20 ülke liderinin katılımıyla... Putin, cephede ateşkes olmaksızın 9 Mayıs'ı ihtişamlı bir şekilde kutluyor

TT

20 ülke liderinin katılımıyla... Putin, cephede ateşkes olmaksızın 9 Mayıs'ı ihtişamlı bir şekilde kutluyor

Yabancı delegasyon başkanları, Zafer Günü'nde Moskova'daki Meçhul Asker Anıtı'na çelenk koyma törenine katıldı. (Reuters)
Yabancı delegasyon başkanları, Zafer Günü'nde Moskova'daki Meçhul Asker Anıtı'na çelenk koyma törenine katıldı. (Reuters)

Rusya, Sovyetler Birliği'nin İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'na karşı kazandığı zaferin 80’inci yıldönümünü bugün Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in de katıldığı bir askerî geçit töreniyle kutladı.

Anma töreni, üç yıl süren yıkıcı savaşla bağlantılı olarak Ukrayna'nın olası saldırıları beklentisiyle sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleşti.

Joseph Stalin'den bu yana Kremlin'de en uzun süre görev yapan Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus birlikleri geçit töreni yaparken Kızıl Meydan'da Vladimir Lenin'in mozolesinin yanında üstü kapalı bir platformda Şi, diğer liderler ve gazilerin yanında durdu.

Zafer Günü geçit töreninde yer alan Rus askeri araçları (EPA)
Zafer Günü geçit töreninde yer alan Rus askeri araçları (EPA)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Nazi Almanyası'na karşı kazanılan zaferin 80’inci yıldönümünde Moskova'daki Kızıl Meydan'da Rus askerlerine ve 20 kadar ülkenin liderlerine hitap edecek.

Rusya Devlet Başkanı her yıl olduğu gibi bu yıl da Kremlin duvarları önünde büyük bir askerî geçit töreniyle doruğa ulaşacak olan kutlamalar münasebetiyle askerlerine 8-10 Mayıs tarihleri arasında Ukrayna'da ateşkese uymaları emrini verdi.

2022'den bu yana geniş çaplı bir Rus işgaliyle karşı karşıya olan Ukrayna, dün Rus ordusunu cephe hattı boyunca saldırılar düzenlemekle suçladı ve yüzlerce ateşkes ihlalini gerekçe gösterdi.

Rus kuvvetleri ateşkese uyduklarını söyledi ve yalnızca Ukrayna'nın ihlallerine ‘karşılık verdiklerini’ vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam, iki ülkeyi otuz günlük ‘koşulsuz ateşkese’ uymaya çağırdı.

Putin'in yanı sıra aralarında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva'nın yanı sıra Kazakistan, Belarus, Vietnam, Ermenistan, Küba ve Venezuela gibi Rus müttefiklerinin de bulunduğu yaklaşık 20 devlet başkanının kutlamalara katılması bekleniyor.

Batılı ülkelerin Rusya'yı izole etme politikasına rağmen, Brüksel'in taleplerine karşı çıkan Slovakya Başbakanı Robert Fico, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik de kutlamalara katılacak.

Eşi benzeri görülmemiş törenler

Moskova ile Kiev arasında salı gününden bu yana karşılıklı hava saldırıları devam ediyor. Bu süreçte Rusya, Ukrayna insansız hava araçlarının (İHA) saldırıları nedeniyle yüzlerce uçuşu erteledi ya da iptal etti.

Kremlin, kutlamaların güvenliğini sağlamak için, İHA saldırılarını engellemek amacıyla internet erişimini sınırlamak da dahil olmak üzere ‘gerekli tüm önlemleri’ aldığını duyurdu.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Moskova'da yapılması planlanan askerî geçit törenini ‘yalan gösterisi’ olarak nitelendirdi.

Rus yetkililer, 9 Mayıs'ın Rusya ve diğer eski Sovyet cumhuriyetlerindeki ulusal anlatıda önemli bir dönüm noktası olması nedeniyle bu yılki kutlamaların ölçek açısından benzeri görülmemiş olduğunu vurguladı.

Rusya'nın başkentinin sokakları bayraklarla süslenirken, çoğu mağaza ve restoran 1945 zaferini ‘anma’ ve ‘gurur duyma’ çağrısı yapan posterler astı.

Putin son üç yılda Ukrayna'ya yönelik saldırısını savunmak için sık sık Nazi Almanya'sına karşı kazanılan zafere atıfta bulunmuş ve Rusya'nın, topraklarının neredeyse yüzde 20'si Rus ordusu tarafından işgal edilmiş olan komşu ülkeden ‘Nazizmin kökünü kazımak’ istediğini vurgulamıştı.

Sovyetler Birliği'nde 20 milyondan fazla insanın hayatına mal olan ve halkın muazzam fedakarlıklarını gerektiren İkinci Dünya Savaşı, toplumda halen hissedilen bir travma bırakmış ve Rusya Devlet Başkanı'nın istismar ettiği vatanseverlik duygusunu körüklemiştir.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlamasından kısa bir süre sonra Rus yetkililer, orduya yönelik her türlü eleştiriyi yasakladı ve baskıyı yoğunlaştırarak yüzlerce kişinin gözaltına alınıp hapsedilmesine ve binlercesinin sürgüne gitmesine neden oldu.

Saldırı korkusu

Kızıl Meydan'daki dev askerî geçit törenine devlet başkanlarının yanı sıra aralarında Çin, Vietnam ve Myanmar'dan askerlerin de bulunduğu 13 ülkeden askerler katılıyor.

Çin ve Rusya devlet başkanları dün Moskova'da bir araya gelerek ‘otoriter’ Batı'ya karşı birlik olduklarını gösterdiler.

Çin, Rusya'nın Batı yaptırımlarını delmesine yardım etmek ve Kiev'in kısa süre önce iddia ettiği gibi silah sağlamakla suçlanıyor, Pekin ise bunu reddediyor.

Ülkenin güneybatısındaki Krasnodar da dahil olmak üzere Rusya'nın çeşitli bölgelerindeki yetkililer, Ukrayna saldırılarından korktukları için bu yıl 9 Mayıs törenlerini iptal etti.

Ülkenin dört bir yanından büyük kalabalıklar 9 Mayıs geçit töreni için Moskova'ya geliyor.



Esad rejiminin ardından: Suriye toplu mezarlar ülkesine dönüştü

HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
TT

Esad rejiminin ardından: Suriye toplu mezarlar ülkesine dönüştü

HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)

Beşar Esad rejiminin yıkılmasının ardından Suriye'de toplu mezarlar çıkmaya devam ediyor. 

Wall Street Journal'ın haberinde, Esad rejiminin 8 Aralık'ta devrildiği Suriye'nin toplu mezarlarla dolu bir ülkeye dönüştüğü yazılıyor. 

Dera iline bağlı İzra şehrinde yeni sahiplerine satılan bir çiftlikte toprağın altından 31 ceset çıktığı aktarılıyor. Çiftliğin rejim askerlerinin yıllarca kullandığı bir kontrol noktasına yakın olduğuna dikkat çekiliyor. 

Olay yerinde inceleme yapan adli tıp uzmanı Dr. Memdu Zubi, "Tam beklediğimiz şeyi bulduk, bir toplu mezarla karşılaştık" diyor. 

Hama kırsalındaki Ma'an köyü yakınlarında yer alan bir kuyudan da çok sayıda ceset çıkarıldı. Aynı bölgede en az üç kuyunun daha cesetleri atmak için kullanıldığı tespit edildi. 

Bir çiftçi, yıllardır kayıp olan kardeşini aradığını belirterek "Onun Sednaya'da olduğunu sanıyordum ama belki de bu kuyulardan birindedir" diyor. Sednaya Hapsihanesi, Esad rejiminin gerçekleştirdiği hak ihlalleri ve işkencelerle gündeme gelmişti.

Uluslararası Geçiş Dönemi Adaleti Merkezi (ICTJ) ve Suriyeli avukat ve doktor örgütlerinin verilerine göre ülke genelinde şimdiye dek 134 toplu mezar tespit edildi. Ancak gerçek sayının çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.

Suriye'nin son 50 yılda yaşadığı siyasi baskı, iç savaş, Rus bombardımanları, IŞİD saldırıları ve 2023 depreminin ülkede "sayısız gömülmemiş ceset" bıraktığı ifade ediliyor. 

2012-2013'te cesetlerin genellikle Rif Şam ilindeki El-Tel ve Najha bölgelerindeki açıklık alanlara gömüldüğü, daha sonraki naaşların geceleri gizlice farklı bölgelere taşındığı bildiriliyor. 

Suriye'de Ahmed Şara yönetiminin kurduğu Ulusal Kayıplar Komisyonu'nun uluslararası kuruluşlarla ortak çalışarak ülke genelinde DNA toplama, diş kayıtlarını eşleştirme ve rejim arşivlerini inceleme çalışması başlatması bekleniyor.

Komisyon başkanı Muhammed Rıza Celhi, sürecin maliyetinin 200 milyon dolara kadar çıkabileceğini söylüyor.

Suriyeli hak örgütlerine göre en az 160 bin kişi iç savaş sırasında kayboldu. Bu kişilerin çoğunun toplu mezarlarda olduğu düşünülüyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters


İran, ABD’yle nükleer müzakere şartlarını açıkladı

Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)
Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)
TT

İran, ABD’yle nükleer müzakere şartlarını açıkladı

Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)
Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)

İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in Dış Politika Danışmanı Kemal Harrazi, belirli koşulların sağlanması halinde ABD'yle nükleer müzakereleri yeniden başlatmaya açık olduklarını söyledi. 

Harrazi, CNN'de bugün yayımlanan söyleşisinde, ilk adımı ABD'den beklediklerini belirterek "Bizim belirlediğimiz koşullar temelinde görüşmeye hazır olduklarını göstermeliler" dedi.

Hamaney'e bağlı Dış İlişkiler Stratejik Konseyi'nin Başkanı Harrazi, haziranda İsrail'le yaşanan 12 günlük çatışmalardan önce belirledikleri koşulların değişmediğini ifade etti.

İran'ın tıbbi amaçlarla ve reaktörlere yakıt sağlamak için uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini belirten Harrazi, balistik füze programının müzakereye açık olmadığını söyleyerek "ABD ve diğer taraflarla yalnızca nükleer mesele hakkında görüşeceğiz" dedi. 

Diğer yandan İranlı yetkili, uranyum zenginleştirme seviyelerinde değişikliğe gitmeye açık olduklarına işaret ederek, "eşitlik ve karşılıklı saygı" temelinde ABD'yle yapılacak görüşmelerde çeşitli seçeneklerin değerlendirilebileceğini söyledi.

Harrazi, ABD'nin olumlu adımlar atarak Tahran'la ilişki kurması gerektiğini de sözlerine ekledi: 

İran'a karşı olumlu bir yaklaşımla sürece başlayın. Eğer olumlu davranırsanız kesinlikle karşılık görürsünüz. Ancak bunun için onlar (ABD) İran'a karşı herhangi bir güç kullanmaktan kaçınmalıdır. Bunu denediler ve şimdi bunun kabul edilemez ve uygulanabilir olmadığını anladılar.

ABD ve İran'ın son dönemde yürüttüğü nükleer müzakereler, İsrail'in saldırısıyla askıya alınmıştı. 

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

İsrail ve ABD, İran'ın uranyum zenginleştirerek nükleer silah elde etmeye çalıştığını savunurken Tahran iddiaları reddediyor. 

Harrazi, ABD veya İsrail'den gelebilecek olası bir saldırıya ilişkin "Her şey mümkün ancak bu senaryo için hazırız" dedi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı salı günü Beyaz Saray'da ağırlayan Trump, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada "İran'ın nükleer kapasitesini ortadan kaldırarak" iyi bir iş çıkardıklarını savunmuştu. Harrazi, ABD saldırısının ardından oluşan hasarla ilgili tespit çalışmalarının sürdüğünü belirtiyor. 

Buna ek olarak Trump, İran'ın da ABD'yle "anlaşma yapmak için can attığını" öne sürmüş, Tahran'ın iletişime geçmesi halinde buna açık olduklarını belirtmişti.
Independent Türkçe, CNN, Newsweek


ABD’nin Suudi Arabistan’a F-35 satışı İsrail’de nasıl yankılandı?

ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)
ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)
TT

ABD’nin Suudi Arabistan’a F-35 satışı İsrail’de nasıl yankılandı?

ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)
ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)

ABD'nin Suudi Arabistan'a F-35 satışına yeşil ışık yakması İsrail'de büyük yankı uyandırdı.

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, dün Beyaz Saray'da bir araya geldi. 

Görüşmede öne çıkan başlıklardan biri de Suudi Arabistan'a F-35 satışı oldu. Trump, satışı onayladığını duyururken, bunların İsrail'in elindeki F-35'lerle aynı seviyede olacağını söyledi. 

Toplantının ardından iki liderin düzenlediği basın toplantısında Trump, hem İsrail'i hem de Suudi Arabistan'ı "ABD'nin büyük müttefikleri" diye niteledi ve şöyle devam etti: 

Onların (İsrail'in) sizin daha düşük kalibreli uçaklar almanızı istediğini biliyorum. Ancak bunun sizi çok mutlu edeceğini sanmıyorum. Bana kalırsa, ikisi de en üst düzeyde donanıma sahip ürünleri (F-35 uçaklarını) alacak seviyede.

İsrailli haber sitesi Ynet'in aktardığına göre İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Trump-Selman görüşmesi öncesinde pazar günü Tel Aviv yönetimine olası uçak satışına dair bir rapor gönderdi. 

Raporda, İsrail'in bölgedeki hava üstünlüğünün beşinci nesil F-35'lerle düzenlediği uzun menzilli operasyonlara dayandığı belirtiliyor. Bu uçaklar Ortadoğu'da sadece İsrail'de var. Ancak Suudi Arabistan'a da aynı kalibrede uçaklar satılmasının İsrail ordusunun bölgedeki hakimiyetini zayıflatacağı uyarısında bulunuluyor. 

Ayrıca Riyad yönetiminin siparişlerinin savaş jetlerini üreten Lockheed Martin'de yoğunluk yaratacağı, İsrail'in uçaklarının teslimatının aksayabileceği belirtiliyor. 

Jerusalem Post'un analizinde, bunun ABD'nin Ortadoğu politikasında "ciddi değişime işaret edeceği ve Ortadoğu'daki dengeleri değiştirebileceği" yazılıyor.

Öte yandan Haaretz'in haberinde, İsrail'in hava üstünlüğünü kaybetmesine ilişkin endişelerin yersiz olduğu savunuluyor. 

Haziranda 12 gün süren İsrail-İran çatışmalarında Tel Aviv yönetiminin "hava üstünlüğünü açıkça gösterdiği", bunun hem F-35'ler hem de İsrail Hava Kuvvetleri'nin planlama becerisi sayesinde yapıldığı yazılıyor.

Haberde, Türkiye'nin ABD'den F-35 alma süreci de hatırlatılarak, "Suudilerin ya da Türklerin İsrail'le aradaki farkı kapatması zaman alır" ifadeleri kullanılıyor.

Diğer yandan Tel Aviv yönetimi, uçakların satışını Suudi Arabistan'la ilişkilerin normalleştirilmesi şartına bağlamıştı. Trump, görüşmede İbrahim Anlaşmaları'yla ilgili süreci ele aldıklarını belirtirken, Riyad'ın mutabakata katılımına dair net ifadeler kullanmadı. 

"F-35'ler için normalleşme şartı koşulmadı"

CNN'in analizinde, satışın gerçekleşmesi halinde Suudi Arabistan'ın beşinci nesil F-35'leri alan ilk Arap ülkesi olacağı belirtiliyor. Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, F-35 satışının İsrail'le normalleşme şartına bağlı olmadığını savunuyor. 

Riyad ve Tel Aviv arasında Washington arabuluculuğunda gerçekleştirilen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın Aksa Tufanı saldırısıyla 7 Ekim 2023'te patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. Suudi Arabistan, iki devletli çözümde ısrar ederken radikal sağcı İsrail yönetimi buna yanaşmıyor. 

King's College'dan Nawaf Obaid, Trump'ın Suudi Arabistan ve İsrail arasında tıkanan görüşmeleri kenara bırakmak istediğini belirterek şu yorumları yapıyor: 

Trump, bu iki süreci birbirinden ayırdığını açıkça belirtti. Sırf Netanyahu yüzünden tüm bu silah ve malzeme satışını durdurmakla zamanını boşa harcamayacak.

Obaid, Riyad ve Tel Aviv arasında normalleşme görüşmelerinin ilerlemesi için İsrail'de hükümetin değişmesi ve Filistin Devleti'nin kurulmasına yönelik yol haritası belirlenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, CNN, Times of Israel, Ynet, Haaretz