayız" dedi.

Borrell Avrupa Charles V Ödülü'nü aldı (EPA)Borrell Avrupa Charles V Ödülü'nü aldı (EPA)

Geçtiğimiz şubat ayında ABD Başkanı Donald Trump, savaştan harap olmuş Gazze'deki yaklaşık iki milyon Filistinlinin başka yerlerdeki yeni evlere taşınmasını önermişti. Böylece ABD, Gazze Şeridi'ne asker gönderebilecek, kontrolü ele geçirebilecek ve bir "Ortadoğu Rivierası" inşa edebilecekti.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilere, “Gerçekten yüksek kaliteli konutlar inşa ediyorsunuz, güzel bir kasaba gibi, yaşayabilecekleri ve ölmeyecekleri bir yer; çünkü Gazze, onların sonunda öleceklerinin garantisidir” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv-DPA)ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv-DPA)

Eski diplomat, İsrail'i tüm çatışma kurallarını ihlal etmekle ve Gazze'deki sivil halkı aç bırakarak “açlığı savaş silahı” olarak kullanmakla suçladı.

Borell, “Gazze'ye Hiroşima'da kullanılan bombanın üç katından fazla patlayıcı güç atıldı” dedi.

Şöyle devam etti “Aylardır Gazze'ye hiçbir şey girmiyor. Hiçbir şey: su yok, yiyecek yok, elektrik yok, yakıt yok, sağlık hizmetleri yok. (Binyamin) Netanyahu'nun bakanları bunu söyledi ve bunu yaptılar."

Ve ekledi: “Gazze'ye düşen bombaların yarısını biz gönderiyoruz. Eğer gerçekten çok sayıda insanın öldüğüne inanıyorsak, doğal tepki silah tedarikini azaltmak ve ortaklık anlaşmasını kullanarak uluslararası insani hukuka saygı gösterilmesini talep etmek olmalı, bunun yapılmadığından şikayet etmekle yetinmemeliyiz.”