Tahran, Washington ile müzakerelerinde "denklik" arıyor

Amerika yaptırımlar uyguluyor... Rusya ise gerilimden kaçınılması çağrısında bulunuyor

Tahran'ın bin 200 kilometre güneyindeki İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr (Reuters - Arşiv)
Tahran'ın bin 200 kilometre güneyindeki İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr (Reuters - Arşiv)
TT

Tahran, Washington ile müzakerelerinde "denklik" arıyor

Tahran'ın bin 200 kilometre güneyindeki İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr (Reuters - Arşiv)
Tahran'ın bin 200 kilometre güneyindeki İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr (Reuters - Arşiv)

İran, ABD ile nükleer programı konusunda yapılacak müzakerelerin kaderini tahmin etmeyi reddetti, ancak diyaloğun "eşitlik ortamında ve dayatmalardan uzak" yürütülmesinin önemini vurguladı.

Bu tavır, İsrail'in Kızıldeniz'de Husilerle ateşkes anlaşmasına rağmen İran'a karşı gerginliği artırdığı ve uluslararası alanda askeri gerginliğin tırmanacağı yönündeki endişelerin yaşandığı bir dönemde alındı.

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Ekber Ahmediyan, gelecekteki müzakerelerin sonucunun "öngörülemez" ve ABD'nin davranışlarına ve müzakere koşullarına bağlı olduğunu vurguladı.

Devrim Muhafızları'na bağlı Tasnim haber ajansı, Ahmediyan'ın, "Baskı ve tehdit altında doğrudan müzakereler mantıksız ve onursuzdur" dediğini aktardı. Ahmediyan ise "Eşit bir ortamda ve dayatmalardan uzak bir diyalog, akılcı ve onurlu bir yaklaşımdır" ifadesini kullandı.

Ahmediyan, "İran'ın kırmızı çizgileri açık ve net"dedi ancak müzakerelerin seyri ve gelecekteki sonuçlarının "diğer tarafın, özellikle de ABD yönetiminin bu konuyu nasıl ele aldığına bağlı olduğunu" vurguladı.

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Washington ile Husiler arasında Kızıldeniz'de seyrüsefer serbestisini de içeren ateşkesin açıklanmasının ardından, ülkesinin Tahran ile "İran'ın küresel ekonomiye yeniden entegrasyonunu içeren" bir anlaşmaya varacağını öngördü.

dcfgth
İran Dini Lideri Ali Hamaney ve ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Vance, dün yaptığı basın açıklamasında, "İran sivil amaçlı nükleer enerjiye sahip olabilir, ancak nükleer silah elde edemez" ifadesini kullanarak, iki ülke arasındaki görüşmelerin "şimdiye kadar iyi" gittiğini kaydetti.

New York Times gazetesi, İranlı yetkililerin, ülkelerinin Kızıldeniz saldırılarını durdurmak için Husiler üzerindeki nüfuzunu kullandığını söylediğini aktardı ve bunun, Washington ile Tahran arasında bir anlaşmanın yakın olduğunu gösterdiğini belirtti.

İran ordusu hazır

Son saatlerde İsrail tarafında gerilim arttı. Kızıldeniz ateşkesine yol açan anlaşmadan dışlandığını hisseden İsrail'in doğrudan bir çatışmaya doğru koştuğu görülüyor.

Şarku’l Avsat’ın İran'ın ISNA haber ajansından aktardığına göre İran Hava Kuvvetleri Komutanı, ajansa yaptığı açıklamada, hava kuvvetlerine ait tüm savaş uçaklarının mühimmat, teçhizat ve yerli üretim uzun menzilli füzelerle donatıldığını belirterek sert bir tavır sergiledi.

Tuğgeneral Hamid Vahidi, İran Hava Kuvvetleri'nin en üst düzeyde hazırlıklı ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı'nın emirlerini yerine getirmeye hazır olduğunu belirtti.

Rusya ve Çin daha sonra ortak açıklama yaparak, İran'ın nükleer programı konusunda gerginliğin tırmandırılmaması ve askeri eyleme başvurulmaması çağrısında bulundu.

İran petrolüne yaptırımlar

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, İran'dan petrol satın aldıkları gerekçesiyle Washington'da özel bir Çin petrol rafinerisi ve Çin'deki liman işletmecilerine yaptırım uyguladı. ABD Hazine Bakanlığı, Hebei Xinhai Kimyasal Rafinerisi ve üç Çinli liman işletmecisi şirkete yaptırım uyguladı. Bu, Trump yönetiminin İran'ın ihracat gelirlerini kesme ve Tahran'a nükleer programını sınırlama anlaşması yapması yönündeki baskısını artırma çabalarını yoğunlaştırdığı bir dönemde hedef aldığı son bağımsız Çin rafinerisi oldu.



Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçkin üniversitelerle mücadelesinin başlamasından sadece birkaç gün sonra, federal göçmenlik görevlileri mart ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki yurdunda Filistinli öğrenci Mahmud Halil'i gözaltına aldı.

Trump yönetimi, Filistinlileri destekleyen diğer yabancı öğrencileri gözaltına alarak ve Halil'in en önde gelen aktivistlerinden biri olduğu Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketine tanık olan Columbia, Harvard ve diğer özel eğitim kurumlarına verilen milyarlarca dolarlık araştırma hibelerini iptal ederek mücadelesini artırırken, Halil üç aydan fazla bir süre Louisiana kırsalındaki bir gözaltı merkezinde tutuldu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre 30 yaşındaki Halil, “Soykırıma karşı durduğum için hiç pişman değilim… Doğru olanı savunduğum için, yani savaşa karşı çıktığım ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Halil, hükümetin kendisini susturmaya çalıştığına ama aksine bunun kendisine daha geniş bir platform sağladığına inanıyor.

Halil serbest bırakıldıktan sonra New York'a döndüğünde havaalanında Trump'ın siyasi muhaliflerinden Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez tarafından karşılandı. Gözaltına alındığı için doğumunu kaçırdığı eşi ve küçük oğluyla buluştuğu sırada destekçileri Filistin bayrakları salladı.

İki gün sonra Columbia Üniversitesi'nin Manhattan kampüsü yakınlarındaki katedralin merdivenlerinde düzenlenen bir mitingin yıldızı oldu ve burada üniversite yetkililerini eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta, 2025 New York Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde Demokrat Parti ön seçimini kazanan Filistin yanlısı Zohran Mamdani ile birlikte coşkulu kalabalığın karşısına çıktı.

Halil şunları söyledi: “Bu durumda olmayı ben seçmedim; Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) seçti... Bunun elbette hayatım üzerinde büyük bir etkisi oldu. Dürüst olmak gerekirse halen yeni gerçekliğim üzerine düşünmeye çalışıyorum.”

Mayıs ayındaki mezuniyet törenine katılamayan Halil gözaltından işsiz olarak çıktı. Uluslararası bir yardım kuruluşunun siyasi danışman olarak çalışması için yaptığı teklifi geri çektiğini söyledi.

Hükümet temyiz başvurusunu kazanıp onu tekrar gözaltına alabilir. Bu nedenle Halil önceliğinin oğlu ve diş hekimi eşiyle mümkün olduğunca çok zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil'in eşi Dr. Nur Abdullah ABD vatandaşı. Halil'e geçen yıl ABD'de kalıcı oturma izni verildi.

Yüksek lisans öğrencisi olarak 2022 yılında New York'a taşındı ve Columbia Üniversitesi yönetimi ile üniversitenin İsrail ordusunu destekleyen silah üreticileri ve diğer şirketlere yaptığı yatırımlara son vermesini talep ederek kampüs parkında eylem yapan protestocular arasındaki başlıca öğrenci müzakerecilerinden biri oldu.

Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

Halil herhangi bir suçla itham edilmedi. Ancak ABD hükümeti geniş kapsamlı bir göçmenlik yasasına dayanarak onun ve diğer bazı Filistin yanlısı uluslararası öğrencilerin ‘yasal ancak tartışmalı’ konuşmalarının ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verebileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmeleri gerektiğini savundu.

Davaya bakan federal yargıç, Trump yönetiminin Halil'i sınır dışı etmek için öne sürdüğü temel gerekçenin, ifade özgürlüğü haklarının anayasaya aykırı bir şekilde ihlal edilmesi olduğuna hükmetti. Hükümet karara itiraz ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Abigail Jackson sorulara cevaben şunları söyledi: “Bu ifade özgürlüğü ile ilgili değil, Hamas teröristlerini desteklemek ve kampüsleri güvensiz hale getiren ve Yahudi öğrencileri taciz eden kitlesel protestolar düzenlemek için ABD'de bulunma hakkı olmayan kişilerle ilgili.”

Columbia Üniversitesi'nin politikasına meydan okuma

Halil, antisemitizm bahanesini kınadı ve Yahudi öğrencileri protesto hareketinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olarak tanımladı. Hükümetin, Trump'ın Amerikan karşıtı, Marksist ve ‘radikal sol’ ideolojilerin hâkim olduğunu söylediği Amerikan yüksek öğretimini yeniden şekillendirmek için ‘antisemitizmi’ bahane olarak kullandığını söyledi.

Trump yönetimi Columbia'ya ve diğer üniversitelere, çoğunlukla biyomedikal araştırmalar için verilen federal hibe parasının, hükümet kimi kabul ettikleri, işe aldıkları ve ne öğrettikleri konusunda daha fazla denetime sahip olmadıkça devam etmeyeceğini bildirdi ve ‘daha fazla entelektüel çeşitlilik’ çağrısında bulundu.

Harvard'ın aksine Columbia Üniversitesi, hükümetin hibeleri aniden iptal etmesine itiraz etmedi ve Trump yönetiminin protestolarla ilgili kuralların sıkılaştırılması yönündeki bazı taleplerini, finansmanın yeniden başlatılmasına yönelik müzakerelerin ön koşulu olarak kabul etti.

Halil, Columbia'nın eylemlerini yürek parçalayıcı olarak nitelendirdi. Halil, “Columbia, yükseköğretim kurumlarının nasıl yönetildiğine dair her ayrıntıya müdahale etmesine izin vererek kurumu Trump yönetimine teslim etti” dedi.

Columbia Üniversitesi yönetimi, müzakereler devam ederken akademik özerkliği korumanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi Sözcüsü Virginia L. Abrams, üniversite yetkililerinin Halil'in nitelendirmesine ‘kesinlikle katılmadıklarını’ ifade etti.

Abrams yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi, Halil de dahil olmak üzere, öğrencilerin güçlü bir şekilde inandıkları konularda konuşma hakkını tanır... Ancak üniversitenin, kampüsteki herkesin ayrımcılık ve tacizden uzak bir kampüs topluluğuna katılabilmesini sağlamak için kurallarına ve politikalarına uyması da önemlidir” ifadelerini kullandı.

Halil, Columbia ve Trump'ın hedefindeki diğer üniversiteleri öğrencilerine kulak vermeye çağırdı.

Halil sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Öğrenciler, bu kampüsün insan hakları ve uluslararası hukuka nasıl uyabileceğine ve tüm öğrencileri nasıl kapsayabileceğine dair net bir plan sundular... Meselelerin neresinde dururlarsa dursunlar herkes kendini eşit hissedecek... Üniversite yönetimi öğrencileri dinlemek yerine siyasi baskıya boyun eğmeyi tercih ediyor.”