PKK Türkiye’ye karşı yürüttüğü 40 yıllık çatışma dönemini sonlandırdı

PKK'nın feshedileceğini ve silah bırakacağını açıklamasının ardından Kürt meselesi çözüme doğru ilerliyor

PKK'nın feshedildiğini duyurulmasının ardından Diyarbakır'da halk halay çekti (X platformu)
PKK'nın feshedildiğini duyurulmasının ardından Diyarbakır'da halk halay çekti (X platformu)
TT

PKK Türkiye’ye karşı yürüttüğü 40 yıllık çatışma dönemini sonlandırdı

PKK'nın feshedildiğini duyurulmasının ardından Diyarbakır'da halk halay çekti (X platformu)
PKK'nın feshedildiğini duyurulmasının ardından Diyarbakır'da halk halay çekti (X platformu)

Türkiye'de ‘tarihi’ olarak nitelendirilen bir gün... PKK dün, lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta cezaevinden yaptığı çağrıya yanıt verdi ve 40 yıllık silahlı çatışmayı sona erdirerek feshedildiğini ve silah bıraktığını açıkladı.

PKK, Öcalan'ın ‘Terörsüz Türkiye’ girişimi çerçevesinde yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısını yerine getirmek üzere 5-7 Mayıs tarihleri arasında 12’nci kongresini gerçekleştirmişti.

PKK'nın bu hamlesi, Kürt davasında bir kırılma yaratarak devletle 40 yılı aşkın süredir devam eden çatışmayı sona erdirebilir gibi görünüyordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKK'nın feshedildiğini açıklamasını yorumlarken “Alınan bu kararı ülkemizin güvenliğini, bölgemizin huzurunu ve milletin ebedi kardeşliğini güçlendirmesi bakımından önemli görüyoruz” dedi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ankara'da hükümet toplantısına başkanlık ettikten sonra yaptığı açıklamada Türkiye'nin kararın uygulanmasını ‘ihtiyatla’ izleyeceğinin altını çizdi.

Öte yandan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, PKK'nın dağıldığını görmekten mutluluk duyduğunu ifade etti.

Türkiye'nin güneydoğusunda Kürt nüfusun yoğun olduğu en büyük şehir olan Diyarbakır'da vatandaşlar, çatışmaların sona ermesi umuduyla sevinçlerini ifade etmek için sokaklara döküldü.

Buna karşın milliyetçi çizgideki İYİ Parti, PKK ile Ankara arasında devam eden süreci ‘vatana ihanet’ olarak nitelendirdi.



İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
TT

İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)

İranlı aktivist Nergis Muhammedi, İsrail’le İran arasında 12 gün süren çatışmalar hakkında "Savaş demokrasi mücadelesine büyük darbe vurdu" dedi.

Çatışmalar sırasında Tahran’a yapılan bombardımandan saklanmak için başkente bağlı bir köye sığındığını söyleyen Muhammedi, Wall Street Jorurnal’a (WSJ) konuştu.

2023’te Nobel Barış Ödülü’nü alan aktivist, Tahran’ın muhaliflere baskıyı artıracağını savunarak şunları söyledi:

Sivil toplum aktivistleri, siyasi aktivistler ve özellikle de sosyal faaliyetlere katılan gençlerin durumundan derin endişe duyuyorum. Maalesef önümüzdeki günlerde baskının daha da yoğunlaşacağını düşünüyorum.

"İran halkı için durum şu anda savaş öncesinden daha tehlikeli” diyen Muhammedi, İsrail’in saldırılarının ülkedeki demokrasi mücadelesini gerilettiğini belirtti.

Tahran rejimine karşı yıllardır mücadele vermesine rağmen İran’daki yönetimin yabancı ülkelerin müdahalesiyle belirlenemeyeceğini vurgulayan aktivist, bu konuda söz hakkının sadece halka ait olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çatışmalar sırasında İran halkına rejime karşı ayaklanma çağrısı yapmıştı. 53 yaşındaki muhalif, hem Netanyahu hem de Hamaney rejimine direnilmesi gerektiğini ifade etti:

İran'da cennet vaat ederken bizi cehenneme götüren Ali Hamaney liderliğindeki kadın düşmanı ve dinci bir hükümet var. Netanyahu da özgürlük ve demokrasi vaat ederken bizi cehenneme götürüyor.

Aktivist, İsrail’in başlattığı çatışmaların kendisine 1980-1988’deki İran-Irak savaşında geçen çocukluğunu hatırlattığını da sözlerine ekledi. Savaşın istenen dönüşümü kazanmak için bir yol olmadığının altını çizdi:

İran halkının aradığı köklü dönüşüm savaşla elde edilemez.

Guardian’ın 1 Temmuz’daki haberinde, İsrail’in saldırılarının İran’da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği yazılmıştı. İsrail ordusunun 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 mahkum öldürülmüştü. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği belirtilmişti.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edilmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Guardian