Almanya savunma bütçesinde ciddi artış planlıyor

Almanya, Ukrayna savaşının ardından orduyu yenileme çalışmalarını artırdı (Reuters)
Almanya, Ukrayna savaşının ardından orduyu yenileme çalışmalarını artırdı (Reuters)
TT

Almanya savunma bütçesinde ciddi artış planlıyor

Almanya, Ukrayna savaşının ardından orduyu yenileme çalışmalarını artırdı (Reuters)
Almanya, Ukrayna savaşının ardından orduyu yenileme çalışmalarını artırdı (Reuters)

Almanya, bu yıl savunma bütçesinde ciddi bir artış yapmayı planlıyor.

Reuters’ın aktardığına göre Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, ülkenin yıllık savunma bütçesini 60 milyar euronun üzerine çıkarmayı hedefliyor.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, Pistorius’un gelecek 4 yıl boyunca yıllık savunma bütçesini bu seviyenin üzerinde tutmayı planladığını söylüyor. Bütçenin, federal hükümetin orta vadeli harcama planlarıyla karşılanacağı belirtiliyor.

Kaynaklar, Pistorius’un planladığı rakamın henüz netleşmediğini söylüyor. Başka bir yetkili, Savunma Bakanlığı’nın bütçeyi 63 milyar euroya çıkarabileceğini ifade ediyor.

2024’te savunma bütçesi 52 milyar euro olarak belirlenmişti. Bu bütçeye, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline yanıt olarak oluşturulan 100 milyar euroluk özel bir fondan 20 milyar euro aktarılmıştı. Almanya ordusunun yenilenmesi için kurulan bu fonun 2028’e kadar tamamen kullanılması öngörülüyor.

Eski Almanya Başbakanı Olaf Scholz liderliğindeki koalisyon, Pistorius’un hedeflediği rakamdan 10 milyar daha az artışı öngören bir bütçe paketini kasımda sunmuştu. Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, dün Almanya’nın yeni başbakanı seçilmişti.

Olaf yönetiminden halen görevini sürdüren tek bakan Pistorius. Savunma bakanının hedefine göre yeni hükümet, askeri bütçeyi artırma seçeneğine daha yakın duruyor.

Diğer yandan fonların “zamanında ödenememesi” zorluk da yaratabilir. Almanya Savunma Bakanlığı, fonların yavaş ödenmesi nedeniyle geçen sene NATO'nun askeri harcamaların, gayrisafi milli hasılaya oranının yüzde 2 olmasına yönelik hedefini tutturmakta zorlanmıştı.

Buna ek olarak ABD Başkanı Donald Trump da Avrupa ülkelerine savunma harcamalarını artırma baskısı yapıyor. Almanya’nın yeni lideri Merz, göreve geldikten sonra yaptığı konuşmada, hem bütçe artırma baskısına hem de radikal sağcı Almanya için Alternatif’le (AfD) ilgili tartışmalara istinaden Washington’a “iç işlere karışmama” mesajı vermişti.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP